Birader bu millet adam olmaz!

Aytunç Altındal anlatıyor:

Ben Sayın Erbakan'ı 1973 yılında tanıdım.
1973 yılında ben o sırada Avrupa'da; İsviçre, Almanya, Avusturya, Belçika ve Fransa'nın Orta Doğu politik analisti olarak görev yapıyordum.
Diyarbakır'daki seçimleri izlemek için İsviçre Devlet Televizyonu ile beraber Diyarbakır'a gittik.
Diyarbakır'a gider gitmez, beni ve dört İsviçreliyi polis gözaltına aldı.
Peki, nedir mesele?

Polis:
-Niye geldiniz? dedi.

O sırada Takrir-i Sükûn Kanunu var Diyarbakır'da, yürürlükte hâlâ.
Dedim ki:
-Biz buraya seçimleri izlemeye geldik.
Özellikle de Erbakan'ı izlemeye geldik.

-Niye Erbakan'ı izliyorsunuz?
Adalet Partisi ile Halk Partisi'ni çekin, işiniz bitsin.
Erbakan'ı çekmek yok, dedi.
-Niye?
-Sen anlamıyor musun bu işlerden? dedi.
-Anlamıyorum, söyleyin bakalım neymiş, dedim.
-Bu adam çok tehlikeli, dedi.
-Niye tehlikeli, dedim.
-Bu adam karpuz gibi, dedi.

Allah Allah, bu tabiri de ilk defa duyuyorum:
-Ne demek o, dedim.
-Bunun dışı yeşil, içi kırmızı, dedi.
-O ne demek, dedim.
-Baksana, bu adam durmadan "faiz" diyor, dedi
-Faiz ne demek, dedi.
-Ne demek, dedim.
-Banka demek.
Bu adam banka düşmanı, dedi.
-Yapma ya, yani bu adam bankaların düşmanı mı yani şimdi, siyasi bir lider olarak, dedim.
-Evet, dedi.

Ve işte tarihin en komik olayı, o sırada Türkiye'de bir 141, 142, 163.maddeler vardı.
Ben de Erbakan'ı herhalde mutlaka 163'ten içeri alırlar diye beklerken polis ne dese beğenirsiniz?
-Biz, 141, 142'den dava açmayı düşünüyoruz, dedi.
Yani Solcular için hazır olan maddelerden.
-Ya siz delirdiniz mi? Şudur budur.

Neyse biz dinlemedik, çektik, fakat filmlerimize el koydular.
Buna rağmen şu anda o gün Erbakan'ın söyledikleri bu faiz belası ve Erbakan'ı 28 Şubat'ta dahi
görevinden alıkoyan olay; faizdir.
Bugün geldiğimiz noktada bakın, faizlerden hiç söz edilmiyor.
Rahmetli Erbakan Beyefendi tam 40 sene bu millete; "faizden kurtulun, faize dikkat edin, faiz başınıza belâ olur" diye uyarılarda bulunmuştu.
Sayın Erbakan, bu bakış açısıyla, hem İslam alemine hem Türkiye'ye bir perspektif kazandırdı.

Türkiye kendine olan güvenini kaybetmiş bir ülkeydi.
İnsanımızın kendine güveni yoktu.
İçerdeki batılı ajanlar da devamlı olarak konuşmalarına başlarken "birader bu millet adam olmaz" lafıyla başlarlardı.
Bütün o dandik masonlar fasonlar var ya, her konuşmalarına başlarken "birader bu millet adam olmaz" lafıyla başlarlardı.
İşte Hoca bunları kırdı.
Hem Türk Milleti'ne bir kendine güven duygusu verdi, hem de bu milletin söke söke adam olduğunu ve olacağını gösterdi.