Sayfalar

12 Ocak 2024 Cuma

Seyyid Mahmud Hayranî Kimdir?

Seyyid Mahmud Hayranî'nin hayatı hakkında kâfî derecede malumat mevcut değildir.
Ölüm tarihinden hareketle XIII.yüzyılın başlarında doğduğu söylenebilir. 
İsminin başındaki “Seyyid” unvanı onun muhtemelen Hz.Peygamber soyundan olduğunu gösterir. 
Türk ve İslâm Eserleri Müzesi’nde bulunan ve Selçuklu ağaç işçiliğinin güzel örneklerinden olan sandukasının üzerindeki kitâbeye göre babası Selçuklu devlet adamlarından Mesud Paşa olup dedesinin adı Mahmud’dur. 

Onun Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin amcasının oğlu olduğu şeklindeki rivayeti doğrulayacak bir delil bulunamamıştır. 
Ancak Necmeddin Ahmed (Ö. 649 H/1251 M) adlı bir kardeşi olduğu bilinmektedir. 
Mahmûd-ı Hayrânî’nin Baba İlyas ve Hacı Bektaş-ı Velî ile münasebet içinde bulunduğuna bakılarak bu çevrelere mensup olduğu söylenebilir. 

XV.yüzyılın son çeyreğinde kaleme alınan Ebülhayr Rûmî’nin Saltuknâme’sinde, onun Hayrânî nisbesini almasıyla “hayret” makamında temkin sahibi bir sûfî olması arasındaki ilgiyi açıklayan şu hadise anlatılmaktadır: 
Bir velîler meclisinde Ahmed Fakih, Hz.Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Seyyid Mahmûd-ı Hayrânî’yi göremeyince etrafındakilere böyle bir mecliste onların niçin hazır bulunmadığını sorar. 
Sarı Saltuk, Hz.Mevlânâ’nın âşık, Seyyid Mahmûd’un hayret sahibi (hayran) olduğunu, bu sebeple akıllılar meclisinde yer almadıklarını söyler.
Ahmed Eflâkî’nin Menâḳıbü’l-ʿârifîn’inden Mahmûd-ı Hayrânî’nin çağdaşı Hz.Mevlânâ ile samimi bir münasebet içinde olduğu anlaşılmaktadır. 

Şeyh Muhyiddin adlı bir Bektaşî şairinin 880 yılında (1475-76) yazdığı, Hızırnâme adıyla tanınan divanında Mahmûd-ı Hayrânî’nin Hacı Bektâş-ı Velî, Sadreddin Konevî, Mevlânâ, Sultan Veled, Şems-i Tebrîzî, Sarı Saltuk gibi velîlerle aynı mecliste bulunduğu anlatılmaktadır. 
Vilâyetnâme’de adı Hacı Bektaş’ın vefatı sırasında yanında bulunanlar arasında zikredilmektedir.
H.667/M.1269'da vefat eden Mahmûd-ı Hayrânî, bugün Akşehir’in Anıt mahallesinde kendi adını taşıyan sokakta bulunan türbesine defnedilmiştir. 
İbrahim Hakkı Konyalı kabrinin bulunduğu yerde zâviyesi ve diğer ek binalarının olduğunu, 1920’lerde zâviyenin taçkapısının ayakta bulunduğunu, daha sonra yıkıldığını söyler.
Mahmûd-ı Hayrânî’nin etrafında teşekkül eden menkıbeleri içeren Menâkıb-ı Seyyid Mahmûd-ı Hayrânî adlı eserin günümüze ulaşmadığı kaydedilmektedir.
M. Fuad Köprülü, Seyyid Mahmûd-ı Hayrânî adına hayatında bir vakıf kurulduğunu, vakfiyesinin 655 /1257 tarihli olduğunu söyler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder