Hadise, 30 yıl evvel (1988) Şanlıurfa'da geçmiştir.
Urfalı aile, 7 yaşındaki ilkokul birinci sınıfa giden kızlarının, çizgi film seyretmek için komşuya gitmesine üzülüyormuş.
Buna çözüm olarak bir televizyon almaya karar vermişler.
O senelerde televizyon günümüze göre oldukça pahalı olmasına rağmen, çocuklarını mutlu etmek için televizyonu almışlar.
Televizyonun eve gelmesi ile ailenin heyecanı da artmıştır.
Bir an evvel televizyonun çalışmasını istiyorlarmış.
Televizyonun yerine konulması sırasında, kolinin içindeki kitapçığı gören anne merak eder.
Anne ve baba okuma yazma bilmediklerinden, kitapçığı okumak için birinci sınıfa giden kızlarının okumasını isterler.
Kızını yanına çağıran anne:
"Kızım bu kitabın üstünde ne yazıyor?"
Okumaya yeni başlayan çocuk :
"KILAVUZU OKUMADAN AÇMAYINIZ" yazısını kekeleyerek yavaşça okumaya başlar:
"KULAUZU OKUMADAN AÇMAYINIZ" (Felak ve Nas surelerinin başlangıcı olan Gul eûzü birabbinnâs) olarak anlarlar.
Bu münasebetle televizyonu her açmada, bu sureleri okuyup televizyonu açarlar.
Baba şöyle der:
Yaho bu televizyonu yapan GAVUR olsa da gene inançlıymış ki her açma da KULAUZU okumamızı söylüyor.
Bu olay; eve misafir gelen dayının, yeni televizyonu açmak istemesi üzerine unutulmaz bir hatıraya dönüşüyor .
Dayı elini televizyon düğmesine yaklaştırıken (o senelerde uzaktan kumanda yok), baba:
Dur! Ne yapıyorsun? Televizyonu açmadan KULAUZU okumamız lazım deyince, dayı şaşırır !
Neden böyle yaptıklarını sorar?
"Televizyon kutusundan çıkan kitapta yazıyor.
Biz söyleneni yapıyoruz "der.
Dayı kahkaha ile gülmeye başlar.
"O kitabın adı KILAVUZ.
Televizyonu nasıl kullanacağınızı anlatıyor.
Siz yanlış anlamışsınız"
Kahkahaya ev halkıda katılır.
Bu olay, şu anda öğretmen olan o gün yedi yaşındaki çocuğun unutamadığı hatıradır.
Edibe Aydın (Kahya)
Urfalı aile, 7 yaşındaki ilkokul birinci sınıfa giden kızlarının, çizgi film seyretmek için komşuya gitmesine üzülüyormuş.
Buna çözüm olarak bir televizyon almaya karar vermişler.
O senelerde televizyon günümüze göre oldukça pahalı olmasına rağmen, çocuklarını mutlu etmek için televizyonu almışlar.
Televizyonun eve gelmesi ile ailenin heyecanı da artmıştır.
Bir an evvel televizyonun çalışmasını istiyorlarmış.
Televizyonun yerine konulması sırasında, kolinin içindeki kitapçığı gören anne merak eder.
Anne ve baba okuma yazma bilmediklerinden, kitapçığı okumak için birinci sınıfa giden kızlarının okumasını isterler.
Kızını yanına çağıran anne:
"Kızım bu kitabın üstünde ne yazıyor?"
Okumaya yeni başlayan çocuk :
"KILAVUZU OKUMADAN AÇMAYINIZ" yazısını kekeleyerek yavaşça okumaya başlar:
"KULAUZU OKUMADAN AÇMAYINIZ" (Felak ve Nas surelerinin başlangıcı olan Gul eûzü birabbinnâs) olarak anlarlar.
Bu münasebetle televizyonu her açmada, bu sureleri okuyup televizyonu açarlar.
Baba şöyle der:
Yaho bu televizyonu yapan GAVUR olsa da gene inançlıymış ki her açma da KULAUZU okumamızı söylüyor.
Bu olay; eve misafir gelen dayının, yeni televizyonu açmak istemesi üzerine unutulmaz bir hatıraya dönüşüyor .
Dayı elini televizyon düğmesine yaklaştırıken (o senelerde uzaktan kumanda yok), baba:
Dur! Ne yapıyorsun? Televizyonu açmadan KULAUZU okumamız lazım deyince, dayı şaşırır !
Neden böyle yaptıklarını sorar?
"Televizyon kutusundan çıkan kitapta yazıyor.
Biz söyleneni yapıyoruz "der.
Dayı kahkaha ile gülmeye başlar.
"O kitabın adı KILAVUZ.
Televizyonu nasıl kullanacağınızı anlatıyor.
Siz yanlış anlamışsınız"
Kahkahaya ev halkıda katılır.
Bu olay, şu anda öğretmen olan o gün yedi yaşındaki çocuğun unutamadığı hatıradır.
Edibe Aydın (Kahya)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder