Devrinde, Anadolu'nun ilim, irfan ve marifet hayatında hemen hepsi de birer yıldız gibi parlayan birçok talebelere icâzetnâme vererek, memleket ve millet hizmetine tevdi eden, gerek yaşayışı ve gerekse yazdığı eserleriyle ilim ve tefekkür tarihimizde başlı başına bir değer olan Ebû Said Hadimi Hazretleri, her nefs gibi ölüm şerbetini içerek, Ölümsüzler diyarına kanat açtığı zaman takvim yaprakları 1762 (H. 1176) yılını gösteriyordu.
Hadimlilerin bu gün de hâlâ anlattıklarına göre Hadimi Hazretleri, vefat etmeden biraz evvel başucundakilere:
-Vefat ettiğimde, yıkayıcım gelinceye kadar gaslimi te'hir ediniz.
Çünkü, yıkanma ve tekfin işimi, tarafından yapılması için kendisine vasiyet ve tenbih ettiğim zât, gelip beni gasledecektir.
O'nu bekleyiniz, demiştir.
Vefat haberi duyulunca, uzak yakın demeden talebelerinin hemen hepsi ve bütün tanıyıp, sevenleri Hadim'e akın etmişlerdir.
Hoca ve mürşitlerini yıkama şerefine nail olmak arzusunda bulunan gözü yaşlı talebelerinden ve meslektaşlarından bazıları bu arzularını bildirmişlerse de, vefatından az evvel kendilerine açıkladığı dileğini söyleyerek, tenbih edilen kişinin beklenileceğini belirtmişlerdir.
Vefat, sabah namazında vuku bulmuştur.
Kuşluk vaktinde, Konya'dan yüzü nurlu, mübarek bir zât gelir.
Gasil ve tekfin işiyle vazifelendirildiğini söyleyerek, görevini liyakatle ifa eder ve sonra hemen Konya'ya döner.
Bu zât, meşhur Mevlevî Şeyh Ahmed-i Trabzonî'dir.
Ebû Said Muhammed Hadimî Hazretleri, Hanefi Mezhebinden olup, Nakşibendiyye Tarikatine mensub idi.
Memleketi olan Hadim'de medfundur.
Meşhur bir ziyåretgâh olan kabrinin taşı zamanla kaybolmuşsa da yeniden dikilen bu günkü taşında şu ibâre okunmaktadır:
"Hüvel-Hallak'ul-Bâkî
Câmi'ul-Mecâmî fi'l-Usûl ed-Diniyye Şârih'ut-Tarikat ül-Muhammediyye Kutb'ul-Arifin Gavs'ul-Vasilin Ebû Said Muhammed el-Hâdimî ruhuna Fâtiha
Tevellüdü 1113
Tarih-i Vefâtı 1176"
- Konya Velileri, Hasan Özönder, Sh. 229.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder