9 Nisan 2025 Çarşamba

Aspirin, Gripin Hastaları

Lâdikli Ahmed Ağa'nın torunu Ahmet Elma anlatıyor:

Konya'daki bir Kur'an Kursu'nda talebe iken çok hastalanmıştım. 
Benim gibi en az on talebe daha hasta vaziyette yatakhanede yatıyorduk. 
Bir gün bizi dispansere gönderdiler ve orada muayene olduk.
Bize, "Hiçbir şeyiniz yok sizin. Hepiniz aspirin, gripin hastasısınız. Hocalara selam söyleyin" deyip kursa geri gönderdiler. 
Ben Kur'an Kursu'na geldikten sonra daha çok rahatsızlandım. 
Gelen giden yok, bakan ilgilenen yok. 
Neyse ertesi gün kendimi biraz iyi hissettim ve kurstan kaçmaya karar verdim. 
Nihayet nöbetçiyi atlatıp bu isteğimi gerçekleştirdim.

Tam Alaeddin Tepesi'nin önüne vardığım zaman, bizim köyün otobüsü gelip yanıma durdu. 
Otobüsün ön kapısından ilk inen dedem oldu.
İner inmez karşıma dikiliverdi. 
Bir anda neye uğradığımı şaşırdım. 
Az sonra 'Hoş geldin!' diyerek elini öptüm. 
"Hayrola, buralarda ne yapıyorsun, nereye gidiyorsun böyle?" deyince hemen aklıma hastane geliverdi:
-Dede, epeyce bir zamandır rahatsızım da, muayene olmak için hastaneye gidiyordum, dedim. 

Halbuki hastaneye gitmek gibi bir niyetim falan yoktu. 
Dedemi bir anda karşımda görmenin şaşkınlığı içerisinde hemen böyle söyleyivermiştim. 
Dedem de:
-Haydi, o zaman beraber hastaneye gidelim, dedi. 

Beni devlet hastanesine götürüp bir doktora muayene ettirdi. 
Doktor:
-Bu bakımsız ve kansız kalmış, bunu evine götürün, iyice bir istirahat ve bakım gerekli, dedi. 

Daha sonra doktorlar ve sağlıkçılar dedemin etrafında toplandılar. 
Dedem onlara nasihatte bulundu. 
Hastaneden ayrıldıktan sonra kursa uğrayarak hocamdan izin alıp köye geldik.
  • Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî, Ahmet Elma, 2011, 5.Baskı, S.83.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder