Hakk'ın naz makamında öyle kulları var ki:
Daim Hakk'la beraber, halk içinde gizlenir.
Müstecâb duaların yüzü suyu hürmeti
Katledilen bir Nesil, yeniden filizlenir.
*Gönül Söyler Dil Susar, Abdullah GÜLCEMAL, 1986, s.118.
Hakk'ın naz makamında öyle kulları var ki:
Daim Hakk'la beraber, halk içinde gizlenir.
Müstecâb duaların yüzü suyu hürmeti
Katledilen bir Nesil, yeniden filizlenir.
*Gönül Söyler Dil Susar, Abdullah GÜLCEMAL, 1986, s.118.
Rasûlüllâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:
Her kime bir şey zor gelirse; bana çokça salât okusun, şüphesiz o (salâtlar) düğümleri çözer ve sıkıntıları açar.
Hoca'nın talebelerinden Talip Arışahin anlatıyor:
Başka insandı Hoca.
Eşi menendi az bulunur bir kâmil insandı.
Bir gün bir arkadaşa kızmıştı derste.
Dersi kaynatmaya çalışan haylaz bir arkadaşa:
-Baban neliklerle okutuyor seni biliyon mu dussuz? diye çıkışmıştı.
Nitekim bir gün müftülükte birlikte oturuyorduk.
Orta yaşlı bir adam içeri girdi.
Müftü Efendi'ye dönerek;
-Efendim bir ay önce Kars'tan gelmiştim.
Fakat iş bulamadım.
Beş parasız kaldım.
Memleketime döneceğim ama bilet almaya param kalmadı.
Otobüs kalkmak üzere, ne olur bir bilet parası veriniz, diyerek yalvardı.
Ebu el-Abbas Ahmed bin Muhammed bin Kesir el-Fergânî (805-870), Müslüman Türk Astronomdur.
9. yüzyıl'da yetişmiş en meşhur astronomlardan biridir.
Ay'daki "Alfraganus" kraterinin ismi O'na ithafen verilmiştir.
İlim tahsilini zamanın kültür merkezi olan Fergana'da yaptı.
Sonra, Bağdat'a gitti.
Kısa sürede kendisini tanıtan Fergânî, astronomi ve matematik alanında kendisini kabul ettirdi.
Abbasi halifeleri Me'mun, Mu'tasım, el-Vâsık ve el-Mütevekkil devirlerinde mühim ilmi araştırmalar yaptı ve birçok eser yazdı.
Halife Mütevekkil, konusunda söz sahibi olan Fergânî'yi 861 yılında Nil kıyısındaki ölçümleri yapabilmek için, Ravda adasında bulunan nilometrenin inşasını yönetmesi ve yapılan ölçüm işlerine nezaret etmesi için Mısır'a gönderdi.
Zerre kadar aklı olan
Kurulan Eflâka bakar
Bu mülkün sahibi vardır
Vakti gelince yıkar
Hacı Veyiszâde'nin fizik kurallarını alt-üst eden, fiziği metafiziğe çeken halleri pek çoktu.
Bir gün bir câmideydiler.
Akşam namazı.
Hadimli Kokuculardan biri o gün hiç iş yapamamıştı.
Konya'nın kenar mahallerinden birinde oturan fakirin cebinde o gün için beş kuruş parası da yoktu.
Günlük nevâleyi kotaramamıştı.
Kara kara düşünüp duruyordu.
Kimisi üç telli saz,
Kimisi cümbüş çalar...
Kimi Ud, kimi Keman
Kimi Kanun tırmalar.
*Gönül Söyler Dil Susar, Abdullah GÜLCEMAL, 1986.
Seyyid Abdülhakim Hüseynî (1902-1972) Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
Evliya yetiştirme mektepleri olan tarikatlar, artık iman kurtarma mektepleri haline geldi.
Eskiden insanlar yıllarca gezer kendilerine şeyh ararlardı.
Şimdi ise şeyhler kapı kapı dolaşıp Müslümanları imanlarının kurtulması için çağırıyor ve topluyorlar.
Şah-ı Hazne (Ahmed-el Haznevî Kuddise Sirruhûk.s.)) Ümmet-i Muhammed'in imanını kurtarmaya çalıştı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Mustafa Ateş* anlatıyor:
Biz Piri Paşa Camii'ndeki grubun içindeydik.
Çoktuk, kırk kişi filan vardık bu grupta.
Bu kadar talebenin büyük bir kısmının bütün ihtiyaçlarını Hacı Veyiszâde Hoca Efendi karşılardı.
Hoca Efendi bu talebelere baktığı gibi, dışardan da kolladığı bir sürü fakir fukara vardı.
Eğer o tarihlerde Hoca Efendi bizleri kollamasaydı, ben de dahil bir çok kimse, biz, okuyamazdık.
Bîrûnî (4 Eylül 973 Kat - 13 Aralık 1048 Gazne), İslam'ın Altın Çağı'ndaki çalışmaları ile bilinen hezârfen.
Tam adı Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Bîrûnî'dir.(ابو الريحان محمد بن احمد البيروني).
Batı dillerinde adı Alberuni veya Aliboron olarak geçer.
Astronomi, matematik, doğa bilimleri, astronomi, coğrafya ve tarih alanındaki çalışmalarıyla tanınır.