Asıl senin iyi bir tabibe ihtiyacın var!

Mehmet Metin anlatıyor:

Alvarlı Efe Hazretleri'nin yanına çok kimseler gelirdi. 
Allah rahmet eylesin, eski müftü Solakzâde Sâdık Efendi'yi orada çok görürdüm.
Önceden biraz muhalifmiş anladığıma göre.
Ama sonradan Efe Hazretleri'ne sık sık gelirdi.
Birkaç rahatsızlığı olduğu için Efendi Hazretleri'nin yanına ne zaman iyi bir doktor bulsa alır getirirdi. 
Dolayısıyla Sadık Hoca Efendi'yi orada çok görürdük. 

Yine bir gün Erzurum Eski Müftüsü Solakzâde Sâdık Efendi, Alvarlı Efe Hazretleri'ne bir doktor getirmişti. 
Biz de oradaydık. 
Efe Hazretleri, bir ziyaretine gelen olursa, gözleri görmediği için ellerini gelenin başına kor, şöyle bir sıvazlardı. 
Müftü Efendi istiyor ki, bir an evvel muayene etsin. 
Efendi Hazretleri hemen her önüne gelene muayene olmazdı. 
Doktora:
-Oğlum, ben ihtiyarım, kusura bakılmaz değil mi? dedi.
"Evet" cevabını alınca:
-Peki evladım, namaz kılıyor musunuz? diye sordu. 
Doktor ne söyleyeceğini şaştı ve müftü imdadına yetişti:
-Evvela bir muayene etsin, sonra sohbet ederiz, dedi. 
Efe Hazretleri:
-İhtiyarlığımın kusuruna bakmayınız, beni hoş görünüz, siz benim soruma cevap verin, ondan sonra muayene edersiniz, dedi. 
"Kılmıyorum" cevabını alınca:
-Oğlum, ben 94 yaşındayım, bir ayağım çukura girmiş, öbür ayağım da girmek üzere.
Esas senin iyi bir tabibe ihtiyacın var.

O zaman bu hatıra hepimizi çok duygulandırmıştı.

• Alvarlı Efe Hazretleri, Ahmet Ersöz; s.96.