Sayfalar

28 Kasım 2024 Perşembe

Ulan, üç defadır görüyorsun, ne zaman imana geleceksin?


Sahaflar Şeyhi El-Hac Muzaffer Özak, İstanbul Bâyezid Camii civarındaki Sahaflar Çarşısı’ndaki dükkânında ticaret; aynı zamanda Vezneciler Camii'nde imamlık ve diğer camilerde vaizlik yaptığı esnada, bir gece rüyasında, Sarayburnu ile Kızkulesi arasında yelkenli bir gemide olduğunu görür. 
Geminin yelkenleri yırtılmış, direkleri kırılmış, deniz, azgın ve dalgalar gemiyi batırmak üzeredir. 
Bir zat Muzaffer Özak'a bir kâğıt uzatır: 
-Bu kâğıdın içindekini oku, bu beladan kurtul, der.

Sabahleyin dükkâna geldiğinde, rüyada gördüğü o zat dükkânın önünden geçmektedir. 
-Bu zâtı ben bu gece rüyada gördüm, der. 
Ama o zat ile tanışmaya cesaret edemez.

Aradan birkaç gün geçer. 
Yine rüyada görür onu. 
Kendisine, elinde bulunan bastonu ile kendi tarafına geçmesini işaret etmektedir. 
Sabahleyin o zat yine dükkânın önünden geçmektedir. 
Hayretle: 
-Bu zâtı iki defadır rüyamda görüyorum, bunda bir manevi emir var ise, bu zat bana müracaat etsin, der. 

Aradan birkaç gün geçer, yine bu zatı rüyasında görür. 
Muzaffer Özak'ı kucaklar ve sarılır; öyle bir sıkar ki, kemiklerinin birbirine geçtiğini zanneder. 
Sonra bırakır ve yanında bulunan tac denilen bir Halvetî sarığını başına kor. 
O sarık o kadar ağırdır ki, sanki yedi kat semanın ağırlığını taşımaktadır.
Uyanır, dükkâna gelir, bir de bakar ki o zat, elinde bastonu, başında şal örtü olduğu halde dükkânın önünden geçmektedir. 
Yine Muzaffer Özak kendi kendine:
-Bu zatta bir keramet var ise, o bana müracaat etsin, ben ona müracaat etmeyeceğim, der.

O zât yürüyerek, çarşının alt tarafına doğru gider. 
Muzaffer Özak dükkânın penceresinden onu gözlemektedir. 
O zat durur ve geriye döner. 
Dükkânın önüne gelir ancak içeriye girmez. 
Başını içeri sokup:
-Ulan softa, üç defadır görüyorsun, ne zaman imana geleceksin? diye hitap edince Muzaffer Özak hemen:
-Şimdi, deyip ellerine sarılır.

Bu zat, Şeyh Seyyid Ahmed Tahiru'l-Mar'aşî'dir. 
Muzaffer Efendi böylece tarikat-ı Halvetiyye'nin Şabaniyye koluna intisap eder ve Halvetî dervişi olur. 
Tahir Efendi, o günden itibaren her gün Muzaffer Özak'a gelir, bazen konuşur, bazen de hiç konuşmaz, sükût ederek Muzaffer Özak'ı irşad eder.

* https://www.dunyabizim.com/amp/sahaflar-seyhi-el-hac-muzaffer-ozak-makale,290.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder