Bu adamlara söyle, Bekir'le uğraşmasınlar!

Yaşar Gökçek Hoca* anlatıyor:

İmam Hatip Okulu'nun Müdürü Bekir (Elam) Bey, Halk Partisini tutardı. 
Bu itibarla Demokrat Partililer de onunla çok uğraşırlardı, ama değiştiremezlerdi.
Yine bir sabah, mübarek, tuttu elimden, gittik odasına:
-Oğlum, bu adamlara söyle, Bekir'le uğraşmasınlar!.. 
Ben sağken Bekir'den okula bir zarar gelmez!..

Epey hiddetli bir hali vardı Hoca Efendi'nin bunu söylerken.
-Başüstüne efendim! dedim amma... 
Hacı Veyiszâde Hoca Efendi Hazretlerinin "bu adamlar" dediği kimselerin kim olduklarını filân da hiç sormadığım için, Allahım kim "bu adamlar" diye düşünüp duruyorum.
Hoca Efendi Hazretleri bir şey söyledi mi, onun üstüne bir şey, bir soru, bir teklif, bir itiraz eklemezdik biz. 
Aldığımız emrin tatbik yollarını arar dururduk zuhurat içinde.

O gün de öyle oldu. 
Ertesi gün okula gittim. 
Müdür odasının önünden geçiyorum, Bekir bey çağırdı: 
-Yaşar bey, gel seni vekilimizle tanıştıracağım! dedi.

Girdim içeri. 
Bekir Bey takdim etti: 
-Konya Milletvekili bilmem kim!.. Şimdi ismini hatırlayamıyorum:
-Müşerref oldum efendim! dedim, oturduk, konuştuk bir hayli. 

Sonra:
-Efendim, müsâde ederseniz ben hastahaneye gitmek istiyorum! dedim.
Konya Milletvekili olan zât:
-Ben de gitmek istiyorum hastahaneye, birlikte gidelim! dedi.

Çıktık, yürüyoruz:
-Yaşar bey, bir şey soracağım size! 
Siz Konyalı değilsiniz, yan tutmadan cevap verebilecek tek kişi sizsiniz belki, dedi.
-Buyurun! dedim.
-Bekir Bey hakkında ne düşünürsünüz? dedi.
-Allah razı olsun! dedim.
-Niye? diye sordu.
-Beni bir yükten kurtardınız, dedim. 

Sonra da Hoca Efendi Hazretlerinin söylediklerini naklettim.
-Öyle mi? dedi. 
-Evet! dedim.
-Tamam öyleyse, başüstüne! dedi.

Ve hakikaten de öyle oldu. 
Hoca Efendi sağ olduğu müddetçe ne Bekir Bey'den -Halk Partili olmasına rağmen- okula bir zarar geldi, ne de Bekir Bey'i görevden alabildiler.

Hoca Efendi Hazretlerinin bir stratejisiydi bu. 
Devletin tavanı Demokrat Partili olsa da... Taban, alt yapı, bürokrasi olduğu gibi Halk Partili olduğu için... 
Oralarda epey işe yarıyordu Bekir Bey.
Ne zaman ki Hoca Efendi Dâr-ı Bekâ etti, haftasında aldılar Bekir Bey'i görevden.

* Yaşar Gökçek Kimdir?

Konya İmam Hatib Okulu'nun bir anası bir de babası vardı: Şehbal Ana ve Yaşar Baba!..
Yaşar Gökçek ve Şehbal Gökçek çifti, dünyanın en uyumlu çiftlerinden biriydi.
Yaşar baba ilâç plâsiyeri, pazarlamacısı, Şehbal Ana hukukçuydu.
İkisi de İmam Hatib'e adamışlardı kendilerini. 
Evleriyle okul arasında hiç bir fark gözetmiyorlardı. 
Kendi öz evlâtları gibi seviyorlardı öğrencilerini.
Geceleri de gündüzleri de onların iyi yetiştirilmesi için geçiyordu.
İmam Hatib Okulu, onlar için bir ümit kapısıydı, ekmek kapısı değil. 
Vatanın imarı, devletin tamiri ve milletin ümranı için açılmış bir ümit kapısı...
Bu kapıyı devamlı açık tutmak ve bu kapıdan girip çıkanların seviyelerini yükseltmek için çalışıp çabalıyorlardı.
Yaşar Baba, boş bulduğu her derse giriyor, ama hiç bir dersten tek kuruş ücret almıyordu.
Bunca çalışıp çabalamaya rağmen, herhangi bir siyasi yatırım yapma niyeti de yoktu.

* Hacı Veyiszâde, Mustafa ÖZDAMAR, 1997, s.180, 220, 221, 222.