12 Ocak 2025 Pazar

Ey gafil, Bir odundan daha aşağı olma!

Hz. Peygamber'e, cemaat kalabalıklaştığından "Biz senin mübarek yüzünü vaaz esnasında görmüyoruz" denilerek minber yapılınca, Hannâne direğinin inlemesi 
ve 
Allah elçisi ve sahabenin bu inlemeyi duyması, 
(Hz. Muhammed) Mustafa'nın direğe açıkça soru sorması ve direğin cevap vermesi:

Hannâne direği akıl sahipleri gibi, Peygamber'in ayrılığıyla inliyordu.
Peygamber, "Ey direk! Ne istiyorsun? -Hannâne- dedi. Canım ayrılığınla kan oldu.
Dayandığın bendim, benden uzaklaştın, minberin üzerinde yer edindin."
-Peygamber- dedi: İster misin, seni hurma ağacı yapsınlar; doğulu ve batılı senden meyve toplasın?
Veya Ha, o alemde bir servi yapsın, böylece sonsuzluğa kadar yaş ve taze kalırsın?"
-Hannâne- "Bâkî olanı isterim" dedi. Ey gafil! Dinle. Bir odundan daha aşağı olma.
O direği, kıyamet günü insanlar gibi haşrolması için toprağa defnettiler.
Böylece bilesin; Allah kimi çağırırsa, dünyanın bütün işinden uzak kalır.
Kimin Allah'tan işi, gücü olursa, orada ilahi huzura erişir, -burada- işten çıkar. 
Sırlardan nasibi olmayan, o cansızın inlemesini nasıl tasdik eder? 
"Evet" der, ama gönülden değil, uyum için; kendisine münafık demesinler diye. 
"Kün (Ol)" emrini bilenler olmasaydı, bu dünyada bu söz reddedilirdi.
Yüz binlerce taklitçi ve delil peşinde olanı, bir yarım vehim şüpheye düşürür. 
Çünkü onların taklidi ve delil arayışları; bütün kol ve kanatları zanla ayaktadır. 
O alçak şeytan bir şüphe doğurur, bütün bu körler baş aşağı düşer. 
Delil arayanların ayağı tahtadandır. Tahta ayak çok mesnedsizdir.
O görüş sahibi, zamanın kutbu istisnadır. 
Onun dayanıklılığına dağ şaşırır. Körün ayağı sopadır, sopa.
Bu yüzden o taşların üzerine düşmez.
Ordunun zaferini sağlayan süvari, din ehli için kimdir? Görüş sultanı.
Körler sopayla yol görmekteyseler de aydın halkın desteğiyle görmektedirler. 
Görenler ve padişahlar olmasaydı, dünyada bütün körler ölürlerdi.
Körlerin elinden ne ekin ekip biçmek gelir, ne bina yapmak, ne de ticaret ve kâr. 
Size acımasaydı ve iyilik etmeseydi, sizin delil bulma sopanız kırılırdı.
Bu sopa nedir? Kıyaslar ve delil. Bu sopayı onlara kim verdi? 
Gören yüce Allah! Madem sopa savaş ve saldırı aletidir, kır bu sopayı, ey kör!
O size sopa verdi, sen böylece ilerledin, o sopayı sen, öfkeyle ona vurdun. 
Körler topluluğu! Ne iştesiniz? Aranıza gözcüyü alın.
Sana sopa verenin eteğine yapış. 
Bak, Adem sopadan dolayı neler gördü. 
Musâ ve Ahmed'in mucizesine bak: 
Sopa nasıl yılan oldu, direk de haberdar. 
Sopadan bir yılan ve direkten inleme, 
din için saltanat davulu çalıyor. 
Yoksa bu tad, akılla kavranabilir olsaydı, 
bu kadar mucizeye nasıl ihtiyaç olurdu. 
Akıl akla uygun olanı mucize ortaya konmadan ve gel git olmadan kavrar.
Bu akılla kavranamayan bâkir yolu gör; -onu- her talihli kişinin gönlünde makbul gör. 
Aynı şekilde Adem'in korkusuyla şeytan ve canavar kıskançlıktan adalara kaçtılar.

Mesnevî 2113-2146.Beyitler




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder