Sayfalar
▼
24 Aralık 2014 Çarşamba
23 Aralık 2014 Salı
22 Aralık 2014 Pazartesi
2 Haziran 2014 Pazartesi
Mustafa Kemal: “Hoca imza et dedim, keyfini bozarım sonra”
Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi
M. Kemal’in has adamlarından Falih Rıfkı Atay, hilâfetin kaldırılması kararının alınışının şâhidi olarak şunları anlatmaktadır.“Atatürk, o akşam biz devrimcileri sofraya çağırdı. Yemeğin bitimine doğru, ‘Çocuklar, yarın hilâfeti kaldırıyoruz” dedi.
“Çılgınca alkışladık, sevinç içinde ‘Bunu sizden başkası yapamaz Paşam!’ dedik.
“Peki öyleyse, dedi Atatürk. Geçin öbür odaya, yazın bir takrir. Ben onu hocalara imzalatayım. Yani Hilâfetin kalkmasını hocalar istemiş olsun.
17 Mayıs 2014 Cumartesi
Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çeşmesi, Beyoğlu, İstanbul
Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çeşmesi, Beyoğlu, İstanbul
Cezayirli
Paşa’nın birden çok çeşmesi var.
Bu hangisi derseniz Cezayirli Mektebi
Sokağı’ndakidir.
Kesme taştan yapılmış barok üsluplu oldukça zarif bir
çeşmedir.
Zarafeti akantüs yaprağı ve fener motiflerinden geliyor. Evler
arasında yol seviyesinin altında kalan çeşmenin etrafı tel örgülerle
çevrili.
Uzun Piyale Paşa Çeşmesi, Kasımpaşa, İstanbul
Uzun Piyale Paşa Çeşmesi, Kasımpaşa, İstanbul
Kasımpaşa’da Nalıncı Yokuşu ile Nalıncı
Mektebi Yokuşu’nun kesiştiği köşede yer alıyor.
Kaptan-ı Derya Uzun
Piyale Paşa tarafından yaptırılmış.
Ön yüzde sivri kemerli birer
nişlerden oluşan yan yana iki çeşme şeklinde...
Soldakinin sivri kemeri
tahrip olduğundan, sonradan sıvayla örülmüş.
Ayna taşı parçalanmış,
kaplamaları dökülmüş, altındaki tuğlalar gözüküyor.
2 Mayıs 2014 Cuma
Siroz'da Bulgar Zulmü
Siroz'da nefsini müdafaaya kalkışan Türkler, düşman askerlerinden iki kişiyi
öldürdüklerinden Bulgar zabit'i hemen saatine bakmış ve maiyetindeki
askerlerine hitaben:
«— Simdi saat dört'tür, yarın aynı saate kadar Türklere istediğinizi yapabilirsiniz!...» demiştir.
«— Simdi saat dört'tür, yarın aynı saate kadar Türklere istediğinizi yapabilirsiniz!...» demiştir.
17 Nisan 2014 Perşembe
Rumların Müslüman Türklere Karşı Yaptığı Zulümler
1919-1922 yılları arasında Yunanlılar umumiyetle aynı çeşit işkenceler yapmakta idiler.
İşgal ettikleri köylerde ve kasabalarda başvurdukları işkence usulleri şunlardır:
Tırnak sökme, un çuvalında dövme, çuvala koyup suya atma, ağaca ayaktan asma, ağaca asılanları kasap gibi parça parça etme, diri diri kazdırılan çukura gömme, göz oyma, kulak kesme, kol, bacak kesme, camiye doldurup yakma, evlerde soygun,
İşgal ettikleri köylerde ve kasabalarda başvurdukları işkence usulleri şunlardır:
Tırnak sökme, un çuvalında dövme, çuvala koyup suya atma, ağaca ayaktan asma, ağaca asılanları kasap gibi parça parça etme, diri diri kazdırılan çukura gömme, göz oyma, kulak kesme, kol, bacak kesme, camiye doldurup yakma, evlerde soygun,
25 Mart 2014 Salı
M.Kemal: Kral Kostantin hiç bu otele gelip de bir kadeh rakı içti mi?
Sanatı:
Gazetecilik.
Nereye gideceği: İzmir’e.
9 Eylül 338 (1922) tarihli yolculuk
vesikam şimdi masamın üstünde.
Arka
sayfasında fesli resmim ve biri Fransızca, biri İngilizce iki vize var. Sözde
kendi memleketimizdeyiz.
Yakup
Kadri ile beraber Paquet kumpanyasının Lamartine vapurundayız. Ta Kadifekale’de
Türk bayrağını görünceye kadar İzmir’e çıkıp çıkmıyacağımızı bilmiyorduk. Eğer
bir gecikme olmuşsa, vapurda kalacaktık.
Limanda
derin bir sessizlik. Zırhlıları ile, kruvazörleri ile, torpidoları ile İngiliz
donanması orada.