Sayfalar

16 Haziran 2023 Cuma

Çocukları okşamak, Peygamber'den Müslümanlara bir mirastır.

Ergenlik çağına erip de dervişliğe ve ermişliğe göz ve gönül diken insanların ulaşmaya çalıştıkları "Nefs-i Safiye" mertebesi, herkesin vaktiyle yaşadığı "çocukluk safiyeti"nin kemåle ermiş şeklidir.
Mesnevihan Siraceddin Efendi, çocukla çocuklaşma konusunda, bizzat içinde bulunduğu bir sahneyi şöyle anlatıyor:


Bir gün, Hüsameddin Çelebi ile birlikte Hazreti Hüdavendigâr'i ziyarete gitmiştik. 
Dergahtan içeriye girdiğimiz esnada Hüdavendigârımız Mevlânâ Hazretleri, torunu Ulu Arif Çelebi'yi küçük bir arabaya, çocuk arabasına oturtmuş onu çekiyordu. 
Biz içeriye girip de selam edince, selamımızı aldıktan sonra, arabanın ipini omuzuna koyarak:
-Arif'e öküzcülük edilebilir! diye latife ettiler.

Bunun üzerine arabanın öbür ucundan da Hüsameddin Çelebi tutarak, ikisi birlikte dergahın avlusunda dolaşmaya başladılar.
Ulu Ârif Çelebi tatlı tatlı gülüyor, oynuyor, sevinç çığlıkları atıyordu. 
Bir süre sonra, Ulu Arif Çelebi'nin başını okşarken, şunları söyledi Mevlână:
Çocukları okşamak, şeriat padişahı ve hakikat ayının feleği olan Peygamberimiz Aleyhisselâm'dan biz müslümanlara kalmış bir mirastır. 
Hazreti Peygamber: "Çocuğu olan çocuklaşır" buyurmuştur.

Babanın aklı dünyayı da ölçse, çocuğun anlaması için "ti ti" der.
Madem ki işim gücüm çocuklar, çocukların diliyle konuşmak gerek.

Hareti Hasan ve Hazreti Hüseyin çocukluk yıllarında Hazreti Peygamberin kapısında oynuyorlardı. 
Oradan geçen bir bedevi devesini dehlemek amacıyla ona vurunca, deve af af der gibi bir ses çıkarıyordu. 
Bu duruma çok gülen çocuklar, o gülüşme içinde içeriye girerek, gördükleri sahneyi Hazreti Peygambere anlatınca, Cenâb-ı Peygamber, deve gibi çömelerek, Hazreti Hasan ile Hazreti Hüseyin'i sırtına aldı. 
Sonra da, onları: "af af af" diyerek evin içinde dolaştırdı. 
Onlar, çocukluk afiyet ve safiyeti içinde tatlı tatlı, temiz temiz gülerken, Hazreti Peygamber: 
"Sizin dedeniz ne güzel bir deve, ve sizler de onun ne güzel binicilerisiniz" buyurdu.
Şimdi biz de Arif hakkında böyle söylüyor, böyle hareket ediyoruz.
  1. Menâkıbü'l Ârifîn, Ahmed Eflaki Dede; 2/290.
  2. İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ, Mustafa ÖZDAMAR, Sh.: 35, 36.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder