Lâdikli Ahmed Ağa'nın torunu Ahmet Elma anlatıyor:
Konya'daki esnaflardan bir tanesi iflas etmiş, borçlarını ödeyemez duruma düşmüştür.
Dükkanına haciz gelmek üzereyken arkadaşlarından birisi:
-Doğru Ladik'e, Hacı Ahmet Ağa'ya git! Ona durumunu anlat, o senin derdine belki bir merhem bulur, der.
Dükkanına haciz gelmek üzereyken arkadaşlarından birisi:
-Doğru Ladik'e, Hacı Ahmet Ağa'ya git! Ona durumunu anlat, o senin derdine belki bir merhem bulur, der.
Tüccar hiç vakit geçirmeden dedemin yanına gelir ve derdini anlatır:
-Ben çok düzenli, doğru dürüst çalışan bir esnafım.
İyi niyetli olduğum için beni kandırdılar.
Şu anda borçlarımı ödeyemez duruma geldim.
Yakında dükkânıma haciz gelecek, perişan olacağım.
Benimle beraber çoluk çocuğum da perişan olacak.
Ne olur Ahmet Ağa, benim derdime bir derman, bir çare, der.
-Ben çok düzenli, doğru dürüst çalışan bir esnafım.
İyi niyetli olduğum için beni kandırdılar.
Şu anda borçlarımı ödeyemez duruma geldim.
Yakında dükkânıma haciz gelecek, perişan olacağım.
Benimle beraber çoluk çocuğum da perişan olacak.
Ne olur Ahmet Ağa, benim derdime bir derman, bir çare, der.
Bunun üzerine dedem:
-Haydi, oğlum üzülme, Allah var, keder yok!
Sabah namazını kıldıktan sonra besmeleyi çekerek işyerini aç.
Biraz sonra senin yanına bir adam gelecek, dükkânını içindeki mallarıyla birlikte satın almak isteyecek.
Sen ona itiraz etmeden dükkânını sat, borçlarını öde, hacizden kurtul.
Allah sana daha neler verecek, der.
Dedeme gelip tembihatını dinleyen dükkan sahibi hemen Konya'ya döner ve denilenleri aynen yapar.
Daha sonra o adam:
-Ahmet Ağa'mın dediğinin aynısını yaptım.
Namazdan sonra dükkânımı açınca bir müşteri geldi.
Dükkanın tamamını satın aldı, ben de aldığım bu parayla borçlarımın tamamını ödedim.
Kısa bir süre içerisinde ise Allah, bunun karşılığında bana iki dükkan verdi, demiştir.
- Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî, Ahmet Elma, 2011, 5.Baskı, S.88.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder