Mansûr Halîfe adında birisinden nakil olunmuştur:
Lütfullah Efendinin bir dergâhı vardı.
Kimseyi içeri almazdı.
Sâdece bana izin vermişti.
Ben orada Minhâcü'l-Âbidîn okurdum.
Mansûr Halîfe adında birisinden nakil olunmuştur:
Lütfullah Efendinin bir dergâhı vardı.
Kimseyi içeri almazdı.
Sâdece bana izin vermişti.
Ben orada Minhâcü'l-Âbidîn okurdum.
Kur'an'daki Bütün Harfleri Bin Katı Kadar Sevap Kazandıracak Bir Salât u Selam
اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلَّمْ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ مَا فِي جَمِيعِ الْقُرْآنِ حَرْفًا حَرْفًا وَبِعَدَدِ كُلِّ حَرْفٍ أَلْفًا أَلْفًا
Ulemadan bazısı Kur'ân-ı Kerîm'den bir miktar okuyan kişinin Kur'ân-ı Kerîm'in harflerinin sayısınca (323.671 harf / el-Fâsî, Metâli'u'l-Meserrât, sh:393) her bir harfe mukabil bin katıyla salât etmiş sevabı almak üzere şöyle bir salât sîğası zikretmişlerdir ki bu da 323 milyon 671 bin salâta mukabil olur.
* Lalegül Dergisi, Ocak 2015 Sayısı
1. Bir kişiyi telefonla iki defadan fazla aramayın.
Çağrınızı cevapmazlarsa, ilgilenmeleri gereken önemli bir şeyler olduğunu varsayın.
2. Ödünç aldığınız parayı, diğer kişi size ödünç verdiğini hatırlamadan önce iade edin.
Bu sizin dürüstlüğünüzü ve karakterinizi gösterir.
Aynı şey para haricindeki diğer şeyler için de geçerlidir.
Hacı Veyiszâde'nin oğlu Hafız Mehmet Kurucu Hoca anlatıyor:
Müftülük, babama Kapı Camii'nde vaaz ettirmiyordu.
Sonra Diyanetten bir emir geldi.
"Bütün vaizler Kapı Camii'nde bir gün vaaz edecek!" diye Diyanetten emir gelince, Müftü bunu önle yemedi.
Lâdikli Ahmed Ağa'nın torunu Ahmed Elma anlatıyor:
Lâdikli Ahmed Ağa'nın misafirlerinden birisi:
-Hacı Baba, bizim bir komşumuz var.
Takva üzerine yaşamak için Hasan Basrî Hazretleri gibi ayaklarını bağlayarak yatıyor, demiş.
Konya'nın yakın köylerinden fakir ve küçük yaşta babasını kaybetmiş bir çocuk, okumak için Konya'ya gelerek, İmam-Hatip Okulu'na kaydolur.
İhtiyar ve hastalıklı annesi biricik yavrusunu Konya'ya yollarken, evindeki zaten mahdud olan erzak, yiyecek ve giyecekten bir torba yapıp, uğurlar.
Çocuk, Konya'ya daha önce hiç gelmemiştir.
Şehrin tamamıyle yabancısıdır.
İlk gün Okulun yanındaki Kadı İzzeddin Camii'nde bir akşam namazı kılar.
Mahzundur, yabancıdır.
Eli yüzü düzgündür.
Lâdikli Ahmed Ağa'nın torunu Ahmet Elma anlatıyor:
Konya'daki bir Kur'an Kursu'nda talebe iken çok hastalanmıştım.
Benim gibi en az on talebe daha hasta vaziyette yatakhanede yatıyorduk.
Bir gün bizi dispansere gönderdiler ve orada muayene olduk.
Bize, "Hiçbir şeyiniz yok sizin. Hepiniz aspirin, gripin hastasısınız. Hocalara selam söyleyin" deyip kursa geri gönderdiler.
Ben Kur'an Kursu'na geldikten sonra daha çok rahatsızlandım.
Gelen giden yok, bakan ilgilenen yok.
Neyse ertesi gün kendimi biraz iyi hissettim ve kurstan kaçmaya karar verdim.
Nihayet nöbetçiyi atlatıp bu isteğimi gerçekleştirdim.
Hz Aişe, ilim ve irfanda da bir taneydi.
Sahabilerin birçoğu ondan sual sorar ve içinden çıkamadıkları fıkhi meseleleri öğrenirlerdi.
Bir gün Hazret-i Muaviye adamlarından birine şöyle sordu:
-En büyük âlim kimdir?
Hz.Peygamberimiz buyurur ki:
Siz gökteki parlak yıldızı nasıl görürseniz, cennettekiler de göğün daha üstüne bakarlar.
Ebû Bekir ve Ömer onlardandır.
Onlar bu mertebeye yükseldiler, bu nimete nail oldular.
سُبْحَانَكَ رَبِّي لٰا إِلٰهَ إِلَّا أَنْتَ عَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ وَأَنْتَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
Bir gün yaşlı bir kadın Somuncu Baba'nın huzuruna gelip;
-Efendim! Benim bir ineğim vardı.
Sabahleyin sığırtmaca teslim ettim, fakat akşam dönmedi.
Çok aradım, bulamadım.
Ne olur derdime çare olunuz, diye yalvardı.
Fotoğrafçı Abdullah Ektem, Hacı Veyiszâde Hoca Efendi'yi anlatıyor:
Ben, Hoca Efendi'yi çocukluğumdan beri tanırım.
Elini öperdik.
Hoş sohbet bir insandı.
Küçüğe de büyüğe de hürmet ederdi.
Ağzından hiç bir kötü laf çıkmazdı.
Vaktiyle Osmanlılar zamanında Bulgaristan'a yerleştirilen aileler, yıllar sonra komünizmin zulmünden dolayı eski memleketlerine göç etmek zorunda kalmışlar.
İşte bu göçmenlerden bir aile de gelip, bize komşu olmuşlar.
Her kim bu zikri 3 kere okursa Kadir Gecesine kavuşmuş gibi olur...
Zührî Radıyallâhü Anh'dan rivayet edilen bir Hadîs-i Şerîf'te Rasûlullâh Sallallâhü Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Herkim üç kere:
Mehmet Emin Efendi, Doğu Anadolu'da yetişen evliyanın meşhurlarındandır.
Babası Seyyid Abdülaziz'dir.
1854 senesinde Yukarı Doğubayezid'de doğdu.
1914 de yine orada vefat etti.
Tasavvufta yüksek haller ve kerametler sahibi mübarek bir zattı.
Kabri Yukarı Doğubayezid'de aile kabristanındadır.