31 Mayıs 2010 Pazartesi

Herakleia / Latmos, Milas, Muğla


Herakleia’nın İ.Ö. 5.yy.da Attika Delos Deniz Birliğine üye olduğu ve Ortaçağın sonralarına kadarda yerleşim vardır. Latmos Dağı eskilerden bu yana insanların dinsel inanışlarında önemli bir yer tutuğundan burada eski yerleşim izlerine ilk olarak 1994 yılında 25 kaya resmi bulunmuştur.
2003 yılında ise mağara kaya resimleri 130′u bulmuştur. kentte bulunan eserler arasında, surlar, Agora, Athena Tapınağı, bouleuterion, kaya mezarlarını görmek mümkün. Kurulduğunda bir koloni kenti olarak kurulmuş İ.Ö.300′lerde ise Heraklia onun yerini almış. Heraklia kenti gözetleme kuleleri(65), surlarıyla ilgi çekiyor.

Bafa Gölü, Milas, Muğla

Söke ovası 2000yıl önce denizdi. Büyük Menderesin getirdiği alüvyonların köfezi doldurmasıyla ova haline geldi. Bafa gölüyse kaldı. Göl üstünde iki ada var. Biri aslında tam ada değil bir kumsalla karaya bağlı. Gölde kefal, levrek, yılan balığı tutuluyor. Motorlarla gezilerde adalar, Heraklia antik kenti geziliyor. Adalarda manastırlar, kiliseler kurulmuş. “Yedi manastır en eski yapı. Bafa Gölü çevresi zeytinliklerle çevrili. Göl  256 çeşit kuş türü barındırmaktadır.Bazı kuş türleri şunlardır: Akkuyruklu kartal, beyaz leylek, gök doğan, gök doğan, küçük karabatan, küçük balaban, gece balıkçısı, alaca balıkcıl,erguvanı balıkcıl, yılan kartalı, angıt, saz delicesi, kızıl şahin, uzun bacak, izmir yalı çapkını, alaca yalı çapkını, küçük kerkenez bulunuyor.

Ören – Keramos, Milas, Muğla


Ören’e Gökova/Akyaka köyünden 48 km’lik toprak yol ile Gökova körfezinin kuzey kıyısını geçerek, Kıran dağlarının görünümü önünde de ulaşılıyor. Ama bu yol oldukça kötü.
Ören Akyaka arasında antik Keramos kenti kalıntıları ziyaret edilebilir.

Kent Öreni, Milas, Muğla


Hellen standartlarında inşa edilen Herakleia, düzenli bir plana sahipti. Özellikle kent savunması, duvar teknikleri, sağlam kuleler bakımından incelenmesi gerekir.
İlkokulun bulunduğu düzlem çokkatlı Hellenistik agoradır. Bir kaya üstünde yeralan Athena tapınağı, mermer yazıtından kolaylıkla teşhis edilmiştir. Agoranın doğusundaki bir ev avlusunda yeralan boulevterion, göl kıyısına inerken görülen kaba saba bir yapı olan Endymion sunağı ve yukarı yamaçlardaki tiyatro, kentin zeytin ağaçları ve gnays kayalıkları arasına saçılmış önemli yapılarıdır.

Uyku Vadisi, Milas, Muğla


Vadiye iki giriş var. Birisi alabalık çiftliğinden yürümeye başlanıp dere boyu izleniyor ve yaklaşık 1 saat sonra mağara için yukarıya yöneliniyor. Sık sık dereyi aşmayı gerektiren bu yol yazın keyifli olabilir.
Diğer bir yol 2 kilometrelik araç yolunu izlemeyi ve 300 metrelik inişi gerektiriyor. Bunun için alabalık çiftliğine sapmıyor, mevcut stabilize yol ile köyden çıkıyor, tahminen 1.5 km. sonra Manastır Dağının Vadiye bakan yamacına doğru sağa orman yoluna giriyor, yolun yükseldiği en üst noktadan 500 m. sonra park ederek, vadiye doğru 300 metre iniyorsunuz. Mağaranın ağzına burada. İsteyenler yolu araçla izleyerek Değirmendere kıyısına kadar gidebilirler.  Sonrasında dere bu defa dere boyunca izleri belirgin olan patikayı takip ederek, tahminen yarım saatlik bir yürüyüşten sonra suyun önünün set yapılarak şişirildiği noktaya varmadan hemen sola 50 m.lik.  bir yükselme ile mağara ağzına ulaşılıyor.

Çökertme Koyu, Milas, Muğla


Mavi yolculuğa Bodrum’dan çıkan teknelerin ya ilk ya da son durak olarak vazgeçilmez koyudur Çökertme.
Dantel gibi işli Gökbel köyünün küçük bir semti olan Çökertme sahili, denize girmek için tertemiz kum plajlara ve yatların geceleme yapabilmeleri için çok sayıda koya sahip.
Karayolu binek arabalarına elverişli olmadığı için, daha çok deniz yoluyla ulaşılan koyda, henüz fazla bir yapılaşmaya rastlanmıyor.

Milas’ta Oymacılık


Tarihi Milas oymacılığının iyi örnekleri bulunmaktadır. Kapı tavanı, saçak ve yüklüklerde işlenen motifler günümüze ulaşmıştır.

Milas’ta Halıcılık


Milas Türkmen boylarının en eski yerleşim yerlerinden biridir. Bölge örf, adet ve giyim olarak bu özelliğini korumuştur. Milas yöresinde kendine özgü karakteristik özellikler taşıyan halılar dokunmaktadır. Halı geleneğinin 16.yy’da seccade halıların dokunmasıyla başladığı kabul edilmektedir. 18.yy ve 19. yy’a tarihlenen halılar desen ve renk özelliği ile klasik (geleneksel) ve Barok stili olarak ayrılır.

Milas'ta Trekking Parkurları, Muğla


Ören ve Bafa Gölü kıyılarında güzel yürüyüş parkurları var. Çökertme sırtlarında, Ören sırtları va sahilinde yürüyüş güzergahları keşfetmenizi bekliyor.  Ören’de ayrıca yamaç paraşütüyle atlamanın da yapıldığı Alatepe’den Ören Yalısına antik çağ’dan beri kullanılan bir yürüyüş alanı bulunmakta. Üstelik güzergah  kırmızı boyalarla belirlenmiş. Rahatlıkla yürünebilir. En güzel yürüyüş parkuru ise Bafa gölü kenarındaki Heraklia kentinden tarihi Latmos dağı tepelerine çıkan Kral Yolu Yürüyüş parkuru.

SAĞLIKÇILARA MÜJDE (!)

Bakanlık Tam Gün Yasasında Kararlı

Tam gün yasasının mutlaka yürürlüğe gireceğini söyleyen Sağlık Bakanı Akdağ, böylece döner sermaye adı altında ücret ödenmeyeceğini belirtti.
Yayına Giriş: 29.05.2010 15:30:47
Güncelleme: 29.05.2010 15:53:47

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tam gün yasasının mutlaka yürürlüğe gireceğini söyledi.
Recep Akdağ, Gaziantep’te yaptığı açıklamada, tam gün yasasının yürürlüğe girmesi ile üniversite ve kamuya ait hastanelerde vatandaşın artık, döner sermaye adı altında ücret ödemeyeceğini belirtti.
Akdağ, tam gün yasasının temmuz ayında Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde, yıl sonunda da üniversitelerde yürürlüğe gireceğini bildirdi.

Milas'ta Folklor (Halk Oyunları), Muğla


Bölgeye özgü zeybek oyunları oynanmaktadır.
Bazılarını şöyle sıralıyabiliriz:
Kerimoğlu,
Çökertme,
Keklik,
Muğla Zeybeğ,
Cavur asarın yolları.

Havariyyun kilisesi

Havariyyun kilisesi

Havariyyun kilisesi (Yunanca: Άγιοι Απόστολοι – Agioi Apostoloi) İstanbul’da 550 yılında inşa edilmiş Hıristiyan bazilikasıdır. İmparatorluk Polyandriyonu olarak da bilinir. Ayasofya’dan sonra gelen ikinci önemli kilisedir. İstanbul’un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra kısa süre için Rum Ortodoks Patrikhanesi olarak kullanılmıştır. 1461 yılında yıkılarak yerine Fatih Cami yapılmıştır. İmparatorlara ve kutsal kişilere ait lahitler İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde korunmaktadır.
Antakya’da ve Kars’ta da Havariyyun Kilisesi vardır. Kars’taki cami olarak kullanılmaktadır

Aya Yorgi Manastırı

Aya Yorgi Manastırı

Aya Yorgi Manastırı, Büyükada’da yer alan manastır.
Patrikhane kayıtlarından elde edilen bilgilere göre Aya Yorgi Manastırı’nın inşa ediliş tarihi 1751′dir. Bu tarihte inşa edilmiş olan küçük kilise, şapel ve dua yeri eski kilise olarak bilinir ve iki katlı, kiremit örtülü küçük bir yapıdır. Tepede çan kulesinin arkasındaki kesme taştan yapılmış olan kilise ise yeni Aya Yorgi Kilisesi’dir ve 1905 yılında inşa edilmiş, 1909 yılında kullanıma açılmıştır.

Kanlı Kilise

Kanlı Kilise

Kanlı Kilise ya da Moğolların Azize Meryem Kilisesi (tam adı Yunanca: Θεοτòκος Παναγιώτισσα (okunuşu Theotokos Panaghiótissa) veya Παναγία Μουχλιώτισσα (okunuşu Panaghia Muchliótissa); İstanbul’da bulunan bir Ortodoks kilisesidir. İstanbul’da Osmanlı döneminde camiye çevrilmeyerek Rumların ibadetine bırakılmış Bizans döneminden kalma tek kilisedir.
Fatih semtinde yüksek duvarların arkasında kalan kilise, genellikle halka açık değildir. Tevkii Cafer Mektebi Sokakta bulunmaktadır. 

Rum Ortodoks Patrikhanesi

Rum Ortodoks Patrikhanesi

İstanbul, 6. yy’dan itibaren Hıristiyanlık alemindeki din tartışmalarının önemli bir kesimini oluşturan Ortodoksluğun da merkezidir. İstanbul’un fethinden sonra, Gayr-ı Müslim olan toplumların yaşayışına dair düzenlemeler, Fatih Sultan Mehmet’in çıkardığı fermana bağlanmış, böylece Fener Rum Patrikhanesi de denilen Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin yasal statüsü süreklilik kazanmıştır.
II. Gennadios’un Patrik olmasıyla, Patrikhâne faaliyetlerini kentin ikinci büyük kilisesi olan Havariyun Kilisesi’nde yürütmeye başlar. O zamanlarda yaklaşık bin yaşındaki Havariyun Kilisesi’nin bahçesinde İmparator ailesinin mezarları da bulunmaktadır ve Hıristiyan nüfusun azalması ve güvenlik nedeniyle 1455′te boşaltılır.
Patrikhane Pammakaristos Manastırı’na taşınır. 12. yy’da II. Ioannes Komnenos’un yaptırdığı Pammakaristos Manastırı, Hıristiyan göçmenlerin yerleştirildiği Çarşamba semtinde idi. Havariyun Kilisesi’ne göre daha küçük ve güvenli olan Pammakaristos, 1518′de restore ve II. Ieremias’ın patrikliği sırasında da genişletilerek yeniden inşa edildi. 1586′da, III. Murad döneminde boşaltılan kilise, 1591′de Fethiye adıyla camiye dönüştürüldü. Patrikhâne, önce Fener’deki Vlah Sarayı Kilisesi’ne, 1597′de ise Ayvansaray’daki Ayios Dimitrios Kilisesi’ne taşındı.

Saint Esprit Kilisesi

Saint Esprit Kilisesi

Saint Esprit Kilisesi, İstanbul’da Papa’nın temsilcisi olarak bulunan Monsenyör Hillereau tarafından ünlü mimar Gaspard Fossati’ye yaptırılan kilisedir. İnşaatına 1845′te başlanmış, 1846′da ibadete açılmıştır.
İmkânsızlıklar nedeniyle pek sağlam yapılamayan ve sık sık meydana gelen depremlerden ötürü zarar gören kilise 1865′te tadilat görmüştür. Katedralin cephesi Notre Dame de Sion Fransız Lisesi tarafından kapatılmış durumdadır. Monsenyör Hillereau tarafından kilise inşa ettirilirken, aynı zamanda rahibelerin ve Saint Esprit inananlarının defni için bir yer altı mezarlığı da hazırlanmıştır. 1927′ye kadar defin işlemi devam eden yeraltı mezarlığında, Sarayın meşhur müzisyeni Giuseppe Donizetti’nin mezarı, kilisenin kurucusu Monsenyör Hillereau’nın ve diğer ailelerin mezarı bulunmaktadır

St. Antuan Katolik Kilisesi

St. Antuan Katolik kilisesi

St. Antoine Katolik Kilisesi İstanbul’un en büyük ve cemaatı en geniş Katolik kilisesi’dir. İstanbul’un göbeği denilebilecek kadar merkezi bir yerde olmasına rağmen dışardan farkedilemeyecek kadar az göze batan bu yapı İstiklal Caddesi üzerinde Galatasaray’dan (G.S. Lisesi tarafında) Tünele doğru giderken sol tarafta bulunur.

Beyazıt Kulesi

Beyazıt Yangın Kulesi, çıkan yangınları haber vermek amacıyla 1749 yılında 85 metre yüksekliğinde ve ahşap olarak inşa edildi. Gözetleme yerine kadar 180 basamaktan oluşmaktadır. 1756′daki Cibali yangınında yandı. 1826′da yeniden yapılan kule yeniçeri ayaklanmasında tekrar yandı. Kule üçünçü kez Sultan II.Mahmut zamanında, 1828 yılında Senekerim Balyan’ın mimarlığı altında tekrar yapıldı. Beyazıt Yangın Kulesi,

Beylikdüzü Endem Televizyon Kulesi

Beylikdüzü Endem Televizyon Kulesi

Endem TV Kulesi, 236 metre yüksekliginde İstanbul’un en yüksek TV kulesi. 1998 ve 2002′in arasında inşa edildi. Bir süre inşaatı durduruldu. 2007′de inşaatı yeniden başladı ve 2008 Ekim ayında açıldı. Beton şaft 163 metre, döner lokantanın olduyu çelik kısım 54 metre, anten ise 30 metredir.

Döner restoran

Dolmabahçe Saat Kulesi

Dolmabahçe Saat Kulesi 


Dolmabahçe Saat Kulesi, Bezmi Alem Valide Sultan Camii ile Dolmabahçe Sarayı’nın Saltanat Kapısı arasında yer alan saat kulesi. 1890-1895 yılları arasında Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılan saat kulesi 1.210.550 kuruşa mal olmuştur
Saray mimarı Sarkis Balyan tarafından Neobarok ve Ampir tarzında yapılmıştır. 27 metre yüksekliğinde ve 4 katlı olan kulenin 94 basamağı vardır. Merdiven sahanlıklarının zemini renkli taşlarla, geometrik şekiller verilerek yapılmıştır. 12 x 12 m ölçülerindeki mermer platforma, kule sütunları ile 8,50 x 8,50 m abadındaki yapı oturur. Kulenin her kenarında altışar basamaklı merdiven ve köşelerde iki katlı birer fıskiye bulunur.

Yıldız Saat Kulesi

Yıldız Saat Kulesi

Yıldız Saat Kulesi Yıldız Sarayı kompleksine ait olan bir saat kulesi. İstanbul’un Beşiktaş ilçesi Yıldız semtinde bulunur. Yıldız Camii avlusunun güneybatı köşesinde yer almaktadır.
1890 yılında yaptırılmıştır. Oryantalist ve neogotik karması olan bir tasarımı vardır. Köşeleri kırık bir kare plan üzerinde yükselen, üç katlı kuledir. Sivri ve dilimli bir kubbe ile örtülüdür. Örtü kısmında yine dilimli kemerli çatı pencereleri bulunur

MANİSA'DAKİ CAMİLER

İlin önemli camileri merkezde 14.yy’a tarihlenen Ulu Cami, Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hafsa Sultan adına yapılan Sultan Camii ve projesi Mimar Sinan’a ait Muradiye Camii ve Akhisar ilçesindeki Ulu Cami sayılabilir. 1490 tarihinde II. Bayazıt’ın eşi Hüsnü Şah Sultan tarafından yaptırılan Hatuniye Külliyesi görülmeye değerdir.
Manisa’ da yer alan türbeler; Saruhan Bey Türbesi, Yedi Kızlar Türbesi, Yirmi İki Sultanlar Türbesi, Süleyman Şah Türbesi ve Emre Sultan Türbesidir.

MANİSA ANA SAYFA

MANİSA'DAKİ BEDESTENLER

Rum Mehmet Paşa Bedesteni

MANİSA ANA SAYFA


Kurşunlu Kaplıcası, Manisa

Salihli’nin 5 km. kadar güneybatısında, Manisa’ya 71 km. uzaklıkta olan kaplıca romatizma, solunum yolları hastalıkları, cilt ve kadın hastalıkları ile nevralji tedavisinde kullanılmaktadır. 

MANİSA ANA SAYFA

Urganlı Kaplıcası, Manisa

Manisa’ya 55 km. Turgutlu’ya 17 km. uzaklıkta olan kaplıcanın sularından hem kaplıca hem de içmece olarak yararlanılmaktadır. Kaplıca olarak romatizma, kireçlenme, siyatik, egzama, hemoroit, cilt, sinir ve kadın hastalıklarına; içmece olarak da mide, bağırsak ve böbrek hastalıklarına iyi gelmektedir. 

MANİSA ANA SAYFA

Emir Kaplıcası, Manisa

Manisa’ya 130 km, Kula’ya 20 km uzaklıktadır. Romatizma ve cilt hastalıklarına iyi gelen kaplıca sularının, az miktarda içildiğinde sindirimi kolaylaştırdığı ve karaciğere yararlı olduğu söylenmektedir. 

MANİSA ANA SAYFA

Saraycık Kaplıcası, Manisa

Manisa’ya 124 km, Demirci’ye 53 km. uzaklıkta olan kaplıcalar romatizma, cilt ve kadın hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. 

MANİSA ANA SAYFA

Sart Kaplıcası, Manisa

Manisa’ya 68 km, Salihli’ye 11 km uzaklıktaki bu kaplıcalar romatizma, nevralji, kadın hastalıkları ve cilt hastalıklarının tedavisinde yararlı olmaktadır. 

MANİSA ANA SAYFA

MANİSA'DAKİ YAYLALAR

Spil Dağı’nın kuzeyinde yer alan Sultan Yaylası (Kiraz Yaylası) gözde yaylalardan biridir. 1200 metre yüksekliğindeki Atalanı Yaylasında ise Spil Milli Park Başmühendisliğinin yönetimindeki kamp alanında gerek mevcut dağ evlerinden kiralamak suretiyle, gerekse de ziyaretçilerin kendi karavan ve çadırlarını kullanmak suretiyle konaklamaları mümkündür.
Bundan başka Manisa Keçiliköy Manastır Yaylası ile Turgutlu Ovacık Yaylası, yayla turizminin gelişebileceği potansiyel alanlardır. 

MANİSA ANA SAYFA

Manisa’da Bunları Yapmadan Dönmeyin!

Manisa Kebabı yemeden,
Mesir Macunu almadan,
Sart antik kentini, Kybele kabartmasını, Niobe kayasını görmeden,
Manisa Müzesi ve Muradiye Camiini gezmeden,
Yöresel halıları (Yunt Dağı, Kula, Gördes, Demirci) görmeden
…Dönmeyin. 

MANİSA ANA SAYFA

Sart Ören Yeri, Manisa

Salihli yakınlarında, bugünkü İzmir-Ankara yolu üzerinde, Manisa’ya yaklaşık 62 km uzaklıkta bulunan Sart, antik çağda Lidya Krallığının başkenti olması ve tarihte ilk altın paranın basıldığı yer olmasıyla ün yapmıştır. Arkeolojik kazılar sonucunda, başta Artemis Tapınağı, Sinagog, Cimnazyum başta olmak üzere altın arıtımevi ve mermerli cadde kenarındaki dükkanlar ile Artemis Mabedi yakınındaki küçük kilise gibi birçok eser ortaya çıkarılmıştır.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, İstanbul

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, İstanbul’da Kavacık ile Hisarüstü arasında, Asya ile Avrupa’yı Boğaziçi Köprüsü’nden sonra ikinci kez bağlayan asma köprü.Yapımına 29 Mayıs 1985’te başlanılan ve ankraj blokları arasındaki uzunluğu 1.510 m, orta açıklığı 1.090 m, genişliği 39.4 m, denizden yüksekliği 64 m olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü 3 Temmuz 1988’de trafiğe açıldı. Köprünün proje hizmetleri İngiliz Freeman, Fox ve Partners firması tarafından yerine getirilmiş, inşaatını ise Japon Ishikawajima Harima Heavy Industries Co. Ltd., Mitsubishi Heavy Industries Ltd. ve Nippon Kokan K. K. adlı şirketlerin oluşturduğu konsorsiyum 125 milyon dolar karşılığında üstlenmiştir.


Boğaziçi Köprüsü

Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran İstanbul Boğazı’ndan karşıdan karşıya geçişi sağlayan ilk köprü. Ortaköy ile Beylerbeyi arasındadır. 30 Ekim 1973′te zamanın cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından hizmete açılmıştır. Boğaziçi Köprüsü’nün yapımına 1970 yılında başlandı ve 29 Ekim 1973 tarihinde tamamlanarak hizmete açıldı. Köprünün toplam uzunluğu 1560 metre, iki kule arası uzunluğu 1073 metredir. Köprünün deniz yüzeyinden yüksekliği 64 m.’dir.
İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nün yeni aydınlatma ve ışıklandırma sistemi 22 Nisan 2007 tarihinde düzenlenen tören ve ışık gösterisiyle faaliyete geçirildi.

Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü, İstanbul

Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü, İstanbul ilinin Büyükçekmece ilçesinde bulunan, Büyükçekmece ile Mimarsinan arasında yer alan tarihi köprü.
İstanbul’u Avrupa’ya bağlayan tarihi ticaret yolu üzerinde, Büyükçekmece Gölü’nün Marmara Denizi ile birleştiği noktada yapılmıştır. Mimar Sinan tarafından inşa edilen köprü, İstanbul’a 36 km uzaklıkta yer almaktadır. Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) Zigetvar Seferi’ne çıkarken, ordunun, Büyükçekmece Gölü ile denizin birleştiği bu noktadan sallarla karşıya geçmekte çok zorlanması üzerine buraya köprü yapılmasını emretmiştir. Ancak Kanuni Sultan Süleyman, Zigetvar Kuşatması’nda öldüğü için köprü, oğlu II. Selim zamanında, 1567 yılında tamamlanmıştır.

Köprünün girişindeki turistik alan içerisinde Sokullu Mehmet Paşa Camii, Kurşunlu Han ve Kanuni Sultan Süleyman Çeşmesi de yer almaktadır.
Mimar Sinan’ın Köprü, eserlerimin içerisinde şaheserimdir. dediği bu köprü, 636 metre uzunluğunda, 7,17 metre genişliğindedir. 4 ayrı bölümden ve 28 kemerden oluşan köprünün yapımı sırasında, gölün suları büyük tulumbalarla boşaltılarak, 40.000 m³ taş kullanılmıştır. 1986-1989 yılları arasında restore edilen köprü ilçenin sembolüdür.


Beşiktaş Kültür Merkezi

Beşiktaş Kültür Merkezi

İstanbul’un en önemli kültür-sanat merkezlerinden biri olan Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM), Necati Akpınar ve Yılmaz Erdoğan’ın girişimleri sonucu, 11 Kasım 1994 tarihinde Beşiktaş’ta bulunan eski Mıstık Sineması’nın tiyatro salonuna dönüştürülmesiyle kuruldu.
İstanbul’da yaşanan salon sıkıntısına çözüm getirmek, geniş ve tecrübeli oyuncu kadrosu ile farklı projelere imza atmak amacıyla yola çıkan BKM, 24 Şubat 1995′te prömiyeri yapılan “Otogargara” adlı oyunla “perde” dedi. Bu oyun 464 kez sahnelenerek yaklaşık 558.000 kişi tarafından izlendi.
Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden çıkan Sen Hiç Ateşböceği Gördün Mü? toplam 9 ödül aldı, 504 temsil ile 567.380 tarafından izlendi. Bkm Bana Bir Şeyhler Oluyor oyunu ile de 600.000 izleyiciyi tiyatro salonuna çekmeyi başardı.

Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu

Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu

Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu (ya da eski adıyla Harbiye Açıkhava Tiyatrosu) İstanbul, Harbiye semtinde, Dolmabahçe Vadisi’nde, İstanbul Hilton Oteli’yle Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nın yanında yer alan açık tiyatro, konser, gösteri mekanı.
Şehircilik uzmanı M. Prost’un, 1930′larda İstanbul’un için hazırladığı imar planında yer aldı.Tiyatronun planı Nihad Yücel ve Nahid Uysal tarafından yapıldı. Temeli Temmuz 1946′da Lütfü Kırdar’ın İstanbul valisi ve belediye başkanı olduğu dönemde atılmıştır.Cephe kaplamaları için küfeki ve Uzunköprü taşı karıştırılarak renk nüansi sağlandı.Döşemeleri Uzunköprü taşından yapıldı.9 Ağustos 1947′deki açılış törenine rağmen, son şeklini, Ankara Devlet Konservatuvarı yönetmenlerinden Carl Ebert’in sahne tekniğine uygun değişiklikler yapılmasıyla aldı.Tüm noksanları ancak 1950′de tamamlanabildi.

Hayalhane,Beyoğlu

Hayalhane

Hayalhane, İstanbul Beyoğlu’nda kurulu olan bir özel tiyatrodur.
Osmanlı’da tiyatro için kullanılan ilk kelimedir, hayal perdesi anlamına gelir. Dört katlı bir binanın son katında bulunan salon tadilat düzenlemesinden sonra 5 Aralık 2003′de faaliyete geçmiştir. Aynı zamanda isim babalığını da yapan Mahşer-i Cümbüş grubu tarafından halen tiyatro oyunlarının oynandığı ve kursiyer yetiştirildiği bir mekan olarak kullanılmaktadır.

Taksim Sahnesi

Taksim Sahnesi

Taksim Sahnesi, İstanbul Taksim’de Sıraselviler Caddesi girişinde bulunan sinema ve tiyatro yapısıdır
Bina, İstanbul’da doğrudan sinema binası olarak kullanılmak üzere inşa edilmiş ilk yapıdır. 1914 yılında inşa edilen binanın mimarı Giulio Mongeri, ilk sahibi Sarıcazade Ragıp Paşa’dır
Bina, ilk olarak Majik Sineması adıyla Halil Kâmil tarafından işletildi. O dönemde salonda, küçük bir senfonik orkestra eşliğinde sessiz filmler gösterilmekteydi.

İtü Süleyman Demirel Kültür Merkezi

sdkm


İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Maslak yerleşkesinde yer alan kültür merkezidir. İçerisinde konferans salonu, toplantı salonu, çalıştay odaları, atrium, bar, restaurant, cafe bulunmaktadır. İTÜ’deki sosyal ve kültürel etkinliklerin bir çoğu burada gerçekleştirilmektedir.

Abdullah Kuran Kütüphanesi, İstanbul



Robert Kolej 1863 yılında Dr.Cyrus Hamlin tarafından kurulduğunda, ilk önce Bebek’deki eski bir binaya yerleştirildi. Böylece Kütüphane’nin de ilk temelleri atılmaya başlandı. Harvard Üniversitesi’nin 200 kitap bağışıyla başlayan koleksiyon daha sonra Dr. Hamlin tarafından işe alınan ilk iki profersörden biri olan Rev. Henry Albert Schauffer toplam $2.000′lık daha kitap aldı. Böylece Kolej 1871 yılında Bebek Kampüs’teki Hamlin Hall’e taşındığında koleksiyondaki kitap sayısı 5000′e ulaşmıştı. Ancak kitaplar kampüs içinde çeşitli fakülte odalarına ve binalara dağıldığı için alışılmış anlamda bir kütüphane yoktu. 1897 yılında Kaspar Tüygil Robert Koleji’nden mezun olduğunda, Başkan Calep Gates onu kütüphaneci olarak atamış ve Kaspar Tüygil 55 yıl bu görevi yapmıştır. Tüygil koleksiyonu geliştirmiş ve Albert Long Hall binasının zemin katında ilk kütüphaneyi kurmuştur. 1932 yılında Van Millingen Hall binası bitinceye kadar da orada kalmıştır.

Atatürk Kitaplığı, Beyoğlu, İstanbul



Atatürk Kitaplığı İstanbul’un Taksim semtinde Mete Caddesi üzerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü’ne bağlı halka ve özel araştırmacılara hizmet veren bir kitaplıktır.
İstanbul’da ilk belediye kütüphanesi olarak 1924 yılında Şehremaneti Dairesi’nde oluşturuldu. Kütüphane, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ’ın başkanlığında 1929’da Atatürk’ün Şişli’deki evinde toplanmaya başlandı. 1931 yılında ise Beyazıt Medresesi’ne taşındı. Zamanla artan kitaplar medreseye sığmaz oldu. 3 Mart 1981 yılında Koç topluluğu tarafından yeni ve ferah binasına taşınarak, 24 Nisan 1981’den itibaren Atatürk Kitaplığı adıyla araştırmacılara hizmet vermeye başladı.
2007 Yılında Türkiye’nin en iyi kütüphanesi seçilmiştir.Müdürlüğünü 14 senedir Dr.Ali Mazak yapmaktadır.


30 Mayıs 2010 Pazar

Çamlıca, Kütahya

Kütahya’nın batısında, şehir merkezine 5 km. uzaklıktaki Çamlıca orman içi dinlenme yeri olarak düzenlenmiştir. Çam ağaçları, soğuk suları temiz havası ve insanı rahatlatan manzarası ile geniş bir mesire yeridir.

Porsuk Barajı, Kütahya

Kütahya’nın kuzeydoğusunda şehir merkezine 20 km. uzaklıktadır. Frig Vadisi’nin de başlangıcında olan baraj, Porsuk Çayının taşkınlarından çevreyi korumak amacıyla yapılmıştır.
Baraj Gölünde çeşitli su sporlarının (Yelken, kürek, kano vb) yapılabilmesi için, Kütahya Valiliğince bir rıhtım ve yüzer iskele yapılarak bu bölgenin “Su Sporları Merkezi” oluşturma çalışması başlatılmıştır. FRİG VADİSİ ise doğal yapısıyla doğa yürüyüşü için ideal bir bölgedir.

Gölcük Yaylası, Kütahya

Gölcük Yaylası: Kütahya’nın güneybatısındaki Gölcük Yaylası Simav’a 10 km. uzaklıktadır. Çam ormanları arasındaki yayla her türlü altyapıya sahip olup, 1450 m yükseklikte harika bir piknik yeri olarak hizmet vermektedir.

Kuş Gözlem Alanı, Kütahya

Anadolu’nun en büyük kuşları olan Toy Kuşları dünyada yalnızca Kütahya’daki Kuyucak, Nuhören ve Pusan köyleri arasında kalan alanda üremektedirler. Koruma altında olan Toylar her geçen yıl biraz daha çoğalmaktadır.
Murat Dağı
Altıntaş Ovası
Türkmenbaba Dağı


 

Yoncalı Kaplıcası, Kütahya

Kütahya’nın batısında yer alan Yoncalı kaplıcaları merkeze 16 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Yoncalı Kaplıcaları 17.09.1993 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir. Kaplıca suları 42 C derece sıcaklıkta olup bikarbonatlı sular grubuna girer. Kalsiyum, magnezyum ve kükürt içeren kaplıca suları kireçlenme ve eklem romatizmaları, iltihabi eklem hastalıkları, yumuşak doku romatizmaları, nörolojik hastalıklar, travmatik ve sportif rahatsızlıkların tedavisine iyi gelmektedir.

Harlek Kaplıcası, Ilıca, Kütahya

Kütahya’nın kuzeyinde yer alan Ilıca Harlek Kaplıcaları Kütahya – Eskişehir karayolunun 23.km.sinden 4 km. içeridedir. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ilıca Harlek Kaplıcaları 23.03.1989 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilân edilmiştir. 
Kaplıca suları 25-43 C derece sıcaklıkta olup oligometalik sular grubuna girer. 
Kalsiyum, magnezyum ve bikarbonat içeren kaplıca suları; romatizma, cilt, sinir ve kadın hastalıklarına, karaciğer yetersizliklerine, böbrek ve safra kesesi iltihaplarına iyi gelmektedir. 
Kaplıca merkezinde 10 apart, 57 oda ve 168 yatak kapasiteli Harlek Otel, Belediye Belgeli diğer otel ve moteller, 3 hamam, 2 kapalı 4 açık havuz, spor tesisleri ve konferans salonu bulunmaktadır. Kaplıcalara şehir merkezinden kalkan halk otobüsleri ve minübüslerle gidilebilmektedir.
Ilıca Harlek Oteli Telefon : (+90-274) 245 22 24 – 25 

Ilıcasu Kaplıcası, Gediz, Kütahya

Kütahya’nın güneyinde Gediz’e 18 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ilıcasu Kaplıcaları 18.03.1897 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir. 
Kaplıca suları 65-98 C derece sıcaklıkta olup hipotonik sular grubuna girer. Sülfat, bikarbonat, sodyum ve magnezyum içeren kaplıca suları; romatizmal hastalıklar, mide bağırsak hastalıkları ile karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir. 
Kaplıca merkezinde Belediye belgeli 4’er kişilik 40 apart, 3’er kişilik 52 apart, 22 ahşap baraka, 10 betonarme baraka, 1 buhar banyosu, 1 çamur banyosu, 2 hamam ve 2 havuz bulunmaktadır.
Gediz Ilıcasu Kaplıcaları Telefon : (+90-274) 431 53 23 – 431 52 00 

Eynal Kaplıcası, Simav, Kütahya

Kütahya’nın güney batısında Simav’a 4 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Eynal Kaplıcaları 23.03.1989 tarihinde “Termal Turizm Merkezi” ilan edilmiştir. Kaplıca suları 70-90 C derecedir.
Kalsiyum, sodyum, bikarbonat ve sülfat içeren kaplıca suları romatizma, nevralji, cilt ve deri hastalıkları ile böbrek taşlarının dökülmesine, siyatik, kireçlenme, kadın hastalıkları ve sedef hastalığına iyi gelmektedir.
Kaplıca merkezinde, Belediye belgeli biri 37, diğeri 30 odalı iki otel, 440 yataklı 125 apart, özel banyolar, 2 hamam 1 kapalı havuz ve 1 aqua park bulunmaktadır. Kaplıca Merkezinde seracılık gelişmiş olup ilçe merkezi Jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır.
Simav Eynal Kaplıcaları Telefon: (+90-274)547 20 01 – 02 

Dereli Kaplıcası, Emet, Kütahya

Dereli Kaplıcaları Emet-Tavşanlı yolu üzerinde olup, Günlüce Beldesine 20 km. uzaklıktadır. Kaplıca suları 38-40 C olup, romatizma nevrit, nevralji, kadın hastalıkları ve kırık çıkık sekellerine banyo yolu ile iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde 3 adet havuzlu hamam, özel banyolar ve moteller mevcuttur. Emet Dereli Kaplıcaları : (+90-274) 472 51 20 – 472 51 00
Kütahya’da başka termal kaynaklar da mevcuttur. Bunlar; Emet’te Samrık Ilıcası, Hisarcık’ta Sefaköy Kaplıcaları, Yukarı Yoncaağaç Mürdesenk Suyu ve Simav’da Naşa Kaplıcalarıdır. 

Göbel Kaplıcası, Tavşanlı, Kütahya

Kütahya’nın batısında Tavşanlı’ya 7 km. uzaklıktadır. Altyapısı ve çevre düzenlemesi yapılmıştır. Kaplıca sularının sıcaklığı 32 C derece olup romatizma, siyatik, cilt hastalıkları ve yaraların tedavisine iyi gelmektedir. Kaplıca merkezinde moteller ve 2 hamam bulunmakta olup, yöre havasında oksijen oranı yüksek olduğundan astımlı hastalar kış aylarında dahi motellerde konaklamaktadırlar.
Tavşanlı Göbel Kaplıcaları Telefon : 0 274 6532155 

Mustafa İnan Kütüphanesi, İstanbul



İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak yerleşkesinde yer alan kütüphanedir. 1797 yılında Mühendishane-i Berri Hümayuın’da açılan matbaada basılan kitaplar kütüphanenin temelini oluşturmuştur. Kütüphane adını inşaat fakültesi eski dekanı ve eski İTÜ rektörü olan Mustafa İnan’dan alır. Kütüphane toplam 11.000 dergi aboneliğine, 500.000 civarında kitap ve tez ile Türkiye’nin önemli kütüphanelerinden biridir.

Pera Palas

Pera Palas

Pera Palas, İstanbul, Beyoğlu, Tepebaşı’nda, Meşrutiyet Caddesi üzerinde otel.
İstanbul’un 19. yy’da Batı’nın ekonomik egemenliğine en fazla açıldığı dönemde, konforlu bir otele ve restoran salonlarına doğan ihtiyaca cevap olarak ortaya çıktı. 1883′te Uluslararası Yataklı Vagonlar Şirketi (La Compagnie Internationale des Vagons-Lits), konforlu vagonlarla yapılan Şark Ekspresi seferlerini ilk kez Romanya’ya kadar uzatmış, yolcularını da vapur aktarmalı olarak İstanbul’a ulaştırmıştı. Ancak o dönemde İstanbul’da zengin müşterilerin taleplerini karşılayabilecek kapasitede bir otel yoktu.
Başlamış olan bu trafik Batı metropolleri standardında bir palace oteline ihitiyacı artırmıştı. Mimari çizimlerini Alexandre Vallaury’nin yaptığı otelin 1893′te başlayan inşaat çalışmaları 1895 başlarında bitirildi. (Otelin kuruluş tarihi olarak 1892 yılı kabul edilir.) Uluslararası Yataklı Vagonlar Şirketi de kendi işletme şirketini kurarak otelin yarı mülkiyetine sahip oldu. Açılışından I. Dünya Savaşı’na kadar geçen yaklaşık 20 yıl, otelin en parlak dönemi olmuştur. Devrinin bütün konforuna, ayrıca bir şark sarayınun gizemli atmosferine sahip olan tesis, Osmanlı ricali ve İstanbul’da yaşayan yabancıların ilgisini çekmiştir.

Sultanahmet Cezaevi

Sultanahmet Cezaevi

Sultanahmet Cezaevi, Sultanahmet’te yer almış eski cezaevi. Günümüzde Four Seasons Hotel olarak hizmet vermektedir.
Sultanahmet cezaevinin inşaası 1918-1919 yıllarına tarihlenmektedir. 1845′te yapımına başlanan, sonradan adliye olarak kullanılan Darülfünun binasının hemen yanında inşa edilen hapishane 1980′li yıllara kadar hizmet vermiştir. Kapasitesinin 1000 kişi olduğu bilinen cezaevi, birçok koğuşun yanı sıra bir revir ile çocuklar ve kadınlar için özel bölümleri de bünyesinde barındırırdı. Zaman içinde, büyüyen ihtiyaca cevap verebilmesi için tadilata ve ilavelere sahne olan yapının doğu kanadında, koğuşlar ve diğer birimleri uzun koridorlar boyunca sıralanmaktaydı.

Tokatlıyan Oteli

Tokatlıyan Oteli

M. Tokatlıyan Oteli, İstanbul, Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi üzerinde tarihi otel. Tarabya’da da bir şubesi bulunuyordu.
19. yy’da inşa edildi. O yıllarda İstanbul’un Pera Palas’tan sonra en büyük oteliydi. Sahipleri Tokatlıyan adındaki bir Ermeni ailesiydi. Uzun süre İstanbul sosyetesinin rağbet ettiği mekânlardan biri oldu. 1950′lerde yerine iş hanı yapılmak üzere yıkıldı.
Otelin Tarabya’daki şubesi, Boğaz’ın en görkemli yapılarından biriydi. 1954′te yanarak yıkıldı ve yerine Büyük Tarabya Oteli yapıldı

İstanbul Hilton Oteli

Hilton_istanbul

İstanbul Hilton Oteli, Elmadağ – Harbiye arasında yer alan, 1955’te açılan, Türkiye’nin ve İstanbul’un ilk 5 yıldızlı otelidir.
Hilton Oteli, 1952’de tanınmış Amerikalı mimarlar, Skidmore, Owings ve Merill tarafından tasarlanmıştır. SOM Gurubu olarak bilinen bu mimarların yerel danışmanı Sedat Hakkı Eldem’di. Cumhuriyet dönemi mimarlığında II. Milli Mimari Dönem’in kapanışını örnekleyen yapılar arasında yer alan Hilton Oteli’nin projesine Sedat Hakkı Eldem’in, SOM Grubu’nun Türkiye’deki partneri olarak, Hilton Oteli ile ilgili çalışmaları yıllar sonra da sürmüştür.

Ali Sami Yen Stadyumu

Ali Sami Yen Stadyumu

Ali Sami Yen Stadyumu (kısaca: ASYS) İstanbul’un Mecidiyeköy semtinde, Galatasaray Spor Kulübü’nün yönetiminde bulunan stadyum.
Ali Sami Yen Stadı bir çok özelliği ile uluslararası standartların gerisinde kalsa da dünyanın en ünlü stadyumlarından birisidir. Bir çok ulusal medya kuruluşu ve spor yazarı tarafından Ali Sami Yen Dünyanın en etkili stadyumlardan birisi olarak kabul edilmektedir.
Resmî açılışı 20 Aralık 1964′ te Türkiye-Bulgaristan karşılaşmasıyla yapıldı. Adını Galatasaray’ın kurucusu Ali Sami Yen`den alan stadyum, 49 yıllığına Galatasaray Futbol Takımına kiralanmıştır.1962 yılında arsa Galatasaray Futbol Kulübüne devredilmiştir. Stad 1,400 lüks 290 KVA Philips marka projektör ile aydınlatılıyor. Aydınlatılmasına 1965 yılında başlanmış olan stadın aydınlatma sistemi 1993′te yenilenmiştir. Stadın rekor katılımı ise 1987′de Galatasaray-Eskişehirspor arasında oynanan maçta gerçekleşmiştir. Bu maçı 42.000 kişi izlemişti. Stadın şuanki kapasitesi 24.000 kişidir göre Sahanın genişliği ise 105m x 65m dir.
Galatasaray bu stadda Avrupanın birçok ünlü kulubünü yenmiştir. Bunlar arasında Real Madrid , AC Milan FC Barcelona,Juventus,Liverpool, Bologna, S.S. Lazio, Leeds United, R. Mallorca, Paris Saint Germain, Glasgow Rangers, Olympiakos, Bordeaux gibi Avrupa’nın üst düzey kulüpleri bulunmaktadır. Aslantepe’ de inşaası devam eden Türk Telekom Arena açıldıktan sonra Ali Sami Yen Stadı yıkılacak ve yerine iş merkezi yapılacaktır.

Atatürk Olimpiyat Stadı

Atatürk Olimpiyat Stadı

Atatürk Olimpiyat Stadyumu Olimpiyatlara hazırlık amacı ile yaptırılmıştır. 1999 yılında İstanbul’un Başakşehir ilçesinde 584 hektarlık alana Olimpiyat Parkı’nın en büyük projesi olan Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nun yapımına başlandı. 2002 yılında yapımı tamamlanmıştır.Uluslar arası futbol şampiyonaları ve dünya atletizm şampiyonalarının yapılabileceği, IAAF, FIFA, IOC şartlarını karşılayan Atatürk Olimpiyat Stadyumunun toplam seyirci kapasitesi 82 576 kişidir. Her türlü spor, sosyal ve kültürel faaliyetlerin yapılabildiği stadyumumuzda, sporcu, antrenör ve eğitimci yetiştirilebilecek alt yapı bulunmaktadır.Ayrıca 9 kulvarlı ana atletizm pistinin haricinde 2 adet ışıklandırılmış antrenman ve atletizm sahası bulunmaktadır.

BJK İnönü Stadı

BJK İnönü Stadı

Beşiktaş Jimnastik Kulübü İnönü Stadı , İstanbul Boğazı kıyısında, Beşiktaş ile Kabataş semtleri arasında yer alır. Stad 2004 yılında yenilenerek, maksimum kapasitesi 32,145′e çıkmıştır. The Times’ın yaptığı dünya’nın en iyi 10 stadı sıralamasında İnönü Stadyumu dördüncü sırada yer aldı
İstanbul’da futbol karşılaşmaları 1910′lu yıllardan başlayarak 1928′e kadar eski Union Club Stadı’nda, 1929-1947 arasında da Fenerbahçe Stadı ile Taksim Topçu Kışlası avlusunda yapılan Taksim Stadı’nda oynanmaktaydı. İstanbul’daki ilk statlar ahşap ve tek tribünlü Fenerbahçe ile Beşiktaş ile Ortaköy arasındaki ilkel görünümlü Şeref Stadı’ydı. Taksim Kışlası’yla birlikte buradaki top sahası da kaldırılınca İstanbul’a büyük ve modern bir stat yapımı önem kazandı.

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu

Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu, İstanbul Kadıköy’de bulunan, Fenerbahçe’nin maçlarını oynadığı stadyum.UEFA’nın 5 yıldızlı stadları arasındadır. 2006 Yılı Ekim Ayında stadyum tribünlerine ısıtıcılar eklenmiştir, bu sayede Fenerbahçe Spor Kulübü yine bir ilke imza atmıştır, benzer bir uygulama yakın zamanda tamamlanmış olan Kadir Has Şehir Stadyumu’nda da bulunacaktır. 2008-09 UEFA Kupası final müsabakası 20 Mayıs 2009 çarşamba günü, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nda oynanmıştır göre www.stadiumzone.net. Finalde Shaktar Donetsk ile Werder Bremen oynamıştır.Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı Türkiyenin 3. en büyük stadıdır.

Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu

Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu

Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu diğer adıyla Kasımpaşa Stadı İstanbul’da bulunan 15.000 koltuk kapasiteli staddır. Bu stad 2005 yılında restore edilmiştir ve UEFA kriterlerine göre hazırlanmıştır. Stad Kasımpaşa SK’nün iç saha maçlarına ev sahipliği yapmaktadır. Stad yoğunluğunun az olduğu zamanlarda diğer İstanbul takımları tarafından da kullanılabilir. Ayrıca Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın A2 takımları bu stadda bazı turnuvalarda karşı karşıya gelmiştir.2009-2010 sezonunda Kasımpaşa SK Turkcell Süper Ligi’ne yükseldiği için Süper Lig’de kullanılmaktadır.

Taksim Stadı

Taksim_stadı

Bugünkü Taksim Parkı’nın yerinde 1921 – 1939 arasında var olan Taksim Kışlası’nın avlusunda yapılan İstanbul’un ilk stadı.
Osmanlı döneminde uzun yıllar I. Topçu Alayı’nın elinde kaldı. İstanbul’un işgali sırasında önce Senegalli askerler burada kalırken, daha sonra Rus göçmenlerin at yarışları düzenlediği bir mekan oldu. Futbola karşı artan ilgi ve bu kışlanın karşısındaki Talimhane alanında yapılan maçların topladığı büyük kalabalık, o sıralarda bir spor dergisi yayımlamakta olan Çelebizade Said Tevfik Bey’i Taksim Kışlası’nın avlusunu bir stadyum haline getirmeye teşvik etti. 1921′de açılan stad, bazı Türk kulüp idarecilerinin uyguladığı boykot yüzünden Said Bey’in elinde daha fazla kalamadı. Said Bey stadı Bork adlı bir Maltalı işadamına devretmek zorunda kaldı. Özellikle Türk takımlarının İngiliz ve Fransız işgal kuvvetlerinin takımlarıyla yaptıkları maçlar büyük ilgi gördü.

III. Mustafa Türbesi

III. Mustafa Türbesi

Sultan III. Mustafa Türbesi , Sultan III. Mustafa’nın hayatta iken yaptırdığı Laleli Külliyesi’nde kendisi için inşa ettirmiştir. Bu türbe Nuruosmaniye Türbesinden sonra Batı etkilerinin görüldüğü ikinci sultan türbesidir. Ordu caddesi üzerinde Laleli Camii’nin giriş kapısı ile han bölümünün yan tarafıdır. 1759 – 1763 (H.1173 – 1177) yıllarında Mimar Mehmed Tahir Ağa’ya inşa ettirilmiştir.
Bu türbede Sultan III. Mustafa ve Sultan III.Selim, Heybetullah, Mihrimah, Mihrişah ve Fatma Sultan’lar yatmaktadır.

Türk Telekom Arena

Türk Telekom Arena

Türk Telekom Arena , Galatasaray Spor Kulübü’nün inşaat aşamasındaki Aslantepe Ali Sami Yen Spor Kompleksi içerisinde 15.500 kişilik NBA standartlarında olacak olan kapalı spor salonu ve alışveriş merkezleri (sinema, hipermarket, cafe, bar) ile beraber yer alacak olan yeni stadyumudur. Stadyumun temeli 13 Aralık 2007 tarihinde atılmıştır. Üstü açılır-kapanır olan (52,647 )kişilik stadyum ve çevre bağlantı yollarından meydana gelen inşaat şu anda tüm hızıyla devam etmekte olup inşaatın planlanan bitiş tarihi 29 Ekim 2010′dur. Stad 2010-2011 sezonunun ikinci yarısında kullanıma geçecektir. Stad bittiğinde Avrupa’nın en modern stadyumlarından biri olacaktır.

