Sayfalar

6 Ocak 2023 Cuma

Aziz Dimitros Rum Kilisesi, Gülşehir, Nevşehir

Aziz Dimitros Rum Kilisesi, Gülşehir, Nevşehir - 
Aziz Dimitros Rum Kilisesi, Nevşehir'in Gülşehir İlçesi Çalışanlar Mahallesinde bulunmaktadır.
Aziz Dimitros adına yapılmış olan tarihi kilise, mübadeleden sonra kaderine terkedilmiş halde yaklaşık 100 yılda tahrip oldu.   
Yapıldıktan sonra kısa bir süre kullanılan kilise, Rumların mübadele ile göç etmeleri sonucu atıl kaldı. 
Bazı dönemlerde depo olarak kullanılsa da uzun zaman kendi haline terkedilen kilise, 27.4.2011 yılında Gülşehir Belediyesine tahsis edildi. 
Çevre düzenlemesi ve iç temizliği yapılarak, Gülşehir'den mübadele ile giden Rumların ikinci ve üçüncü kuşak akrabalarının ziyaretine de konu olan tarihi kilisede Fener Rum Patriği Bartholomeus 2011 yılının mayısında, 1924'ten beri yapılmayan bir ayini de yönetti.   
Ancak, Kültür Bakanlığı tarafından rölövesi yapıldıktan sonra restore edileceği söylenen tarihi Rum kilisesi o zamandan sonra herhangi bir işlem yapılmadan kaldı. 
Kilise, bazalt ve kesme blok taşlar yapılmıştır.
Ana kapısı tahrip olan ve kitabesi Nevşehir Müzesinde bulunan tarihi kilisenin içindeki sütunlardan ikisi çatlarken, bunlardan birisine demir kuşak geçirilmiş. 
Depo olarak kullanıldığı zamanlarda duvarları sıvanmış olan kilisede sıvaların dökülmesi sonucu yer yer alttaki solmuş olan freskler çıkarken, kimi su alan yerlerde ise duvar taşları açığa çıkmış. 
Duvarlara yazılan yazıdan başka içeride yakılan ateşin isleri kötü bir görünüme sebep oluyor.  
Bahçesinde bir de ayazma olarak kullanılmış bir kuyu yer almaktadır.

Aziz Dimitros Kimdir?  

Aziz Dimitros, zengin bir ailenin çocuğu olarak 260 yılında Selanik’te dünyaya geldi. 
İlk eğitimini ailesinden aldı. 
Genç yaşta asker olarak hizmet ederek, inançlı, zeki ve cesur bir insan olduğundan kısa bir sürede komutanlık makamına ulaştı.  
O dönemde Hristiyanların baş düşmanı olan Dioklitianos, Roma Kralı idi. 
Anadolu sorumlusu da damadı olan Maksimianos idi. 
Maksimianos, azizin özelliklerini gördüğünde hristiyan olduğunu bilmeden onu Selanik’e dük olarak atadı. 
Aziz, bu makama ulaştığında korkusuzca hristiyanlığı askerlerine öğretiyor ve onlara putların sahte ve insan işi olduğunu anlatıyordu. 
Bir çok asker, azize eğitim almak için gidiyordu. 
Kısa bir zaman içerisinde bir çok kişi putperestlik tuzağından kurtularak hristiyan oldu.  
Bir gün putperestlerden bir kaçı Maksimianos’a giderek azizin putlara karşı olduğunu ve Mesih İsa'nın öğretisini yaydığını bildirdiler. 
Maksimianos bundan emin olmak űzere bütün üst düzey komutanlarını putlara tapınmaları için davet etti. 
Azizin tapınağa gelmeyi reddettiğini görünce onu yargılamak için karşısına getirmelerini emretti.
Aralarında şöyle konuştular:
-Dimitrios neden tapιnağa gelmedin? 
Neden bunu reddettin?  
-Efendim hiç bir zaman senin emirlerinden dışarı çıkmadım ve hiç bir zaman senin büyüklüğünü küçümsemedim. 
Ancak Mesih İsa’ya daha sadığım çünkü o benim ve bütün insanlığın kurtarıcısıdır. 
Bu yüzden sizin o sahte tanrılarınıza tapınmayı reddettim.  

Maksimianos, azizin bu sözlerine kızarak karanlık bir odaya kapatılmasını emretti. 
O oda bir hamamın altında bulunduğundan her yerde pis bir koku ve kirli su vardı. 
Azizi odaya attıkları zaman bir akrep yuvasından çıkarak azize saldırmaya kalkıştı. 
Aziz haçını yaptıktan sonra üzerine bastı ve akrebi öldürdü. 
O sırada Tanrı’nın meleği azize görünerek ona altın taç taktι ve şunları söyledi:
-Dimitrios cesaretli ol, düşmanlarını yeneceksin.  

Bunun üzerine aziz şeytanı yeneceğini anladı. 
Bu yüzden hapishanede Tanrı’ya şükrediyor ve sevinç dolu dua ediyordu.  
Dimitrios hapishanede yaklaşık bir sene kaldı. 
Bu sűre içerisinde öğrencileri azizin ziyaretine geliyor, o da onları eğitiyordu.  
291 yılında Selanik arenasında teke tek dövüşler gerçekleştirildi. 
Arenada Maksimianos’tan başka Dioklitianos da bulunmaktaydı. 
Hiç kimse tarafιndan yenilememiş olan çok güçlü ve dev Lyaeos adındaki gladyatör arenaya çıkarak hristiyanlara küfretmeye ve onları kendisiyle savaşmaya davet etti. 
Azizin öğrencilerinden Nestoras bu sözleri duyduğunda bu dev adamı öldürmek için öğretmeni olan azize giderek onun kutsamasını istedi. 
Dimitros ona:
-Git sevgili kardeşim. 
Düşmanını yeneceksin ama Mesih İsa adına da şehit olacaksın, dedi.

Nestoras sevinç içerisinde arenaya döndü.
Bir kılıç alarak savaşmak için çıktı. 
Halk genç hristiyanı gördüğünde onunla dalga geçip güldüler. 
Lyaeos, gence şunları söyledi:  
-Sen beni yenemezsin ve ölmek için de çok gençsin. 
Sen öleceksin ve ben de seni yeneceğim!  

Bu sözler üzerine Lyaeos, Nestoras ile savaşmayı kabul etti. 
Dimitrios’un öğrencisi haç çιkardιktan sonra:  
-Dimitrios’un Tanrı’sı bana yardım et, diye haykırdι. 
Kılıcını kaptığı gibi saldırιp tek bir vuruşla dev adamı yere yığdı ve onu öldürdü. 
Bütün arena sessizliğe büründü. 
Hayatında hiç bir zaman savaşmamış olan 20 yaşındaki bir genç putperestlerin sevgili kahramanını öldürmüştü. 
Bunun üzerine kral, genci yanına çağırarak:  
- Hangi büyülerle yenilmez Lyaeos'u yenmeyi başardın?  
-Büyülerle yenmedim. 
Gerçek Tanrı olan Mesih İsa’nın gücü ile yendim, diye cevap verdi Nestoras.  

Olaydan çok kızgın olan kral, Lyaeos’un ölümüne sebep olan kılıçla kendisinin de öldürülmesini emretti. 
Böylece aziz Nestoras, öğretmeninin de söylediği gibi Mesih İsa adına şehit oldu.  
Aziz Dimitros, Mesih İsa adına kanını dökeceği anı sabırsızlıkla bekliyordu. 
Kral, Nestoras’ın galibiyetini, hristiyanlığın putlara karşı bir  galibiyeti gibi algıladığından çok sinirlendi. 
Bu yüzden Dimitros’un da öldürülmesini emretti. 
Askerler hapse girdiklerinde aziz sağ kolunu kaldırarak, kılıçlamalarını bekledi. 
Bedeninin ölümüyle Tanrı’nın sonsuz krallığına kavuşacaktı. 
Askerler azizin karnının yan tarafına indirdikleri kılıç darbeleriyle azizi öldürdüler.  
Dimitros’un bedenini hristiyanlar öldüğü yere gömdüler. 
Ama o zamandan beri mezarının içerisinden muhteşem bir koku yayılmaya ve muhteşem kokulu bir su akmaya başladı. 
O kirli mekan, muhteşem kokuyor, kimse bu olayın ne olduğunu anlayamıyordu. 
Bugüne kadar azizin bedeninin bulunduğu kilisede azizin yortusunun olduğu gün, bütün kilise muhteşem koktu ve inananlar bu su ile kutsandılar. 
Bir çok kişi hastalığına derman buldu. 
Aziz Dimitros, Selanik şehrinin koruyucusu oldu.












Kaynak: http://www.gulsehir.org.tr/tarihi-rum-kilisesi-onarim-bekliyor/924/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder