Sayfalar

11 Haziran 2023 Pazar

Şeriatın Namusunu Korumak

Sultan Veled, yirmi yaşına basınca, halvete girip çile çıkarma arzusunda bulundu.
Hazreti Mevlâna, göz ve gönül bebeği oğluna:
-Bahaddin! Muhammediler için çile ve halvet yoktur! 
Bu bizim dinimizde bid'attir! 
Bu, Hz.Mûsâ ve Hz.İsâ şeriatında vardır! 
Bizim yapacağımız bütün mücahedeler, yalnız çocuklarımızın ve dostlarımızın rahatı içindir! 
Halvete hiç ihtiyaç yoktur! 
Zahmet çekip mübârek vücudunu incitme! dediyse de, Sultan Veled:
-Kırk gün halvette oturmak istiyorum.
Hüdavendigâr Hazretlerinden himmet ve kuvvet diliyorum, diye ısrar etti.Bunun üzerine Hazreti Mevlânâ izin verdi ve bir halvet hazırlattı.
Sultan Veled halvete girince kapısını kerpiçle ördüler!
Hazreti Mevlânâ ve Şeyh Selahaddin, üç günde bir gelirler, halvetin etrafını dolaşırlar giderlerdi.
Kırk gün dolup da halvetin kapısı açılınca, Sultan Veled'in nur banyosunda terleyip tazelendiğini orada bulunan herkes gördü. 
O sevinç içinde hep birlikte sema ettiler. 
Sema sona erip de dergah tenhalaşınca, Hazreti Mevlânâ:
-Bahaddin! 
Bizim Şeyh huzurunda halvette vâki olan keşiflerden birkaç sır söyle! 
Selahaddinimizin Halvet erbâbı hal celvetinden hâlî (boş) kalmaz! dedi.

Gönüller Sultan Hazreti Mevlana böyle ferman edince, şunları anlattı o gün, orada Sultan Veled:
-Halvette otuz gün geçince, gözümün önünden yüksek dağlar gibi renk renk nurların hiç ara vermeksizin yığın yığın geçtiğini gördüm! 
O nurlar arasında: "Allah bütün günahları elbet afveder!" ayetini kulağımla işittim. 
Bu ses, fasılasız can kulağıma ulaşıyordu! 
Ben de bu sesin lezzetiyle kendimden geçiyordum!
Daha sonra, gözümün önüne, kırmızı, yeşil, beyaz levhalar tuttuklarını ve bu levhalarda:
"Bizden yüz çevirmenin dışında bütün günahların bağışlanmıştır" yazılıydı.

Sultan Veled'in söz yumağı böyle açılıp saçılmaya başlayınca, Hazreti Mevlână, derin bir coşkunluk içinde:
-Bes, bes (yeter)! 
Gördüğün ve işittiğin gibidir! 
Belki bundan yüzbin kere de fazladır.
Fakat, şeriatın namusunu korumak ve şeriat sahibine uymak için bu sırları gizli tut!
Kimseye söyleme, zirâ, bu eşek kuyruğundan farkı olmayan insanlar defsiz oynarlar! 
İnsanların kötüleri bu hakikatlerin sırlarına vakıf olurlarsa dünyayı harab ederler! 
Ümmetin kalbi zayıf olanlarında, kader sırrına tahammül edecek tâkat yoktur! 
Onlar, Allah'ın hikmetinden habersiz ve beşer şeklinde yaratılmış eşeklerdir!
Sultanın sırrını kimseye söyleme, sakın!
Sineğin önüne şeker dökme, sakın.
Eğer şeker, eşeği neşelendirseydi, eşekci onun önüne kantar kantar şeker dökerdi.
Her kime işin sırlarını öğrettilerse, ağzını dikip mühürlediler!
  1. Menâkıbü'l Ârifîn, Ahmed Eflaki Dede; Sultan Veled Bölümü
  2. İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ, Mustafa ÖZDAMAR, Sh.: 306, 307.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder