Sayfalar

5 Ocak 2022 Çarşamba

.....Senin cenaze namazını kılmazdım!

Fâtımatü’z-Zehrâ Validemiz Radıyallâhü Anhâ ile Hz. Ali (Kerremallahü Veche) Efendimiz arasında “itaat meselesi”nden dolayı küçük bir kırgınlık olur.
Fâtıma annemiz:
“Ya Ali! Ben sana latife etmiştim, anlamadın mı?” der.
Hz. Ali Efendimiz ise: “Yok, sana kırıldım, Ben senden böyle sözler ummazdım” şeklinde karşılık verir.
Bunun üzerine Hz. Fâtıma, kendisini affettirmek için Hz. Ali Efendimizin etrafında yedi defa Kabe’yi tavaf eder gibi, döner, döner, döner…
Ve ekler:
“Sen kırgın olursan, ben ehl-i nârdan olurum ya Ali, bana hakkını haram et.”
“Bin defa helal olsun” der Hz. Ali ve onu bağışlar.

Fakat yine de Hz. Fâtıma’nın kalbi mutmain olmaz.
Indallah (Allah'ın katında) mes'ul oldum mu acaba, diye, Peygamberimize sormak için koşar.
Rasûlullah Efendimiz Sallalahü Aleyhi Vesellem’e yolda rastlar.
Efendimiz onun bu telaşeli halini görünce sorar:
“Ne oldu Yâ Fâtıma?”
Hz. Fâtıma, eşiyle arasında geçenleri bir bir Peygamber Efendimize anlatır.
Onunla helalleştiğini söyler:
“Fakat yine de ındallah, onun hakkı tamam mı, Allah’ı razı edebildim mi, daha hakkı bende kaldı mı? diye sormak için geldim ya Rasûlallah!”
En çok sevdiği ve “Kim Fâtıma’yı üzerse Beni üzer” dediği kızı Fâtıma’ya hitaben şöyle söyler Muhammed Mustafa Sallalahü Aleyhi Vesellem:
“Hakkın helal olmuş Yâ Fâtıma, tamam, korkma!
Ama eğer kocan sana kırgın olsaydı ve sen buraya gelirken de emr-i Hak vaki olup yolda ölseydin, senin cenaze namazını kılmazdım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder