Abid bir zat, evden karısına işe gidiyorum diyerek ayrılır, fakat doğru tekkeye çekilerek ibadete başlardı. Akşam eve geldiğinde de "çalıştığım zat çok cömert bir kimse... Ondan para istemeye utanıyorum. On gün sonra ücretimin tamamını toptan verecek" derdi.
Onuncu gün gene evinden ayrılmıştı., işe gidiyorum diye. Doğruca Savmaaya(tekket) gitti., ibadetine başladı. Akşam üzeri yine evine dönecekti... Hanımına ne demeli, on gün doldu diye düşünüyor ve mahzun mahzun yoluna devam ediyordu. Evine yaklaştı... Evden sıcak ve leziz yemek kokusu duydu. Şaşırmıştı. Acaba karısı yiyeceği nereden almıştı. Eve geldiğinde karısı dervişi kapıda karşıladı, neşeliydi. Kocasına olanları şöyle anlattı:
Sayfalar
▼
28 Şubat 2010 Pazar
HELAL LOKMA GEREK
Sultan II. Murat zamanında, henüz Osmanlılarda hazine teşkil edilip padişahlar saraylarda gönlünce harcama yapmazlar ve onlar da harplerde elde edilen ganimet ve haraçlardan ve madenlerden başka devletin bir geliri yoktu. Halktan vergi toplayıp saray erkanı için harcanmazdı. Hal böyle olunca, padişahlar da zaman zaman parasız kalabiliyordu.
Bir gün Fazlullah Paşa, II. Murad'ın Çandarlı Halil paşa'dan borç para istediğini görüp:
Sultanım, Padişahın vezirlerden ve şundan bundan para istemesi yerinde olmaz. Müsaade buyurursanız bir hazine teşkil edilsin ve oradan saraya tahsisat ayrılsın, dedi.
Bir gün Fazlullah Paşa, II. Murad'ın Çandarlı Halil paşa'dan borç para istediğini görüp:
Sultanım, Padişahın vezirlerden ve şundan bundan para istemesi yerinde olmaz. Müsaade buyurursanız bir hazine teşkil edilsin ve oradan saraya tahsisat ayrılsın, dedi.
HAZRETİ NEVFEL'İN ŞEHADETİ VE HZ. EBU BEKİR (r.a.)
-Ya Resûlallah, ben dua edeyim siz de amin deyin dedi ve dua etmeye başladı.
Duası şöyle idi:
- Ya Rabbi Nevfel kuluna şehidlik ihsan eyle... Bu iki oğlumu yetim, annelerini dul eyle.
Kılıcını kuşandı, Resûlüllah'la beraber harbe iştirak etti. Harbde çok cengaverce savaştı, bütün küffar ondan korkar oldular. Fakat Resûlüllah'ın önünde ettiği dua kabul olunmuştu. Bir ok yarasıyla yere düştü ve şehid oldu. Efendimize Nevfel'in şehadetini haber verdiler.
Gelip başını dizi üzerine koydu ve:
HACILIK BERATI
Hacı Mesut
Hacı mesut'un mezarı İzmir'in Alipınar köyündedir. Hacı Mesut, Çanakkale Savaşı'nda, gözle kaş arasında adını bütün orduya duyurmuş ve ermişlik payesini kazanıvermiş mutlu bir insan. Mezarının önünde okuyup, niyaz etmeden kimse geçmez. Bir derdiniz, özellikle askerlikle ilgili bir müşkülünüz varsa, hemen Allah'tan o'nun hürmetine müşkülünüzün gitmesini isteyin illa onun yanına gitmenize gerk yok! eğer müşkülünüzde halis niyetiniz hakimse işiniz inşaallah oluverir.
GÜLLER EFENDİSİNİN ÇOCUKLARA KARŞI TAVRI
Bu millete yapılan en büyük kötülük onun gönlünden Peygamberinin çekilip alınması,onun yerini başkalarının kapması olmuştur.Okullarımızda o öğretilmedi bizlere,televizyonlarımızda anlatılmadı.Camilerde kaba çizgileriyle,kuru kuruya bazı sözlerinden bahsedildi belki.Belki din kültürü derslerinde yaptığı savaşları okuduk.Ama kesinlikle o öğretilmedi bizlere.Maksatlı yapıldı tüm bunlar.Zira az bir deşilseydi hayatı seniyyeleri,az bir koklayabilseydik onu,insanımız fevc fevc o Nur’a(asm) yönelecekti.Bunu çok iyi biliyordu bazıları.Onun için geçiştiriverdiler onu...
Onun sünnetine ittiba iddiasındakiler de yıllardır resmi ideolojinin ekmeğine bilmeyerek yağ sürdüler.”Sünnet” diye diye sünnetin alanını şalvar,külah, koku,misvak vs’ye indirgeyerek yaptılar bunu.Resulün sünnetinin topyekün bir yaşam tarzı,bir ahlak ve kulluk öğretisi olduğunu göz ardı ederek...
Onun sünnetine ittiba iddiasındakiler de yıllardır resmi ideolojinin ekmeğine bilmeyerek yağ sürdüler.”Sünnet” diye diye sünnetin alanını şalvar,külah, koku,misvak vs’ye indirgeyerek yaptılar bunu.Resulün sünnetinin topyekün bir yaşam tarzı,bir ahlak ve kulluk öğretisi olduğunu göz ardı ederek...
GELMEDİKÇE BEN DE YEMEYECEĞİM
Seyyid Ata, Hoca Azizan Hazretleriyle çağdaştı... Arada bir buluşurlar ve haberleşirlermiş... Bir gün Seyyid Ata tarafından Azizan Hazretlerine karşı edep dışı bir tavır gösterilmiş... O sırada Asya içlerinden gelen çapulcu alayları şehri yağma etmişler Seyyid ata'nın bir oğlunu alıp gitmişler... Seyyid Ata, başına gelen bu felâketi, Azizan Hazretlerine karşı işlediği suç yüzünden bilmiş... Özür dilemek ve bağışlanmasını sağlamak için bir ziyafet tertiplemiş ve ona Azizan Hazretlerini davet etmiş... Azizan Hazretleri Seyyid Ata'nın muradını anlayıp ziyafette hazır bulunmuşlar... Şehrin en büyük din adamlarının ve şahsiyetlerinin hazır bulunduğu sofrada, Azizan Hazretleri, üzerlerinde muazzam bir cezbe ve tasarruf hali, ellerini yemeğe doğru götürüp şöyle demişler:
Gıybet
FAKİH diyor ki:
-Babam bana bir hikaye anlattı; dedi ki:
Gönderilen peygamberlerden biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir:
-"Sabah olunca , karşına ilk çıkanı ye. İkinci çıkanı sakla Üçüncü çıkanın dileğini kabul et dördüncü geleni üzme. Beşinciden de kaç."
Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi:
-Rabbim bana bunu yememi emretti.
Sonra , şöyle dedi:
-Babam bana bir hikaye anlattı; dedi ki:
Gönderilen peygamberlerden biri bir rüya görür; rüyasında kendisine şöyle denir:
-"Sabah olunca , karşına ilk çıkanı ye. İkinci çıkanı sakla Üçüncü çıkanın dileğini kabul et dördüncü geleni üzme. Beşinciden de kaç."
Sabah oldu; dışarı çıktı. Yola koyulup gitti. Karşısına bir dağ çıktı. Bu koca dağı görünce şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi:
-Rabbim bana bunu yememi emretti.
Sonra , şöyle dedi:
Gedik
İsrail oğullarından bir rahip vardı güzellik ve cemal sahibi biriydi. Eli ile sele sepet örerdi; satardı. Bir gün padişahın kapısı önünden geçiyordu.. Padişahın hanımına ait cariyelerden biri onu gördü. Hemen hanımının yanına gitti ve şöyle dedi:
Şurada bir erkek var. Ondan daha güzelini görmedim. Sele sepetle geziyor.
- Onu hemen içeri al, deyince, cariye onu içeri aldı. O erkek içeri girince, baktı; güzelliğine hayran oldu. Şöyle dedi:
- O sele sepeti at. Şu elbiseyi al. Sonra cariyesine döndü; şu emri verdi:
Şurada bir erkek var. Ondan daha güzelini görmedim. Sele sepetle geziyor.
- Onu hemen içeri al, deyince, cariye onu içeri aldı. O erkek içeri girince, baktı; güzelliğine hayran oldu. Şöyle dedi:
- O sele sepeti at. Şu elbiseyi al. Sonra cariyesine döndü; şu emri verdi:
GARİP BİR EFSANE
Nuh peygamber tufandan sonra hayvanları ile Ağrı dağı eteklerinde yaşamaya başlar. Karınlarını doyurmak için civarda dolaşan hayvanlardan keçinin bir gün olağanüstü neşeli döndüğünü görür. Bu günlerce devam edince Nuh peygamber keçinin peşinden giderek bu durumun keçinin yediği bir meyveden kaynaklandığını keşfeder. Kendisi de bu meyveyi tadar ve hayatı pespembe gösteren üzüm suyunun müptelası olur.
Nuh peygamberi mutlu gören şeytan onun neşesini kıskanarak alevli nefesi ile asmaları kurutur. Nuh peygamber üzüntüsünden yataklara düşünce, şeytan insafa gelip bu meyveyi yeniden canlandırmak için ne yapılması gerektiğini söyler.
Eğer meyvenin kökü açılır ve 7 hayvanın kanı ile sulanırsa asma canlanacaktır. Aslan, kaplan, köpek, ayı, horoz, saksağan ve tilkiden oluşan kurbanlar seçilip, asmanın kökü kanları ile sulanır ve 1 yıl sonra bitki tekrar canlanır; yaprak ve meyve vermeye başlar.
Nuh peygamberi mutlu gören şeytan onun neşesini kıskanarak alevli nefesi ile asmaları kurutur. Nuh peygamber üzüntüsünden yataklara düşünce, şeytan insafa gelip bu meyveyi yeniden canlandırmak için ne yapılması gerektiğini söyler.
Eğer meyvenin kökü açılır ve 7 hayvanın kanı ile sulanırsa asma canlanacaktır. Aslan, kaplan, köpek, ayı, horoz, saksağan ve tilkiden oluşan kurbanlar seçilip, asmanın kökü kanları ile sulanır ve 1 yıl sonra bitki tekrar canlanır; yaprak ve meyve vermeye başlar.
FİL ETİ YEMEYECEĞİM
Ebû Abdullah el Kalansî (k.a.) hazretleri zamanın büyüklerindendir. O başından geçen bir hadiseyi şöyle anlatmaktadır:
-"Seyahatlerimin birinde gemiye binmiştim. Şiddetli rüzgâr esmeye başladı. Büyük bir tufan oldu. Gemide bulunanlar dua ederek ağlamaya başladılar. Türlü türlü adaklar adıyorlardı. Bense onların bu halini seyretmekten başka bir şey yapmıyor sadece bir kenara çekilmiş Allah'ıma hamd ediyordum. Gemidekilerden birkaç kişi gelip bana:
-Sen de bir şey adasana! dediler.
-"Seyahatlerimin birinde gemiye binmiştim. Şiddetli rüzgâr esmeye başladı. Büyük bir tufan oldu. Gemide bulunanlar dua ederek ağlamaya başladılar. Türlü türlü adaklar adıyorlardı. Bense onların bu halini seyretmekten başka bir şey yapmıyor sadece bir kenara çekilmiş Allah'ıma hamd ediyordum. Gemidekilerden birkaç kişi gelip bana:
-Sen de bir şey adasana! dediler.
Eskici Baba
Eskici babanın ebedi istirahatgâhı
Bursa'da Tezveren Hz. giderken dar sokakların
hemen kenarındaki yol üzerinde bulunmaktadır
Sokakta bir adam , başını iki eli arasına almış, ağlıyordu.
Sokakta bir adam , başını iki eli arasına almış, ağlıyordu.
DERVİŞ KAŞIKLARI
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine. "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"
"Bakın göstereyim" demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş
"Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş.
"Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.
"Bakın göstereyim" demiş ermiş. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş
"Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş.
"Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.
KABİRDEN GELEN KOKU
İsa aleyhisselam, bir kabre uğradı. Bu kabirden nur lemean etmekte ve güzel kokular gelmekte idi. Allah’u Teala’ya münacaat edip, bu kabir sahibinin dirilip kendisi ile konuşmasını istedi. O anda kabir ikiye şak oldu. İsa aleyhisselam gördü ki, bir zat oturmuş, önünde Cennet sofrası, Cennet nimetleri yiyor. Bu mübarek kokunun bu nimetlerden geldiğini anladı ve kabir sahibine sordu:
“Sen kimsin?”
Kabir sahibi.
“Ya ruhullah, sizi Yahudi taifesi öldürmek murad ettiklerinde size kaçın diye haber veren kişiyim.”
”Peki bu nimete ne sebeple, hangi amelle nail oldun?” dediğinde “Bu nimet benim amelimle değil. Dünyada benim bir salih torunum var. Daima benim ruhum için sadaka ve hayır eder. İşte bunlar o sadakaların sevabıdır. Bu nimetleri, bu nurlar. O Allah’a muti, salih olan torunumun bana olan hediyesidir.” Dedi.
“Sen kimsin?”
Kabir sahibi.
“Ya ruhullah, sizi Yahudi taifesi öldürmek murad ettiklerinde size kaçın diye haber veren kişiyim.”
”Peki bu nimete ne sebeple, hangi amelle nail oldun?” dediğinde “Bu nimet benim amelimle değil. Dünyada benim bir salih torunum var. Daima benim ruhum için sadaka ve hayır eder. İşte bunlar o sadakaların sevabıdır. Bu nimetleri, bu nurlar. O Allah’a muti, salih olan torunumun bana olan hediyesidir.” Dedi.
Çoban Baba
Erzurum’dan çıkıp on, oniki kilometre kuzeybatıya doğru ilerlediniz mi Köse Mehmet geçidiyle karşılaşırsınız.
Çok keskin, çok sert iki yamacın meydana getirdiği bu geçit yaz bahar aylarında burcu burcu kekik kokar, kışın ak kürklere bürünür, sırlı, düşünceli, kendini ele vermeyen bir alemdir.
Köse Mehmet geçidinin tatlı rüyaları da vardır, karanlık kabusları da...
Sevdalılar bu geçidi çokluk geçmişler, kervanlar bu geçidte ateş yakıp mola vermişler, sıla türküleri, sevda türküleri dağdan dağa ulaşmıştır.
Çok keskin, çok sert iki yamacın meydana getirdiği bu geçit yaz bahar aylarında burcu burcu kekik kokar, kışın ak kürklere bürünür, sırlı, düşünceli, kendini ele vermeyen bir alemdir.
Köse Mehmet geçidinin tatlı rüyaları da vardır, karanlık kabusları da...
Sevdalılar bu geçidi çokluk geçmişler, kervanlar bu geçidte ateş yakıp mola vermişler, sıla türküleri, sevda türküleri dağdan dağa ulaşmıştır.
Ceza Olarak Eli Kesilen Şeyh
Şeyh Hamad (Ebu'l - Hayr Tınati) Hazretlerinin bir eli kesikti. Bir gün müridlerinden biri küstahlık ederek ona elinin kesilmesine sebep olan şeyin ne olduğunu sordu. Şeyh Ebû'l Hayr Tınati Hazretleri elinin kesilmesine sebep olan hâdiseyi şöyle anlattı:
- Gençliğimde bir günah işledim. Ondan dolayı elimi kestiler, buyurunca ne zaman olduğunu sordular.
Hz. Şeyh de meseleyi başından anlatmaya başladı:
- Ben mağrip diyarında oturmakta idim. Sefer çıkmayı ve biraz gezmeyi arzuladım. Tınattan ayrılıp İskenderiye'ye geldim. Orada oniki sene kaldım. İskenderiye'den sonra Dimyat'a çok gelen-giden olurdu. Irmağın başına otururlar, yemeklerini yerler ve sofralarını da kalenin dibine dökerlerdi. Ben kimseden habersiz, oradaki köpeklerle beraber dökülen ekmeklere üşüşür ve nasibimi alırdım. Yaz mevsiminde bütün azığım bu idi.
- Gençliğimde bir günah işledim. Ondan dolayı elimi kestiler, buyurunca ne zaman olduğunu sordular.
Hz. Şeyh de meseleyi başından anlatmaya başladı:
- Ben mağrip diyarında oturmakta idim. Sefer çıkmayı ve biraz gezmeyi arzuladım. Tınattan ayrılıp İskenderiye'ye geldim. Orada oniki sene kaldım. İskenderiye'den sonra Dimyat'a çok gelen-giden olurdu. Irmağın başına otururlar, yemeklerini yerler ve sofralarını da kalenin dibine dökerlerdi. Ben kimseden habersiz, oradaki köpeklerle beraber dökülen ekmeklere üşüşür ve nasibimi alırdım. Yaz mevsiminde bütün azığım bu idi.
CENNETE İLK GİREN KADIN
Hazreti Fatımatüzzehra (r.a.) Hazretleri bir gün babası Peygamberimiz (s.a.s.)'e:
-Babacığım cennete ilk önce kadınlardan kim girecek? diye sordu.
Peygamberimiz (s.a.s):
- Falan mahallede bir kadın var. O kadın ilk cennete girecek kadındır, buyurdular.
Hazreti Fatıma çok merak etmişti:
-Benden de mi evvel girecek babacığım? diye sordu.
Hazreti Peygamberimiz:
-Babacığım cennete ilk önce kadınlardan kim girecek? diye sordu.
Peygamberimiz (s.a.s):
- Falan mahallede bir kadın var. O kadın ilk cennete girecek kadındır, buyurdular.
Hazreti Fatıma çok merak etmişti:
-Benden de mi evvel girecek babacığım? diye sordu.
Hazreti Peygamberimiz:
BU GECENİN HÜRMETİNE
Er-Ravzu'l Fâık kitabında şu kıssa anlatılır:
Bir vakit Basra'da servet sahibi bir adam vardı. Her senenin âşure gününde Müslüman kardeşlerini evine toplar, sabaha kadar Kur'an okuyarak, okutarak geceyi ihya ederler, nerde fakir ve kimsesiz varsa buldurur, tasaddukta bulunur, elinden gelen hayrı fazlasıyla yapardı. Evinin bitişiğinde bir komşusu bulunuyordu ve komşusunun hem anası, hem de kızı senelerden beri yürüyemez vaziyette idiler. Kız, babasına sordu:
- Babacığım bu gün nedir? Komşumuz herkesi evine toplayıp bu geceyi Kur'an ve zikirle ihya ediyor?
Babası:
Bir vakit Basra'da servet sahibi bir adam vardı. Her senenin âşure gününde Müslüman kardeşlerini evine toplar, sabaha kadar Kur'an okuyarak, okutarak geceyi ihya ederler, nerde fakir ve kimsesiz varsa buldurur, tasaddukta bulunur, elinden gelen hayrı fazlasıyla yapardı. Evinin bitişiğinde bir komşusu bulunuyordu ve komşusunun hem anası, hem de kızı senelerden beri yürüyemez vaziyette idiler. Kız, babasına sordu:
- Babacığım bu gün nedir? Komşumuz herkesi evine toplayıp bu geceyi Kur'an ve zikirle ihya ediyor?
Babası:
BİR ÖLÜM RÜYASI
Bir zamanlar bir yerde Allah'ın bir veli kulu yaşardı. Temiz kalpli, ihlaslı, safça bir mü'mindi. Her gördüğünü iyiye yorumlar, Allah'a çok tevekkül ederdi. Bir kötülük, bir çirkinlik görse iyi tarafından alır, "Bunda da bir hikmet vardır" diyerek gönlünü hoş tutardı. Her şeyin iyi yönünü görür, gülleri devşirir, dikenlerle hiç ilgilenmezdi. Yaratandan ötürü yaratılanı hoş görür, onlara güler yüzle nasihat ederdi.
Müslümanların kıskanmasına aldırmaz. Onlara karşı yine hüsn-ü zan ederdi. Şeytanı ve nefsini tam ve katıksız düşman bilir, Allah'a sığınırdı. Nefsinin hücumlarına karşı iman kalesine girer, elden geldiğince ona karşı silahlanırdı.
Açıktan küfrünü açıklayanlara, Tevhid'i bulmaları için dua ederdi. Hayatı nurlu, gönlü sürûrlu has bir kuldu. Kur'an-ı sıkça okur, ayetleri anlamaya çalışırdı.
Müslümanların kıskanmasına aldırmaz. Onlara karşı yine hüsn-ü zan ederdi. Şeytanı ve nefsini tam ve katıksız düşman bilir, Allah'a sığınırdı. Nefsinin hücumlarına karşı iman kalesine girer, elden geldiğince ona karşı silahlanırdı.
Açıktan küfrünü açıklayanlara, Tevhid'i bulmaları için dua ederdi. Hayatı nurlu, gönlü sürûrlu has bir kuldu. Kur'an-ı sıkça okur, ayetleri anlamaya çalışırdı.
Besmele Çeken Kadın
Bir Kadın her söze ve işe başlarken besmele çekermiş. O kadının birde münafık bir kocası varmış. Besmele çekmesine çok kızarmış. Hanımını Besmele ile ilgili bir işte mehcup etmeye karar vermiş.
Bir gün hanımına, içerisinde para bulunan bir kese verir, "Bunu sakla , sonra senden isterim" der.
Hanımı keseyi Besmeleyle bir yere koyup üzerini örter. Kocası, hanımın haberi olmadan gidip keseyi alıp ve kuyuya atar. Sonra gelip hanımından keseyi getirmesini ister.
Kadın keseyi koyduğu yere gidip, Besmele çeker. Allahü teala o anda Cebrail aleyhisselâma, yer yüzüne inip keseyi kuyudan alıp yerine koymasını emreder. Cebrail aleyhisselâm keseyi kuyudan alıp suları akar bir vaziyette yerine koyar.
Bir gün hanımına, içerisinde para bulunan bir kese verir, "Bunu sakla , sonra senden isterim" der.
Hanımı keseyi Besmeleyle bir yere koyup üzerini örter. Kocası, hanımın haberi olmadan gidip keseyi alıp ve kuyuya atar. Sonra gelip hanımından keseyi getirmesini ister.
Kadın keseyi koyduğu yere gidip, Besmele çeker. Allahü teala o anda Cebrail aleyhisselâma, yer yüzüne inip keseyi kuyudan alıp yerine koymasını emreder. Cebrail aleyhisselâm keseyi kuyudan alıp suları akar bir vaziyette yerine koyar.
BAYKUŞ
Sahabe-i güzinden ka'bel-Ahbar (r.a)Hz. ÖMER'e:
"Ya ÖMER , kimsenin bilmediği bir şey nakledeceğim sana. Bunu peygamber kitaplarından okudum, oldukça gariptir.
Hz. ÖMER(r.a)
"Söyle bakalım Ya Ka'b"
Bir gün Süleyman (a.s)'ın huzuruna bir baykuş geldi. Hz.Süleyman ile baykuş arasında şu konuşma geçti:
"Ya ÖMER , kimsenin bilmediği bir şey nakledeceğim sana. Bunu peygamber kitaplarından okudum, oldukça gariptir.
Hz. ÖMER(r.a)
"Söyle bakalım Ya Ka'b"
Bir gün Süleyman (a.s)'ın huzuruna bir baykuş geldi. Hz.Süleyman ile baykuş arasında şu konuşma geçti:
SEYYİT BATTAL GAZİ'NİN KABRİ
Zaman 1204 yıllarında, Anadolu Selçuklu'larının başında Sultan Alâeddin Keykubat'ın hükümran olduğu çağlardır.
Alâeddin Keykubat, son derece adil, aydın ve sevilen bir insandı. Annesi Ümmühan Hatun da, tıpkı oğlu gibi, adalette, cömertlikte, iyilikte kimsenin yarış edemeyeceği bir kadındı. Günlerden bir gün, bir rüya gördü. "Tasvir gibi güzel, Hamza gibi kuvvetli, Ali gibi heybetli" bir yiğit Ümmühan Hatun'a dedi ki:
"Ey Hatun! Ben Âli Resûl'üm ki Diyarı Rûm'u aldım, kâh karada, kâh denizde doksan yıl gazilik ettim. Sonunda Mesihiye kalesinde şehit oldum. Gel beni ziyaret et, Üzerime bir türbe yap!."
Ümmühan Hatun, rüyasını oğluna anlattı, Alâeddin Keykubat haznedarlarına emir verdi, ne lazımsa develere yükletildi. Sultan Hatun Mesihiye kalesine doğru yola çıktı.
Alâeddin Keykubat, son derece adil, aydın ve sevilen bir insandı. Annesi Ümmühan Hatun da, tıpkı oğlu gibi, adalette, cömertlikte, iyilikte kimsenin yarış edemeyeceği bir kadındı. Günlerden bir gün, bir rüya gördü. "Tasvir gibi güzel, Hamza gibi kuvvetli, Ali gibi heybetli" bir yiğit Ümmühan Hatun'a dedi ki:
"Ey Hatun! Ben Âli Resûl'üm ki Diyarı Rûm'u aldım, kâh karada, kâh denizde doksan yıl gazilik ettim. Sonunda Mesihiye kalesinde şehit oldum. Gel beni ziyaret et, Üzerime bir türbe yap!."
Ümmühan Hatun, rüyasını oğluna anlattı, Alâeddin Keykubat haznedarlarına emir verdi, ne lazımsa develere yükletildi. Sultan Hatun Mesihiye kalesine doğru yola çıktı.
Bana Delil Getir
Anlatıldığına göre zengin Alevilerden biri ölür ve geride Alevi bir kadından doğma birkaç kız çocuğu kalır. Bir müddet sonra iyice fakir duruma düşerler, bu yüzden çevrenin hakaretlerine maruz kalmamak için yurtlarından göçerler. Yolda bakımsız bir mescide sığınırlar.
Dul kadın, çocuklarını burada bırakıp yiyecek bir şey bulmaya çıkar. Şehrin müslüman ileri gelenine başvurur. Durumunu anlatır, fakat adam "Durumunu mutlaka delillendirmen gerekir" diyerek kadını eli boş çevirir.
Kadın arkasından bir mecûsiye vararak durumunu anlatır, adam kadına inanır ve bir kadın göndererek yetim yavruları ile o kadını evine getirtir, onlara gayet iyi bakar.
Dul kadın, çocuklarını burada bırakıp yiyecek bir şey bulmaya çıkar. Şehrin müslüman ileri gelenine başvurur. Durumunu anlatır, fakat adam "Durumunu mutlaka delillendirmen gerekir" diyerek kadını eli boş çevirir.
Kadın arkasından bir mecûsiye vararak durumunu anlatır, adam kadına inanır ve bir kadın göndererek yetim yavruları ile o kadını evine getirtir, onlara gayet iyi bakar.
BABA NASIHATI
Evliya Çelebi, 1640 yılında babasından habersiz Bursa'ya gider. Eve dönüşünde babası, ona birtakım öğütler verir. Bu parça "Seyahatname"den alınmıştır:
O gün, üzüntü içindeki evimize varıp babam ile annemin mübarek ellerinden öptüm, huzurlarında el bağlayıp durduğumda aziz babam :
-"Safa geldin, Bursa seyyahı! Safa geldin," dedi.
Halbuki ne tarafa gittiğimden kimsenin haberi yoktu. Babama :
-"Sultanım, hakirin Bursa'da olduğunu nereden bildiniz?" dedim.
Buyurdular ki :
O gün, üzüntü içindeki evimize varıp babam ile annemin mübarek ellerinden öptüm, huzurlarında el bağlayıp durduğumda aziz babam :
-"Safa geldin, Bursa seyyahı! Safa geldin," dedi.
Halbuki ne tarafa gittiğimden kimsenin haberi yoktu. Babama :
-"Sultanım, hakirin Bursa'da olduğunu nereden bildiniz?" dedim.
Buyurdular ki :
27 Şubat 2010 Cumartesi
AZAD EDİLENLER
Efendimiz (S.A.V) Hz.Osman tarafından verilen bir yemeğe katılmış, zengin ve varlıklı bir sahabî olan Hz.Osman da, Peygamberimizin bu yemeğe gelene kadar attığı adım başına bir köle azâd ederek duyduğu memnuniyeti belirtmişti.
Aynı günlerde Peygamberimizi yemeğe davet etmek, Hz.Ali (R.A.) Efendimizin de içinden geçmiş, fakat bu cesaret sembolü sahabî, fakirliğinden duyduğu endişe sebebiyle, ilk ve son defa bir şeye cesaret edemeyip yemek vermekten vazgeçmiştir.
Aynı günlerde Peygamberimizi yemeğe davet etmek, Hz.Ali (R.A.) Efendimizin de içinden geçmiş, fakat bu cesaret sembolü sahabî, fakirliğinden duyduğu endişe sebebiyle, ilk ve son defa bir şeye cesaret edemeyip yemek vermekten vazgeçmiştir.
AYNEN SENİN GİBİ OLMAK İSTERİM
Bir gün Azizan Hazretlerine, hatırı sayılır bir zat misafir geliyor. Fakat evde hazır yemek yok... Azizan Hazretleri üzülüyorlar. Evlerinin kapısına çıkıyorlar. O sırada, paça satan bir genç, elinde bir çömlekle geliyor. Çömlekte donmuş paça var...
Genç:
-Bu yemeği sizin ve yakınlarınız için hazırladım. Kabul buyurursanız beni mesut edersiniz’ diyor.
Azizan Hazretleri bu nazik anda gelen yemekten son derece hoşnut kalıyorlar ve gence iltifat ediyorlar. Gelen yemekle misafir ağırlanıyor. Misafir gidince Şeyh Hazretleri paça satan genci çağırtıp:
Genç:
-Bu yemeği sizin ve yakınlarınız için hazırladım. Kabul buyurursanız beni mesut edersiniz’ diyor.
Azizan Hazretleri bu nazik anda gelen yemekten son derece hoşnut kalıyorlar ve gence iltifat ediyorlar. Gelen yemekle misafir ağırlanıyor. Misafir gidince Şeyh Hazretleri paça satan genci çağırtıp:
Artan Pilav
Yahya baba, II. Bâyezîd Hân zamanında, Edirne Bâyezid Külliyesi'nin aşçılarından biridir.. Arkadaşları hoşaf, kebap sebze, bakliyat pişirir. Ama onun ihtisası pilavdır. Mübârek işe girişti mi, ibadet ettiğini sanırsınız. Pirinçleri salavat getire getire ayıklar, yağını tekbirlerle eritir. Tuzunu Besmele ile, suyunu Fatihalarla salar. Zaman zaman gözünü yumar, enbiyayı, evliyayı aracı yapar, Allah'tan bereket arzular.
Onun pilavı herkese yeter, hatta artar. Ancak o tek pirinç tanesine bile kıyamaz; artanı Tuna nehrine atar. Balıklar onun geleceği saati bilir, köprü başında toplanırlar.
Onun pilavı herkese yeter, hatta artar. Ancak o tek pirinç tanesine bile kıyamaz; artanı Tuna nehrine atar. Balıklar onun geleceği saati bilir, köprü başında toplanırlar.
ANNEYE ITAAT
Veysel Karani, aşkı Resulullah ile yanıp tutuşmuştur. Tek emeli, biricik gayesi Resulullah'ın mübarek cemalini görmekti. Bu aşk ile günler gelip geçiyordu. Bir gün annesine:
- Anneciğim! Eğer müsaade edersen gidip sevgili Peygamberimizin mübarek yüzünü göreyim. Gidip Medine'de ziyaret edeyim, dedi.
Veysel Karani'nin anası uzun uzun düşündü.
Sonra:
- Anneciğim! Eğer müsaade edersen gidip sevgili Peygamberimizin mübarek yüzünü göreyim. Gidip Medine'de ziyaret edeyim, dedi.
Veysel Karani'nin anası uzun uzun düşündü.
Sonra:
ANA SÖZÜ DİNLEMEMEK
Bir kadının bir oğlu vardı, oğlundan başka kimsesi de yoktu. Bütün günlerini onunla geçirir, varı yoğu oğluna en ufak bir zarar gelmesini istemezdi. Kadının bu oğlu bir gün tutturdu, illa da hacca gideceğim diyor başka bir şey demiyordu.
Annesi ağlamaya başladı. Çünkü oğlunun yanından ayrılmasına tahammül edemeyeceği gibi o gittiği taktirde yapayalnız kalacak ve kimsesizlikten belki de perişan olacaktı.
- Oğlum, Mekke dediğin şurası değil ki, ne zaman gidip geleceksin Sen gittikten sonra ben ne yapacağım, etme eyleme, diye yalvardıysa da oğlu kararında ısrar etti ve hacca gitmek üzere yola çıktı ama, ananın da yüreği yanık kaldı.
Annesi ağlamaya başladı. Çünkü oğlunun yanından ayrılmasına tahammül edemeyeceği gibi o gittiği taktirde yapayalnız kalacak ve kimsesizlikten belki de perişan olacaktı.
- Oğlum, Mekke dediğin şurası değil ki, ne zaman gidip geleceksin Sen gittikten sonra ben ne yapacağım, etme eyleme, diye yalvardıysa da oğlu kararında ısrar etti ve hacca gitmek üzere yola çıktı ama, ananın da yüreği yanık kaldı.
600 AĞAÇLI HURMA BAHÇESİNİ BAĞIŞLADI
"Ebu Talha'nın elinden topla tüfekle alınması mümkün olmayan 600 ağaçlı hurma bahçesini, kendi rızası ile fakir fukaraya verdiren duygu, iman şuurundan başka ne olabilirdi?"
MESCİD-İ Saadet'te Ashab-ı Kiram toplanmışlar, derin bir vecd ve huşu içinde Allah'ın Resûlünü dinlemekteydiler. Hazret-i Fahr-i Kâinat Efendimiz ise, Al-i İmrân sûresinden şu mealdeki Âyet-i Kerimeyi okuyordu: " Muhtaçlara, fakirlere yardım ederken malınızın kötüsünü değil de, iyisini vermedikçe imân-ı kâmile (olgun iman) kavuşamazsınız. İmânda en yüksek mertebeye çıkmak istiyorsanız, yoksullara malınızın en hoşunuza gidenini bağaşlayınız."
MESCİD-İ Saadet'te Ashab-ı Kiram toplanmışlar, derin bir vecd ve huşu içinde Allah'ın Resûlünü dinlemekteydiler. Hazret-i Fahr-i Kâinat Efendimiz ise, Al-i İmrân sûresinden şu mealdeki Âyet-i Kerimeyi okuyordu: " Muhtaçlara, fakirlere yardım ederken malınızın kötüsünü değil de, iyisini vermedikçe imân-ı kâmile (olgun iman) kavuşamazsınız. İmânda en yüksek mertebeye çıkmak istiyorsanız, yoksullara malınızın en hoşunuza gidenini bağaşlayınız."
Tarihin İlk Ayakkabılı Eylemi
Tarihin ilk ayakkabılı eylemi bize ait çıktı
Her ne kadar Irak'lı El Zeydi'nin Bush'a fırlattığı ayakkabı tarihe geçmiş olsa da, dünya da ilk ayakkabılı protestonun patenti de bize ait çıktı.
Hem de tam 50 yıl önce.
Peki ayakkabıyı atan ile yiyen kimdi?
Yıl 1961. Yer Ankara...
Birinci Otomotiv Sanayi Kongresi..
Kongre'ye katılanlar arasında işadamları, bürokratlar, mühendisler, gazeteciler vardır.
Kongre'nin öncülüğünü yapan isimse daha sonra Türkiye'nin siyasi hayatına damgasını vuracak olan,
Her ne kadar Irak'lı El Zeydi'nin Bush'a fırlattığı ayakkabı tarihe geçmiş olsa da, dünya da ilk ayakkabılı protestonun patenti de bize ait çıktı.
Hem de tam 50 yıl önce.
Peki ayakkabıyı atan ile yiyen kimdi?
Yıl 1961. Yer Ankara...
Birinci Otomotiv Sanayi Kongresi..
Kongre'ye katılanlar arasında işadamları, bürokratlar, mühendisler, gazeteciler vardır.
Kongre'nin öncülüğünü yapan isimse daha sonra Türkiye'nin siyasi hayatına damgasını vuracak olan,
18 Şubat 2010 Perşembe
Bir nasihat tâlibine,
Ben size iki vâiz (nasihatçi) bıraktım. Biri susar diğeri konuşur; susan nasihatçi ölüm, konuşan ise Kur'ândır. [Tirmizi, Menakib, 31]
Yeni bir yıl ile giderek yaklaşmakta olan, susan nasihatçimiz ölüm, taliplileri için ten kafesinden kurtulmak, Yusuf gibi kuyudan çıkmaktır. Kâfire idam sehpası gibi gözüken ölüm mü'min için ölümsüzlüğe açılan kapıdır. Hz. Pir Mevlana ölüm neşesini şöyle anlatıyor:
Yeni bir yıl ile giderek yaklaşmakta olan, susan nasihatçimiz ölüm, taliplileri için ten kafesinden kurtulmak, Yusuf gibi kuyudan çıkmaktır. Kâfire idam sehpası gibi gözüken ölüm mü'min için ölümsüzlüğe açılan kapıdır. Hz. Pir Mevlana ölüm neşesini şöyle anlatıyor:
16 Şubat 2010 Salı
Sağlıklı Diyetin Gerekleri!
Kilo verme kararı alıp diyete başladığınızda, karşınıza binlerce tavsiye çıkacaktır. Ancak bunların içinden bazıları gerçekten sağlıklı bir diyetin şartlarıdır. İşte o maddeler:
EİNSTEİN’ İ HAKLI ÇIKARMAK
EİNSTEİN’ İ HAKLI ÇIKARMAK
Belediye otobüsüne binemeyince arka taraf hep boştur.
Erkekler işte iken ev hanımları akşama kadar hiçbir iş yapmazlar.
Ev hanımlarına göre çalışan erkekler akşama kadar çarşıdadır.
Arabası olan her insan zengindir.
Evi ve arabası olan insanlar mutludur.
Bütün küçük bıyıklı erkekler gericidir.
Bıyıkları dudaklarının kenarından sarkan erkekler ülkücüdür.
Bıyıklar eğer ağzın içine giriyorsa solcudur.
Bütün türbanlılar dindardır.
Kavga edenler birbirini sevmiyordur.
Hiç kavga etmeyenler birbirini seviyorlardır.
Bütün üst düzey devlet yöneticileri görevini kötüye kullanır.
Bütün öğretmenler çok bilgilidir.
Kaynanalar kötü niyetlidir.
Yemeğin tadına bakmadan tuz atarız.
Uzun kuyruklar hep bana rastlar.
İnsanları bir bakışta tanırız hep.
Hiçbir şey yapmazsak başarı kendiliğinden gelecektir.
Önyargılı olmak her zaman kötüdür (bu da bir önyargıdır J).
Yukarıdakilerin hepsi toplumumuzun önemli önyargılarıdır.
Fazla kilolarınız için 5 altın öğüt!
►HEDEF: Öncelikle ne istediğinize karar verin. Vereceğiniz bu kararın kesin olmasına dikkat edin ve hedeflerinizi kısa süreli olarak belirleyin. Örneğin yaza kadar şu durumda olacağım yerine 1 ay sonra şu durumda olmalıyım gibi…
Yılın Telesekreter Mesajı
Konumuz California´daki Pacific Palisades adlı okul.. Burada okuyan çocukların velileri, bütün okulu ve öğretmenleri dava ediyor, çünkü bütün dönem boyunca 15 ile 30 Gün arasında devamsızlık yaptıkları halde çocuklarının derslerden kalmalarını kabul etmiyorlar.. Velilerin neredeyse tehdide varan itirazlarıyla baş edemeyen okul yönetimi, en sonunda telesekreter mesajını aşağıdaki şekilde değiştiriyor, ve "YILIN TELESEKRETER MESAJI" ödülünü kazanıyor.
"Merhaba! Pacific Palisades´e hoşgeldiniz. Bu bir otomatik mesajdır. Lütfen seçenekleri tek tek dinleyerek istediğiniz departmanla ilgili tuşa basınız.
Çocuğunuzun neden devamsızlık yaptığı konusunda yalan söylemek için 1´e Çocuğunuzun neden ödevlerini yapmadığı konusunda yalan söylemek için 2´ye Bizim hangi konularda işe yaramadığımızı belirtmek için 3´e
Evinize gönderilen ve alıcı imzanız üzerinde olduğu halde almadığınızı iddia ettiğiniz uyarı mektupları için 4´e Müdür ve diğer yetkililere küfür etmek için 5´e
Çocuğunuzu her sabah en az 10 Dakika bekleyen okul otobüsü hakkındaki şikayetleriniz için 6´ya
Süper kabiliyetli mükemmel çocuğunuzun beceriksiz öğretmeninden yakınmak için 7´ye
Bıraksanız bütün okulu yiyecek çocuğunuzun yetersiz bulduğu okul menüsünden şikayet etmek için 8´e basınız
"Merhaba! Pacific Palisades´e hoşgeldiniz. Bu bir otomatik mesajdır. Lütfen seçenekleri tek tek dinleyerek istediğiniz departmanla ilgili tuşa basınız.
Çocuğunuzun neden devamsızlık yaptığı konusunda yalan söylemek için 1´e Çocuğunuzun neden ödevlerini yapmadığı konusunda yalan söylemek için 2´ye Bizim hangi konularda işe yaramadığımızı belirtmek için 3´e
Evinize gönderilen ve alıcı imzanız üzerinde olduğu halde almadığınızı iddia ettiğiniz uyarı mektupları için 4´e Müdür ve diğer yetkililere küfür etmek için 5´e
Çocuğunuzu her sabah en az 10 Dakika bekleyen okul otobüsü hakkındaki şikayetleriniz için 6´ya
Süper kabiliyetli mükemmel çocuğunuzun beceriksiz öğretmeninden yakınmak için 7´ye
Bıraksanız bütün okulu yiyecek çocuğunuzun yetersiz bulduğu okul menüsünden şikayet etmek için 8´e basınız
13 Şubat 2010 Cumartesi
ATM Makinelerinden Para Çekerken
Eğer bir gün ATM makinelerinden bir soyguncu tarafindan para
çekmeye zorlanırsanız, PIN kodunuzu ters girmeniz halinde (örn.
1234 yerine 4321.. gibi).Makine parayı veriyor ancak bu arada
polis de çağırıyor))
Bu konuyu çok nadir kişinin bildiği için, mümkün olduğunca
çok kişiye bildirelim
çekmeye zorlanırsanız, PIN kodunuzu ters girmeniz halinde (örn.
1234 yerine 4321.. gibi).Makine parayı veriyor ancak bu arada
polis de çağırıyor))
Bu konuyu çok nadir kişinin bildiği için, mümkün olduğunca
çok kişiye bildirelim
Beyaz Kaçakçılığı Bitirilmezse PKK Bitmez
PKK nedir?.. Bir terör hareketidir... Bunu herkes biliyor. Madalyonun arka tarafında başka şeyler ve işler var. Kürt hareketi perdesi ardında "Beyaz" kaçakçılığı ve trafiği yapılıyor. Bu konuyu herkes iyice bilmiyor.
PKK'nın bitmesi için "Beyaz" işinin bitirilmesi lazımdır.
Devletimiz bu işi bitiremez mi?Elbette bitirir... Niçin bitiremesin?
İktidar bu işi bitiremez mi?.. Öyle bir bitirebilir ki...
Bu beyaz işinden son 25 yılda ne kadar kazanılmıştır?
PKK'nın bitmesi için "Beyaz" işinin bitirilmesi lazımdır.
Devletimiz bu işi bitiremez mi?Elbette bitirir... Niçin bitiremesin?
İktidar bu işi bitiremez mi?.. Öyle bir bitirebilir ki...
Bu beyaz işinden son 25 yılda ne kadar kazanılmıştır?
OSMANLI HİLÂFETİNE İSYAN EDEN BÂĞİLER
Necid'de zuhur eden bedevî isyanı, dıştan dinî görünen, asıl sebepleri ise siyasî, kavmî ve çapulculuk olan bir harekettir.
Muhammed ibn Abdilvehhab'ın etrafında toplanan, çoğu bedevî Araplar İstanbul'daki meşru Halife'ye isyan etmişlerdir.
Muhammed ibn Abdilvehhab'ın etrafında toplanan, çoğu bedevî Araplar İstanbul'daki meşru Halife'ye isyan etmişlerdir.
Annelik en büyük nimettir!
Durmadan namaz kılmak, ara vermeden oruç tutmak gibidir…
Annelik, insan olmayı izleyen nimetlerden bir nimettir. Allah Teâlâ, en mükerrem mahlûku olarak insanı yaratırken bir anneyi vasıta yapmayı takdir etmiştir. Anne, Allah Teâlâ'nın en büyük sanatının icrasına vasıtadır. Annelik, onca eziyete ve tahammüle bakıldığında tam bir külfettir. Annelerin, bir çocuğun dünyaya gelme sürecini baştan sona kadar hatırlaması bile, ikinci bir çocuk teşebbüsü için ürkütücü olabilir. Geçmişi unutma özelliğimiz sayesinde anneler ilk doğumlarındaki badireleri unuttuklarından daha sonraki çocukların yaratılmasına vesile olmaya devam etmektedirler.
Değeri büyük olan nimetin derdi de büyüktür!
Annelik, insan olmayı izleyen nimetlerden bir nimettir. Allah Teâlâ, en mükerrem mahlûku olarak insanı yaratırken bir anneyi vasıta yapmayı takdir etmiştir. Anne, Allah Teâlâ'nın en büyük sanatının icrasına vasıtadır. Annelik, onca eziyete ve tahammüle bakıldığında tam bir külfettir. Annelerin, bir çocuğun dünyaya gelme sürecini baştan sona kadar hatırlaması bile, ikinci bir çocuk teşebbüsü için ürkütücü olabilir. Geçmişi unutma özelliğimiz sayesinde anneler ilk doğumlarındaki badireleri unuttuklarından daha sonraki çocukların yaratılmasına vesile olmaya devam etmektedirler.
Değeri büyük olan nimetin derdi de büyüktür!
BÜYÜYEMEMEK
Günümüz toplumunda erişkinlerin ergenliğe gerilediği ve ergenlerin de erişkin olmaya niyetlenmedikleri bir gözlem olarak dile getiriliyor. 'Babanın ölümü'ne tanık oluyoruz. Bütün simgesel biçimleriyle baba ve otoritesi kayıplara karışıyor. Yarım erişkinlik ödüllendiriliyor. Böylece bütün kadim öğretilerde yerleşik olan dürtüleri kontrol etme, bastırma ve disiplin gibi dizginler serbest bırakılıyor. Günümüzün insanı geçmişin kısıtlama ve dizginlerinden kurtuldukça kendisini daha özgür hissediyor. Anne babalar çocukluğa geriliyor ve yalnız bırakılmış çocuklardan da bir an önce büyümeleri isteniyor. Çocuklar bunu elbette başaramıyor, yetişkinlik ve çocukluk arasında bir durakta kalakalıyor.
ÖNEMLİ!!!!! Lütfen Hemen Uygulayın...
Okuyacağınız yazı AVEA, TURKCELL ve VODAFON 'u karalama kampanyası değildir. Her ne kadar ilk okunduğunda şüphe ile yaklaşılsa da, deneyince gördüm. Siz de mutlaka iletebildiğiniz kadar herkese bu maili forward edin.
AVEA, TURKCELL VE VODAFON KULLANANLAR Telefonunuzdan hemen ##002# yi tuşlayın ve arayın. Ekranınıza aktarma iptal diye bir yazı gelecek. Böylece bugüne kadar sizden para kırpan!! yönlendirmeyi kaldırmış oluyorsunuz. Bu işlemi yapmadığınız müddetçe, size ulaşamayan herkesten bir kontör düşülüyor...
Bunu AVEA, TURKCELL ve VODAFON kullanan herkese göndermenizi rica ediyorum. Göndermediğiniz takdirde sizin her aramanızda da , sizden de kontör düşüyor. Eğer aradığınız kişinin telefonu da telesekreter ayarli ise, dinlediğiniz 1 sn'lik 'aradığınız kişiye ulaşılamıyor' mesajı için de bir normal arama karşılığı ücretlendiriliyorsunuz !!!
İşin garip olan kismi bu değil aslında. Normal AVEA, TURKCELL ve VODAFON hatlarında default (fabrika çıkışı) olarak ayarli bir telesekreter yokken, herkese bu telesekreter otomatik olarak ayarlı geliyor!!! Yani, sizin hiçbir şeyden haberiniz yokken, tabiri yerindeyse belli etmeden sizden hıncını alıyor. Arkadaşınızı aradığınız ve ulaşamadınız mı? Hemen 1.5 kontor. İki dakika sonra yine mi ulaşamadiniz bir 1,5 kontör daha... İşin daha da kötüsü kimsenin böyle bir uygulamadan haberi yok, herkes (diğer operatörlerde olduğu gibi) aranılan telesekreterin bedava olmasıı bekliyor.
Bu olayı iptal ettirmek ise daha da komik; AVEA, TURKCELL ve VODAFONE'yi arıyorsunuz, durumu anlatıyorsunuz. Görevliler de size AVEA, TURKCELL ve VODAFON hatlı telefonunuzdan ##002# 'yi aramanız durumunda telesekreterin kaldırılabileceğini anlatıyorlar.
Bu mail'i bana gönderen dostuma teşekkür ediyorum.
AVEA, TURKCELL VE VODAFON KULLANANLAR Telefonunuzdan hemen ##002# yi tuşlayın ve arayın. Ekranınıza aktarma iptal diye bir yazı gelecek. Böylece bugüne kadar sizden para kırpan!! yönlendirmeyi kaldırmış oluyorsunuz. Bu işlemi yapmadığınız müddetçe, size ulaşamayan herkesten bir kontör düşülüyor...
Bunu AVEA, TURKCELL ve VODAFON kullanan herkese göndermenizi rica ediyorum. Göndermediğiniz takdirde sizin her aramanızda da , sizden de kontör düşüyor. Eğer aradığınız kişinin telefonu da telesekreter ayarli ise, dinlediğiniz 1 sn'lik 'aradığınız kişiye ulaşılamıyor' mesajı için de bir normal arama karşılığı ücretlendiriliyorsunuz !!!
İşin garip olan kismi bu değil aslında. Normal AVEA, TURKCELL ve VODAFON hatlarında default (fabrika çıkışı) olarak ayarli bir telesekreter yokken, herkese bu telesekreter otomatik olarak ayarlı geliyor!!! Yani, sizin hiçbir şeyden haberiniz yokken, tabiri yerindeyse belli etmeden sizden hıncını alıyor. Arkadaşınızı aradığınız ve ulaşamadınız mı? Hemen 1.5 kontor. İki dakika sonra yine mi ulaşamadiniz bir 1,5 kontör daha... İşin daha da kötüsü kimsenin böyle bir uygulamadan haberi yok, herkes (diğer operatörlerde olduğu gibi) aranılan telesekreterin bedava olmasıı bekliyor.
Bu olayı iptal ettirmek ise daha da komik; AVEA, TURKCELL ve VODAFONE'yi arıyorsunuz, durumu anlatıyorsunuz. Görevliler de size AVEA, TURKCELL ve VODAFON hatlı telefonunuzdan ##002# 'yi aramanız durumunda telesekreterin kaldırılabileceğini anlatıyorlar.
Bu mail'i bana gönderen dostuma teşekkür ediyorum.
Dr.Hikmet Aydın, Erbakan'dan hellallik istemiş !
Çanakkale Eski Milletvekili Dr. Hikmet Aydın zamanında yaptığı hatadan dolayı Erbakan'dan hellallik istemiş! İşte ayrıntılar...
Çanakkale eski milletvekili Dr.Hikmet Aydın…
1997 yılında, Refah-Yol iktidarının DYP kanadından istifa edip, ANAP’ a katılan ve o güzel hükümetin yıkılması için en önde giden fesatçılara çığır açmış kişi.
Eski defterleri karıştırsak, giderken neler neler söylemişti, bulsak, okusak. O günlerde bu yaptığı rezalet derecesindeki hatayı görüp saçını başını yolmuş olan bizler, yeniden kalan üç beş saç telimizi de koparırız herhalde…
İtirafları var, biraz uzunca ama bir iki cümle ile özetlemeye çalışalım:
“Bizler köyden gelip kötü yola düşürülen günahsız genç kızların durumuna düşürüldük…”
Çanakkale eski milletvekili Dr.Hikmet Aydın…
1997 yılında, Refah-Yol iktidarının DYP kanadından istifa edip, ANAP’ a katılan ve o güzel hükümetin yıkılması için en önde giden fesatçılara çığır açmış kişi.
Eski defterleri karıştırsak, giderken neler neler söylemişti, bulsak, okusak. O günlerde bu yaptığı rezalet derecesindeki hatayı görüp saçını başını yolmuş olan bizler, yeniden kalan üç beş saç telimizi de koparırız herhalde…
İtirafları var, biraz uzunca ama bir iki cümle ile özetlemeye çalışalım:
“Bizler köyden gelip kötü yola düşürülen günahsız genç kızların durumuna düşürüldük…”
12 Şubat 2010 Cuma
ŞUUR-ALTI TELKİNLERİ
SUBLİMİNAL MESAJLAR
Şuuraltını etkilemeyi hedefleyen mesajlara “subliminal” adı verilir. Genel olarak “şuuraltına yönelik gizli mesajlar olarak ifade edebiliriz. Kişinin şuuraltına ‘’subliminal’’ mesaj göndermenin birçok yolu bulunuyor.
Bunlardan en çok kullanılanları :
1. Dijital ses dosyalarına gizlenen işitsel yolları.
2. Gözle algılanamayacak kadar kısa süreyle ve sık patlayan flaşlar şeklinde sinema ya da televizyon görüntüsü yoluyla şuur-altına itilen 25. kareler.
3. Reklam afişleri, logoları ve benzeri nitelikteki görsel malzemenin içine saklanmış şekil, kelime ve rakamlar.
Bu yöntem, bir ürünün reklâmını yapmaktan, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmaya kadar varan geniş bir yelpâzede kullanılmaktadır. Görsel ve işitsel olarak (şuurlu) algılananlar değil ; şuuraltı seviyesinde algılanan söz, resim, görüntü ve şekillerden oluşur.
Bunlardan en çok kullanılan Dijital ses dosyalarına gizlenen ses mesajlardır. Üzerinde oynanabilirliği ve işlenilmesi ve yayılması daha kolay olduğundan MP3 dosyaları gizli mesaj için biçilmiş kaftandır diyebiliriz. Peki sistem nasıl işliyor?
İnsan kulağı sâdece belirli frekans aralıklarındaki sesleri duyabilir. Eğer siz bir müzik parçasını rahatça duyabiliyorsanız, bu sizin duyabileceğiniz frekans aralığında olduğunu gösterir. İnsan beyninin algısı ise, bundan daha düşük ya da daha yüksek frekansları algılayabilecek kapasitededir. Dikkat ediniz : “duyabilecek” demiyoruz, algılayabilecek diyoruz.
Yani, kulağımız ancak belirli bir frekans aralığındaki sesleri duyabilir. Fakat beynimiz bu aralığın çok daha ötesindeki sesleri algılar, hisseder.
Şuuraltı ve şuuraltının özelliklerini anlattığımız zaman, ne demek istediğimizi çok daha iyi anlayacaksınız. Ancak şimdi öncelikli olarak bu “subliminal mesajlar”ın neler olduğunu ve nasıl işlendiğini sizlere göstermemiz gerekiyor.
8-12 hertz dalga boyundaki Subliminal mesaj içeren bir MP3′ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli-mesajı beyniniz dinler. Bu esnâda kulağınız hiçbir şey duymaz. İnternette ve paylaşım programlarında şuuraltı mesajları içeren MP3 dosyaları bulunmaktadır. Hatta bu gizli mesajları frekans aralıklarına göre analiz ederek ortaya çıkartan yazılımlar dahi vardır.
Mesela, en korkunç uygulamalardan sadece biri: “Amerika, Irak’ı işgal etmeden önce bir yıl boyunca (daha fazla da olabilir) Irak radyolarında Kur’an yayınının altından, çok düşük bir frekansta, kulakla duyulmayan, ancak dimağla algılanarak Iraklıların şuur-altına gönderilen: “Direnmeniz faydasız” gibi mesajlar verilmiş ve bir ülke işte bu şekilde şuuraltı mesajlar ile işgâle hazır edilmiştir.
Alkollü Araç Kullanmanın ve Alkol Almanın Sonucu
Atanur
milllete yok 10 tane gönderirsen dileğin kabul olcak gibi saçmalıkları göndereceğinize ibret alınacak bu maili gönderin.! |
BU TİP YAZILARI LÜTFEN CİDDİYE ALIN !!!
GENİŞ DAĞITIM YAPIN LÜTFEN
hepimiz için çok tehlikeliBilgilenmeniz için.
hepimiz için çok tehlikeliBilgilenmeniz için.
Bir benzin istasyonunda arabasına benzin doldurmakta olan
bir bayanın yanına gelen birisi boyacı olduğunu söyleyerek,
hizmet amacıyla kibarca kartını sunuyor.
Kartı aldıktan sonra arabasına biniyor bayan.
Adam da, başkasının kullandığı bir arabaya giriyor.
Bayan, istasyondan çıkmaya hazırlanırken, arkadaki arabanın da
ayni anda istasyondan çıktığını ve kendisini takip ettiğini fark ediyor.
Tam anında da bir bas dönmesi ve zor nefes almakta olduğunu hissediyor bayan.
Cami açmak isterken, adamın verdiği kartı alan elinden tuhaf bir koku alıyor
bir bayanın yanına gelen birisi boyacı olduğunu söyleyerek,
hizmet amacıyla kibarca kartını sunuyor.
Kartı aldıktan sonra arabasına biniyor bayan.
Adam da, başkasının kullandığı bir arabaya giriyor.
Bayan, istasyondan çıkmaya hazırlanırken, arkadaki arabanın da
ayni anda istasyondan çıktığını ve kendisini takip ettiğini fark ediyor.
Tam anında da bir bas dönmesi ve zor nefes almakta olduğunu hissediyor bayan.
Cami açmak isterken, adamın verdiği kartı alan elinden tuhaf bir koku alıyor
PİLLERİ NEDEN ÇÖPE ATMAMALIYIZ?
Pilleri çöpe atmak bir çok ülkede bir suç iken Türkiye’de bu konuya fazla önem verilmemektedir. Doğada çok zor yok edilebilen ve ayrıştığında toprağa ağır metal bırakan piller özel yöntemlerle imha edilmelidir. Çevreye duyarlı olan herkes tehlike yaratan bu konuya özen göstermelidir. Bunun için lütfen bitmiş pillerinizi atık pil kutusuna bırakınız.Atık piller geleceğimizi tehdit ediyor.
Ekmek İsrafının Boyutları
Her yıl ekmek için 7 milyar dolar para harcayan Türkiye, bunun 700 milyon dolarını çöpe atıyor. Günde üretilen 120 milyon ekmeğin 12 milyonu israf ediliyor. Gelir düzeyi yükseldikçe ekmek israfı da artıyor.
Türkiye ekmeği hem çok tüketiyor hem çok israf ediyor. Günde 120 milyon ekmek üretilen Türkiye’de bunun 12 milyonu israf ediliyor. Ankara Ticaret Odası’nın raporuna göre 10 ekmeğin 9’u tüketiliyor. 1’i israf ediliyor. Türk halkı her yıl ekmeğe 7 milyar dolar ( 10.5 katrilyon ) ödüyor. Ekmek israfının parasal değeri ise 700 mil yon dolar ( 1 katrilyon 57 trilyon ).
En ucuz ekmek,
Türkiye ekmeği hem çok tüketiyor hem çok israf ediyor. Günde 120 milyon ekmek üretilen Türkiye’de bunun 12 milyonu israf ediliyor. Ankara Ticaret Odası’nın raporuna göre 10 ekmeğin 9’u tüketiliyor. 1’i israf ediliyor. Türk halkı her yıl ekmeğe 7 milyar dolar ( 10.5 katrilyon ) ödüyor. Ekmek israfının parasal değeri ise 700 mil yon dolar ( 1 katrilyon 57 trilyon ).
En ucuz ekmek,
ÖNEMLİ AJANS, GAZETE, TV ve HABER SİTESİ İLETİŞİM BİLGİLERİ
ANADOLU AJANSI :
Tel: 0312 231 70 00
Fax: 0312 231 21 74
Email: yurt@anadoluajansi.com.tr
DOĞAN HABER AJANSI :
Tel: 0212 413 51 69
Email: dhainternet@dha.com.tr
Yurt Haberler: 0212 413 52 46
Yurt Haberler Email: dhayurt@dha.com.tr
CİHAN HABER AJANSI :
Tel: 0212 454 88 88
Fax: 0212 454 14 55
Email: cihan@cihan.com.tr
İç Haberler
Tel: 0212 454 87 95
Fax: 0212 454 14 55
Erbakan'dan Erdoğan'a çağrı
Erbakan'dan Erdoğan'a çağrı | |
ajans5.com Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, güncel konuarı değerlendirdi. Ajans5.com sitesinin sorularını cevaplayan Erbakan, Erdoğan'a Milli Görüşe dön davetinde bulundu. Türkiye’nin iç ve dış güçlerin etkisinde uçuruma sürüklendiğinin de altını çizen Erbakan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında da bir değerlendirme yaptı. Erbakan’ın günleri nasıl geçiyor |
11 Şubat 2010 Perşembe
TURKCELL BİZE HAKARET EDİYOR !!
Arkadaşlar Turkcell'in en son reklam kampanyası biliyorsunuz.
"Tosun ve yabancı damat" serisi.
Dikkatinizi ne kadar çekti bilmiyorum.
Reklamları izleyenler bana hak verecektir.
Reklamda biri Türk diğeri yabancı olmak üzere iki baş kahraman var.
Türk karakter malesef kaba, bilgisiz, cahil, kültürsüz, teknolojiden bihaber, teknolojiden uzak dolayısıyla gerici yada geri kalmış gösterilirken,
Yabancı damat sıfatındaki karakter ise bilgili, nazik, kibar, kültürlü, teknolojiyi bilen, teknolojiyi kullanan bir imaj çiziyor.
Açıkçası ben rahatsız oldum.
Avrupalı-Türk karşılaştırılması yapılmış ve Türk karakter Avrupalı karakter karşısında olabildiğine ezdirilmiş ve aşağı gösterilmiş.
Teknolojiyi kullanan ile kullanmayan iki insanın farkını anlatabilmek için illaki birinin Türk diğerinin yabancı mı olması gerekirdi?
Ben bu reklamları RTUK'e şikayet ettim.
Milletimizin reklam filimlerinde dahi Avrupa karşısında bu şekilde küçük gösterilmesi beni rahatsız ediyor.
Hemde bunu isminin başında Türk kelimesi olan bir firma yapıyor.
Bu hareketlerini Türk milletine yapılmış bir hakaret olarak görüyorum ve TURKCELL'i kınıyorum.
LÜTFEN TEPKİMİZİ GÖSTERELİM.
Yasal hakkımızı kullanalım ve RTÜK'e şikayette bulunalım
Şikayet Formu için http://www.rtuk.gov.tr/sayfalar/GorusOneri.aspx
(Haklarımızı kullanmak konusunda erinmeyelim ve internet yoluyla tepki göstermeye kendimizi alıştıralım)
Bilmediğiniz Yerden Et Alın!!!
Hadi Şimdi de bilmediğiniz yerden et alın ve bilmediğiniz yerden yemek yiyin bakalım...'
Türkiye'deki domuz çiftliklerinde yıllık 3 milyon kg. civarınd a et üretiliyor. Bu rakam neredeyse kırmızı et üretiminin yarısı. Üretilen domuzlar otellere, yemek fabrikalarına ve marketlere 'kıyma' şeklinde satılıyor. Domuz etini Salam, sosis olarak da piyasaya sürmek en sık kullanılan yöntem.
Peki neden domuz?
Numan Kurtulmuş’un Saadet Partisi’ne Etkisi
ABDULLAH MURADOĞLU- YENİ ŞAFAK
“Numan Kurtulmuş’un Saadet Partisi’ne ivme kazandırdığı ortaya çıktı. Milli Görüş camiası Kurtulmuş ile yola devam edeceği mesajını verdi.”
HÜSNÜ MAHALLİ – AKŞAM Gazetesi
“Kürt sorununun çözümüne yönelik çabasında DTP engeli ile karşılaşacak olan Başbakan Erdoğan geldiği çevrenin de baskısı ile çok ciddi sıkıntılar yaşayacaktır. Yüzde 5`i aşan bir oy oranı ile bu piyasada kendisinin de var olduğunu kanıtlayan Saadet Partisi ve onun genç, dinamik lideri Numan Kurtulmuş hükümetin ABD, İsrail ve Batı ile ilişkilerini yakından takip ederek Erdoğan`ı çok ciddi bir şekilde sıkıştıracaktır. Saadet; Kıbrıs, Irak, Afganistan gibi konularda hükümetin politikalarını çok yakından takip edecek ve Erdoğan`ın başını ağrıtacaktır. Milli Görüş`e ihanet, vefasızlık ve türban sorununu çözememe gibi konularını da ihmal etmeyecek olan Saadet, 2012 seçimlerine doğru AK Parti`yi ciddi bir şekilde tedirgin edebilir.”
İBRAHİM KARAGÜL – Yeni Şafak
“Numan Kurtulmuş faktörü etkili oldu. Saadet Partisi oylarını artırdı. Böyle devam ederse, önümüzdeki süreçte oylarını daha da artıracak gibi. Bu seçimlerin en önemli sonuçlarından biri de. Saadetin yeniden hareketlendiği gerçeğidir. Kurtulmuş`un kampanya sırasında etkili bir liderlik örneği verdiğini not etmeliyiz.”
NAZLI ILICAK – SABAH Gazetesi
“Saadet Partisi, Numan Kurtulmuş`un genel baş-kanlığında, oyunu, 2,3’ten 5,1’e çıkarttı. Böylece, "taze kanın", seçmen tarafından takdir edildiğini göstermiş oldu. Bilemiyorum, diğer partiler bu mesajı alır mı? Saadet Partisi`ndeki ilâve puanların tamamen AK Parti`den geldiği muhakkak.”
MUSTAFA PAMUKOĞLU-CUMHURİYET
“Konser alanlarında yeni ve parlak sesler çıkmaya başladı. Bunlardan biri Numan Kurtulmuş idi. Söylediği şarkılar ilgi çekti. Temiz de okuyordu ve farklı şarkılar söylüyordu. AKP Merkezden uzaklaşacak ve puan yitirecek. AKP’nin kendi mecrasına kayması halinde milli ekonomiyi savunan ve lideri ile yepyeni heyecan yaratan Saadet Partisi’ni karşısında bulacak.”
HAKKI YALÇIN – TAKVİM
Numan Kurtulmuş Bu seçimin gizli bir galibi var! Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş. Kişiliğiyle ön plana çıkan ve güven duyulan parti lideri resmiyle dikkat çeken birinin, genel seçimlere kadar partisini nasıl güçlendireceği ortada. Yarın açacak çiçekler için, toprağı bugünden eşelemek gerekiyorsa, hatırlatmış olayım. Numan Kurtulmuş, Türkiye`nin politik yaşamında çok önemli bir yere gelecektir. Zamanı gelince bana hatırlatırsınız!
SAMİ ÖZEY – VAKİT Gazetesi
“% 6 civarında oy alan Saadet Partisi ise eğer yüzdeyle kıyaslanırsa iyi oy aldı. Oylarını bir önceki seçime göre % 100 katladı. Bu bana göre Prof. Dr. Numan Kurtulmuşun profilinden, milletimizi kucaklayan tavırlarından, seviyeli ve ölçülü söylemlerinden kaynaklanıyor. Partisindeki bazı kişilerin, itici, karşısındakileri küçük gören, her şeyi ben bilirim mantığıyla hareket eden tavırları yok Numan Bey`de! Yani, Saadet Partisi`nin lideri, ekseni sevgi ve nezaket olan bu metoduna devam ettiği takdirde Saadet Partisi önümüzdeki seçimlerde mutlaka hak ettiği yere çıkacaktır.”
ORAY EĞİN - Yazar – Akşam Gazetesi
“Saadet Partisi toparlanıyor, muhafazakâr sağda bir güç olarak kendini belli etmeye başlıyor. Bu seçimde bunun izlerini gördük, ileride önemli bir güç olacağı ortada.”
AYDIN ÖZDALGA – HABER3
“Milli Görüş"ün yeni lideri artık SP"li Numan Kurtulmuş. Kısa bir süre önce başını geçtiği Saadet Partisini % 6 ile şaha kaldırdı. SP, gelecek seçimlerde kesin mecliste, hatta CHP ve yeni bir liderle DSP (mesela Mustafa Sarıgül gibi bir isim) çok çekişirse muhtemelen SP ana muhalefet partisi olur.”
FİKRET BİLA - MİLLİYETSP yükseliyor Seçim sonuçlarına bakıldığında SP`nin ciddi bir yükseliş eğiliminde olduğu da görülüyor. Partinin lider değiştirmesi olumlu bir etki yaratmış durumda. Prof. Dr. Numan Kurtulmuş`un partinin genel başkanlığı görevine gelmesinden kısa bir süre sonra seçime gitmiş olmasına karşın, umut verdiği gözleniyor. Kurtulmuş`un zorluğu, AKP ile aynı tabana hitap etmesiydi. Buna karşın AKP`den önemli sayılabilecek bir oyun SP`ye geri dönmesi, üzerinde durulmaya değer bir sonuçtur.”
ABDÜLKADİR ÖZKAN – MİLLİ GAZETE
“İlkeli ve yapıcı duruş bakımından Saadet Partisi bu seçim kampanyasında net bir tavır sergiledi. Bu tavır gelecekte toplumun ümidi haline gelmesinde etkili olacaktır. Çünkü toplumun da siyasetin de buna ihtiyacı vardır.”
HAKAN ÇELİK – POSTA
“Geçen hafta Saadet Partisi`nin (SP) Türkiye`de yeni siyasi denkleme girdiğini yazmıştım. Nitekim Tayyip Erdoğan bu partinin lideri Numan Kurtulmuş`u daha yakın markaja alacaktır.”
DENİZ GÜÇER - AKŞAM
“Bunlardan en önemlisi Saadet Partisi`nin yeni Genel Başkanı Numan Kurtulmuş.
Tüm eleştirilere rağmen Kurtulmuşun "Ben de varım" dediği seçimin 29 Mart olduğunu ilerde konuşacağımıza inanıyorum.”
Tüm eleştirilere rağmen Kurtulmuşun "Ben de varım" dediği seçimin 29 Mart olduğunu ilerde konuşacağımıza inanıyorum.”
SEDAT ERGİN – MİLLİYET
“Ancak bu seçimden, oran olarak en yüksek artışı gerçekleştirip bu bakımdan en başarılı çıkan partinin SP olduğu açıktır. Numan Kurtulmuş`un liderliğindeki SP önemli bir ivme yakalamış, siyaset denkleminin içine yerleşmiştir. AKP artık hesaplarını kendisinin geleneksel tabanını geri almaya başlamış olan SP faktörüne göre yapmak durumundadır. Yeni dönemde SP`nin daha çok sesini duyacağımızı şimdiden tahmin edebiliriz”
MUSTAFA ÜNAL – Zaman
“Saadet Partisi, Numan Kurtulmuş liderliğinde özellikle doğuda önemli oranda oy aldı. Kimi şehirlerde sonuçlan belirledi. AK Parti`nin aday göstermediği Fakıbaba seçime bağımsız girmesine rağmen Saadet`in desteğiyle Şanlıurfa`da kazandı. Bu, Saadet Partisi`nin hanesine yazılan kazanç. Saadet bu oy oranıyla umutlan taze tuttu.”
NURAN YILDIZ – HABERTÜRK
“En gelecek vadeden lider: Duruşu ve tavrıyla sonraki seçimlerde hafife alınamayacağını gösteren Numan Kurtulmuş.”
ADEM YAVUZ ARSLAN - BUGÜN
“AK Partinin Güneydoğu`da oy kaybında Saadet Partisi faktörünü de düşünmek gerekiyor. Numan Kurtulmuştan sonra ciddi bir toparlanma sürecine giren parti Güneydoğu`da patlama yaptı. Bir önceki seçimde il genel meclisinde yüzde 1,5 oy alan Saadet bu kez yüzde 7,5’e çıktı ki bu AK Partiyi vurdu.”
AHMET KEKEÇ – STAR
“Numan Kurtulmuş`lu Saadet Partisi başarılıydı. Yurt genelinde alınan oylara bakarak, şimdiden "Bir lider doğuyor" diyebiliriz.”
ŞAKİR TARIM – MİLLİ GAZETE
“29 Mart yerel seçimlerinin parlayan yıldızı tartışmasız Saadet Partisi olmuştur. Saadet Partisi`nin önü açılmış, iktidara giden yolun ilk adımını atmıştır. Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş seçim kampanyalarında şöyle demişti: "Bu seçimler, Saadet Partisi için işaret fişeği olacak, genel seçimlerde de iktidara geleceğiz." Saadet Partisi, seviyeli bir seçim kampanyası yürüttü. Her kesimden insanın takdirini kazandı. Halkımıza ümit, güven ve cesaret verdi, yol gösterici oldu, çare ve çözümler sundu. Mütevazı imkanlara rağmen oylarında ciddi bir artış sağladı. Toparlayıcı ve kucaklayıcı bir üslup kullandı. Sosyal adalet mücadelesi verdi. Gençlerin de büyük ilgi odağı haline geldi. Saadet Partisi, milletin taleplerini seslendirdi, kendi söylemleriyle bu yükselişi gerçekleştirdi.
OKTAY EKŞİ – HÜRRİYET Gazetesi
“Geçen seçimlerde "Kendi partime oy versem işe yaramayacak, bari AKP`ye vereyim de onu güçlendireyim" diyen Saadet Partililer, Numan Kurtulmuş`un Parti Genel Başkanı olmasıyla hareketlendiler. AKP`deki oylarını geri çektiler.”
YAZGÜLÜ ALDOĞAN – POSTA Gazetesi
“AKP`ye verdiği emanet oyları, Van ve Siirt gibi büyük illeri AKP`den aldı. Daha ne olsun? SP: Numan Kurtulmuşla yakaladığı yükselişi oylarını AKP`den geri alarak gösterdi. Daha ne olsun?”
HAKKI KURBAN – TERCÜMAN
“Yerel seçimlerin kazananları tarafında Saadet Partisi de yer aldı. Numan Kurtulmuş`un Genel Başkan seçilmesinin ardından büyük ivme yakalayan SP oylarını ikiye katladı "29 MART seçimlerinin kazananları" tarafında Saadet Partisi de yerini aldı. Numan Kurtulmuş`un "Genel Başkan" olmasının ardından toplumun farklı kesimlerinden yoğun ilgi gören Saadet Partisi, oylarını ikiye katladı. 2007 genel seçimlerinde yüzde 2.34 oy alan parti, bu seçimlerde oy oranını yüzde 5.17`ye çıkardı. Saadet`in ön plana çıkmasıyla, AKP`nin oy kaybının büyüdüğü
değerlendirmeleri yapılırken, basanda başrolü oynayan Genel Başkan Kurtulmuş, "İşaret fişeğimizi attık. Saadet yükseliş trendine girmiştir" dedi.”
SÜLEYMAN KURT – ZAMAN Gazetesi
“Numan Kurtulmuş, güvenoyu aldı. AK Parti ile yollarını ayıran "Milli Görüş hareketi` Saadet Partisi çatısı altında yeni genel başkanı Numan Kurtulmuş ile yakaladığı 5,1`lik oy oranı ile moral buldu. Yüzde 10 barajını önüne hedef olarak koyan parti, önümüzdeki dönem AK Partiye yönelik eleştirileriyle yakından izlenecek.”
SÜLEYMAN ARİF EMRE – MİLLİ GAZETE
“Bilhassa yerel seçimler münasebetiyle yeni seçilen Sayın Genel Başkanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş`un gösterdiği gayret ve hummalı çalışmaların önemli payı vardır. Gözüken odur ki siyasi gelişmeleri belirleyen kum saati artık Saadet Partisi lehine çalışmaya başlamıştır.”
DERYA SAZAK-MİLLİYET
“Saadet Partisi’nin ayak sesleri işitilmeye aşlandı. Numan Kurtulmuş’un liderliğinde gelecek seçimde Meclis’e girecek güve erişebilirler.”
YAVUZ DONAT- SABAH
“Saadet’in Başkanı Prof. Numan Kurtulmuş ile, DP’nin Başkanı Süleyman Soylu, otomobillerinin arkasına ‘Hor görme garibi’ diye yazsalar yeridir. Numan Bey ile saadet ‘Bu pilde hayat var” dedirtti.”
LEYLA İPEKÇİ- TARAF
“Saadet Partisi’nin arttırdığı oylara bakıp SP’nin İslamcılıkta radikalleştiğini söylemek pek doğru bir okuma gibi gelmiyor bana. Çünkü Numan Kurtulmuş’u bir toplantıda bizzat dinlemiş biri olarak, Kürt meselesindeki cılız söylemleri dışında, bildiğimiz ‘milli görüş’ çerçevesinin hudutlarından çoktan taşmış bir dil oluşturduğunu görmüştüm. “
Reklam Hilesi
Çamaşır makinelerinde kireç koruyucu olarak kullanılan Calgona 1 yıl
içersinde verdiğimiz toplam para ile koruduğumuz rezistansı 4 defa
yenisi ile değiştirebileceğimiz gerçeği beni reklamın insanlar
üzerindeki etkileri konusunda daha çok düşünmeye sevk etti.
Uzun zamandır Calgon ile ilgili reklamlar nedeniyle ben de, bir çok
tüketici gibi Makinemin rezistansında sorun yaşamamak için Calgon
kullanan biriyim. Bugüne kadar, 'Calgon marka kireç koruyucu
kullanmasam ve makinem arızalansa,bana servis ücreti ilebirlikte bir
rezistans kaça mal olur'sorusunu, doğrusu kendime hiç sormadım.
içersinde verdiğimiz toplam para ile koruduğumuz rezistansı 4 defa
yenisi ile değiştirebileceğimiz gerçeği beni reklamın insanlar
üzerindeki etkileri konusunda daha çok düşünmeye sevk etti.
Uzun zamandır Calgon ile ilgili reklamlar nedeniyle ben de, bir çok
tüketici gibi Makinemin rezistansında sorun yaşamamak için Calgon
kullanan biriyim. Bugüne kadar, 'Calgon marka kireç koruyucu
kullanmasam ve makinem arızalansa,bana servis ücreti ilebirlikte bir
rezistans kaça mal olur'sorusunu, doğrusu kendime hiç sormadım.
Kalp Krizi ve Sıcak Su
Bu çok güzel bir yazidir. Sadece ögünlerden sonra
sicak su içme
konusuna degil kalp krizi risklerine de deginmektedir.
Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soguk su
degil sicak çay içerler.
Belki biz de yemekten sonra sicak bir seyler içme aliskanligimizi
onlardan edindik.
Eger yemeklerden sonra soguk seyler içiyorsaniz
bu yazi size hitap ediyor. Yemekten sonra soguk bir seyler içmek sizi
rahatlatabilir.
Ancak tükettiginiz soguk su katilasarak yagli bir
madde haline döner ve yavas bir sekilde sindirilir.
Bu asitli tepkime bozularak bagirsakta kati
maddelerden daha hizli bir sekilde emilir.
Bir kismi bagirsaga yapisir.
Kisa bir süre sonra tamamen yag haline döner
ve kansere yol açar.
Yemekten sonra sicak su veya çorba içmek
en iyisidir.
Kalp krizi hakkinda önemli birkaç bilgi
- Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun
uyusmasi degildir. Çenedeki siddetli agrilarin da
farkinda olun. Ilk gögüs agriniz kalp krizi sirasinda gerçeklesmez.
(Daha önce mutlaka gögüs agriniz olmustur) Mide bulantisi ve siddetli
terleme de
önemli kalp krizi belirtilerindendir.
Kalp krizi geçiren insanlarin %60 i uyurken ölür.
Gögüsteki agrilar sizi uykudan uyandirabilir.
Lütfen dikkatli olun ve olanlarin farkina varin.
sicak su içme
konusuna degil kalp krizi risklerine de deginmektedir.
Çinliler ve Japonlar yemeklerinden sonra soguk su
degil sicak çay içerler.
Belki biz de yemekten sonra sicak bir seyler içme aliskanligimizi
onlardan edindik.
Eger yemeklerden sonra soguk seyler içiyorsaniz
bu yazi size hitap ediyor. Yemekten sonra soguk bir seyler içmek sizi
rahatlatabilir.
Ancak tükettiginiz soguk su katilasarak yagli bir
madde haline döner ve yavas bir sekilde sindirilir.
Bu asitli tepkime bozularak bagirsakta kati
maddelerden daha hizli bir sekilde emilir.
Bir kismi bagirsaga yapisir.
Kisa bir süre sonra tamamen yag haline döner
ve kansere yol açar.
Yemekten sonra sicak su veya çorba içmek
en iyisidir.
Kalp krizi hakkinda önemli birkaç bilgi
- Kalp krizi belirtisi her zaman sol kolun
uyusmasi degildir. Çenedeki siddetli agrilarin da
farkinda olun. Ilk gögüs agriniz kalp krizi sirasinda gerçeklesmez.
(Daha önce mutlaka gögüs agriniz olmustur) Mide bulantisi ve siddetli
terleme de
önemli kalp krizi belirtilerindendir.
Kalp krizi geçiren insanlarin %60 i uyurken ölür.
Gögüsteki agrilar sizi uykudan uyandirabilir.
Lütfen dikkatli olun ve olanlarin farkina varin.
Dostuma ve Dostluğuna
Çölde yolculuk eden iki arkadaş hakkında bir hikaye anlatılır.
Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar biri ötekine bir tokat atar. Tokadı
yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar
'BUGÜN EN IYI ARKADASIM BANA BIR TOKAT ATTI.'
Yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler.Tokadı yiyen yıkanırken bir batağa saplanır, boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır. Boğulmak üzere olan arkadaş tam kurtulduktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır:
'BUGÜN EN IYI ARKADASIM BENIM HAYATIMI KURTARDI.'
Tokadı vuran ve sonra arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der; senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdin ama şimdi kayaya kazıyorsun.NEDEN?
Öbür arkadaş ona şöyle cevap verir:'Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize İYİ bir şey
yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgar yok etmesin.'
'INCINMELERINIZI KUMA, GÖRDÜGÜNÜZ IYLIKLERI KAYALARA KAZIMAYI ÖGRENIN.'
Denilir ki özel birini bulmak bir dakikanızı alır,onu değerlendirmeniz bir saat içinde olur,onu sevmek için bir gün yeter ama sonra onu unutabilmek için bir ömrün geçmesi gerekir. Bu sözleri hiç unutamayacağınız kişilere gönderiniz ve bu sözleri size gönderen kişiye de göndermeyi unutmayınız. Bu onları asla unutmayacağınızı bilmelerini sağlayan bir mesajdır.
Eğer kimseye göndermediyseniz bu demektir ki telaş içindesiniz ve dostlarınızı zaten unutmuşsunuz.
Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar biri ötekine bir tokat atar. Tokadı
yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar
'BUGÜN EN IYI ARKADASIM BANA BIR TOKAT ATTI.'
Yıkanabilecekleri bir vahaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler.Tokadı yiyen yıkanırken bir batağa saplanır, boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır. Boğulmak üzere olan arkadaş tam kurtulduktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır:
'BUGÜN EN IYI ARKADASIM BENIM HAYATIMI KURTARDI.'
Tokadı vuran ve sonra arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der; senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdin ama şimdi kayaya kazıyorsun.NEDEN?
Öbür arkadaş ona şöyle cevap verir:'Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize İYİ bir şey
yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgar yok etmesin.'
'INCINMELERINIZI KUMA, GÖRDÜGÜNÜZ IYLIKLERI KAYALARA KAZIMAYI ÖGRENIN.'
Denilir ki özel birini bulmak bir dakikanızı alır,onu değerlendirmeniz bir saat içinde olur,onu sevmek için bir gün yeter ama sonra onu unutabilmek için bir ömrün geçmesi gerekir. Bu sözleri hiç unutamayacağınız kişilere gönderiniz ve bu sözleri size gönderen kişiye de göndermeyi unutmayınız. Bu onları asla unutmayacağınızı bilmelerini sağlayan bir mesajdır.
Eğer kimseye göndermediyseniz bu demektir ki telaş içindesiniz ve dostlarınızı zaten unutmuşsunuz.
KOCA TİPLERİ
Kadın akşam işten çıkar. Çocuğu yuvadan alır.
Markete geçer ıspanak alır. Koştura koştura eve döner.
Çocuğu soyar, elini yüzünü yıkar.
Kendi üstünü değiştirir. Mutfağa koşar.
Bir yandan ıspanakları yıkar bir yandan çocuğun sorularına
ve ihtiyaçlarına cevap verir.
Bir yandan sofrayı hazırlar…
O DA NE YOĞURT ALMAYI UNUTMUŞTUR!
Yoğurtsuz ıspanak olmaz Hemen kocasını arar.
Kocadan Kocaya değişen cevaplar:
1) Ben geç geleceğim. Toplantım var.
Yoğurtsuz yiyin
( laçkalaşmış koca)
2) Ben geç geleceğim Çok üzgünüm,
tühhhhhh şimdi ıspanak da yoğurtsuz olmaz ki.
E, yoğurt getireyim kapıdan bırakayım hemen döneyim,
toplantı bu, kaçırsam olmaz. Mazallah dağlara taşlara
işten atılma sebebim olur, sonra yoğurt dökecek
ıspanak bile bulamayız.
( aldatan koca ya da eve gelmemek için bahane
arayan koca ,ama bi yandan da vicdanı sızlayan koca.. )
3) Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor........
(İşte bu aldatan koca)
4) Mendebur kadın ıspanağı aldın da yoğurdu niye almadın!
("kazma" tipi koca )
5) Igggghhhh yine mi ıspanak. Otlaya otlaya sığır olduk
("kalas" tipi koca)
6) Tamam alırım
(monotonlaşmış koca)
7) Tamam alırım başka bir şey lazım mı?
image005.gif
( Normal koca)
8) Tamam hayatım alırım başka bir isteğin var mı?
(İdeal koca)
9) Aman canııım, ıspanakla mı uğraştın?
Yapmadıysan bırak ya dışardan söyleyelim
ya da dışarıda yiyelim
(Yok böyle bi koca)
Rus ve Çeçen farkı
Rus askerleri dağda bir mağarayı kuşatmışlardı. Mağaradan bir ses geldi:
> "Bir Çeçen 10 Rus’un hakkından gelir."
> Rus komutan mağaranın içine 10 asker yolladı. Çatışma seslerinin ardırdan bu defa yeni bir ses duyuldu:
> "Bir Çeçen 30 Rus’un hakkından gelir!"
> Komutan sinirlendi ve 30 asker daha gönderdi. Yine silahlı çatışma sesleri duyuldu. Bu defa mağaradan
> "Bir Çeçen 50 Rus’un hakkından gelir!" nârâsı yükseldi.
> Komutan iyiden iyiye küplere bindi ve mağaraya 50 asker daha yolladı. Silah seslerinin ardından sürünerek gelen kan revan içinde bir Rus askeri seslendi:
> "Sakın gitmeyin! Bu bir pusu. Tuzağa düşürüldük. Mağarada bir değil, tam iki Çeçen var!"
> "Bir Çeçen 10 Rus’un hakkından gelir."
> Rus komutan mağaranın içine 10 asker yolladı. Çatışma seslerinin ardırdan bu defa yeni bir ses duyuldu:
> "Bir Çeçen 30 Rus’un hakkından gelir!"
> Komutan sinirlendi ve 30 asker daha gönderdi. Yine silahlı çatışma sesleri duyuldu. Bu defa mağaradan
> "Bir Çeçen 50 Rus’un hakkından gelir!" nârâsı yükseldi.
> Komutan iyiden iyiye küplere bindi ve mağaraya 50 asker daha yolladı. Silah seslerinin ardından sürünerek gelen kan revan içinde bir Rus askeri seslendi:
> "Sakın gitmeyin! Bu bir pusu. Tuzağa düşürüldük. Mağarada bir değil, tam iki Çeçen var!"
6 Şubat 2010 Cumartesi
ÇEÇENİSTAN
Rus'un biri, saçını kestiriyormuş. Berber sormuş:
-Askerlik yaptınız mı?
-Yaptım.
-Nerede yaptınız?
-Çeçenistan'da.
-Çeçenistan'da mı?
-Evet, Çeçenistan'da.
Aradan birkaç dakika geçmiş, berber tekrar sormuş:
-Askerliği nerede yapmıştınız?
-Çeçenistan'da.
-Nerede, nerede?
-Çeçenistan dedim ya!
Birkaç dakika sonra berber yine sormuş:
-Demek askerliği Çeçenistan'da yaptınız ha?
-Evet, evet, evet! Çeçenistan'da yaptım!
Berber birkaç dakika sonra aynı konuyu bir daha açmaya kalkışınca, Rus müşteri isyan etmiş:
-Yahu kardeşim, askerliğimi Çeçenistan'da yaptığımı elli kere söyledim. Niye tekrar tekrar soruyorsun?
Berber cevap vermiş:
-Çeçenistan deyince; saçların diken diken oluyor, ben de daha rahat kesiyorum!..
-Askerlik yaptınız mı?
-Yaptım.
-Nerede yaptınız?
-Çeçenistan'da.
-Çeçenistan'da mı?
-Evet, Çeçenistan'da.
Aradan birkaç dakika geçmiş, berber tekrar sormuş:
-Askerliği nerede yapmıştınız?
-Çeçenistan'da.
-Nerede, nerede?
-Çeçenistan dedim ya!
Birkaç dakika sonra berber yine sormuş:
-Demek askerliği Çeçenistan'da yaptınız ha?
-Evet, evet, evet! Çeçenistan'da yaptım!
Berber birkaç dakika sonra aynı konuyu bir daha açmaya kalkışınca, Rus müşteri isyan etmiş:
-Yahu kardeşim, askerliğimi Çeçenistan'da yaptığımı elli kere söyledim. Niye tekrar tekrar soruyorsun?
Berber cevap vermiş:
-Çeçenistan deyince; saçların diken diken oluyor, ben de daha rahat kesiyorum!..
4 Şubat 2010 Perşembe
TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN - İKİNCİ KISIM
İKİNCİ KISIM
Tüketicinin Korunması ve aydınlatılması
Tüketicinin Korunması ve aydınlatılması
Ayıplı Mal
Madde 4- (Değişik: 6/3/2003-4822/4 md.) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.
Madde 4- (Değişik: 6/3/2003-4822/4 md.) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.
Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.
TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN
TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası : 4077
Kabul Tarihi : 23/2/1995
Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 8/3/1995 Sayı : 22221
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 34
BİRİNCİ KISIM
Amaç, Kapsam, Tanımlar
Amaç, Kapsam, Tanımlar
Amaç
Madde 1- Bu Kanunun amacı, (...) kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici,çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.
Madde 1- Bu Kanunun amacı, (...) kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici,çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.
Kapsam
Madde 2- Bu Kanun, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.
Madde 2- Bu Kanun, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.
Tanımlar