Edib Efendi yalısı

Edib Efendi yalısı 


Edib Efendi yalısı 1753 yılında yapılmıştır. Ancak 19. Yüzyıl başında yenilenmiştir. Kandilli burnu üzerine yerleşmiş görkemli bir yalıdır. İlk sahipleri Muammer bey ve Kani Paşa olmuş ancak o daha ziyade üçüncü sahibi Edib Efendi’nin adıyla anılır olmuştur. Defterdarlık ve nazırlık yapan Edib Efendi 1887 yılında yalıyı almış lakin 1888′de ölmüştür.

Esma Sultan Yalısı

Esma_Sultan_Yalısı

Geçmişi 18. yy’a uzanan Esma Sultan Yalısı adını I. Abdülhamid’in kızı Esma Sultan’dan (1778-1848) alır.Ortaköy’deki yalı kendisine tahsis edildiğinde Esma Sultan 10 yaşındaydı.Bu yapı o zamana dek Tırnakçı Yalısı olarak biliniyordu.1915′e kadar Osmanlı Hanedanının mülkiyetinde kalan yalı, 1920′lerden büyük bir yangın geçirdiği 1975′e kadar depo olarak kullanıldı.1990′lı yıllarda The Marmara tarafından satın alınmıştır.
Sadece binanın dış duvarlarını ihtiva eden harabe, 1990 yılında Marmara Otel zinciri tarafından satın alınmıştır. Mimar Gökhan Avcıoğlu’nun bir yenileme ve ilave dizaynlarını takiben yalı, 2001 yılında çok amaçlı buluşma yeri olarak açıldı. Orijinal tuğla dış duvarların içine çelik ve cam yapı birleştirildi. Yapı bar, restaurant ve muhtelif seviyede salon içerir.Yapı 2226 m² lik bir alan içinde yer alır. Zemin katı 31,5 m genişliğinde, 27 m uzunluğunda ve 3,80 m yüksekliğindedir. İkinci kat ile birleşen ilk kat 31,5 m genişliğe, 31 m uzunluğa ve 6,80 m yükseklikliğe sahiptir.

Ihlamur Kasrı

Ihlamur Kasrı

Ihlamur Kasrı Beşiktaş ve Nişantaşı arasındaki vadide yer alan Ihlamur Mesiresi’ndeki kasırdır. Buraya Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan’a “Merasim Köşkü” ile “Maiyet Köşkü” olarak adlandırılan iki kasır yaptırılmıştır. Bunlardan Merasim Köşkü, asıl Ihlamur Kasrı’dır. Yüksek bir subasman üzerine tek kattan oluşan dikdörtgen planlı köşk, kesme taştan inşa edilmiştir.
Merasim Köşkü’nün biraz ilerisinde bulunan Maiyet Köşkü daha sade bir yapıdır, iki katı olan bu yapıda, giriş cephesinde iki kollu bir merdiven bulunmaktadır. Girişin ortasında bir hol ve merdivenler ile köşelerde 4 adet oda yer almaktadır.

Kont Ostrorog Yalısı

Kont Ostrorog yalısı

19. yüzyıl başı. Polonya doğumlu, şeriat hukukunun batılı uzmanı Osmanlı’nın Hukuk danışmanı Léon Ostrorog burayı 1904 yılında satın almış. Karısı önde gelen levanten ailelerden birinin kızıydı. Ostrorog’un kişisel eşyaları ve kitapları hala burda sergilenmektedir. Rahmi Koç tarafından satın alınmıştır. Fiyati 7 milyon dolar.

Kıbrıslı Yalısı

Kıbrıslı yalısı

64 metrelik bir sahile sahiptir. 18. yüzyılda yapılmıştır. Doğu salonunun zemini taşlardan yapılmış mozaiklerdendir ve ortasında mermer bir fıskiye vardır.20 odası vardır. Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa, dürüst ve yetenekli bir devlet adamıymış. 3 değişik Sultana sadrazamlık ve Rusya büyükelçiliği yapmış. Yalıyı 1840 yılında satın almıştır ve ozamandan beri aynı ailede kalmıştır.Şu anda Komili ailesinindir. Boğazın en eski ve sürekli oturulan yalısıdır. Bu yalı Piyer Loti ve Yahya Kemal gibi yazarların çok sevdiği bi toplantı yeriydi ve Iraklı Kral Faysal ve Fransız Prensesi Eugine gibi ünlüleri ağırlamıştır.

Şemsi Tebrizî Camii ve Türbesi, Konya


Eskiden bir mezarlık olan Şems Parkının içinde yer alır.
Bugünkü yapı 1510 da Abdürrezzak oğlu Emir Ishak Bey tarafından
camii ile birlikte elden geçirilmiş ve genişletilmiş.
Kim tarafından yaptırıldığı bilinemeyen ilk yapının
XIII yüzyılda yapıldığı ileri sürülmekte.
Not – önde görülen tarihi mezarlık park haline dönüştürülmüş,
       birçok ünlü devlet ve din adamı ve bilginlerin mezarları maalesef yok edilmiş

KONYA KAPU CAMİİ


Konya’da merkezde sarraflar (Tevfikiye) caddesi üzerindedir. Asıl adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesinin kapılarından birinin çevresinde yer aldığından Kapı Camii adıyla anılır.
Cami ilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergahı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Bir süre sonra yıkılan bu camiiyi 1811 yılında Konya Müftüsü Esenlilerlizade Seyyid Abdurrahman yenilemiş, 1867 yılında bir yangın, cami ile birlikte bu civarda ki vakıf dükkanları da yoketmiş. Bu olaydan bir yıl sonra camii üçüncü defa yeniden yapılmıştır.
Kapu Camii Konya’da yer alan Osmanlı Dönemi camilerinin en büyüğüdür.

Konya’nın Meram Bağları

4

Yaz aylarında eksik olmayan, çam, çınar ve çiçek kokularını Konya’nın güneybatısına taşıyan Gedavet ya da Gedâbâd rüzgarının kaynağı da Meram bağlarıdır. 
Gedavet rüzgarının Konya halkının indinde ayrı bir yeri vardır. 
Kimisi şöyle der, “Gedavet, ruhlara gıda, gönüllere sürur veren serin rüzgardır.” 
Gedavetin kaynağı olan Meram bağları için de “başka bir Konya” derler. 
Evet, doğrudur. 
Havasıyla, suyuyla ve tabiatıyla bambaşka bir yerdir Meram

Tarihi Meram Hamamı

9

Meram hamamı’nın, Karaman Devleti zamanında yapıldığını hamam üzerindeki kitabelerden öğreniyoruz. Kitabede hamamın yapım tarihinin 1424’te olduğu yazmaktadır. Erkeklere ve kadınlara tahsis edilmiş iki bölümü vardır. Bu hamamın orta yerinde bir havuz vardır. Üç bölümden müteşekkildir de diyebiliriz. Çünkü ortasında havuz olan bölümden başka iki yer daha vardır. Bunlar “Soğukluk” ve “Sıcaklık” denilen bölmelerdir. Bu hamam, bugün lokanta şeklinde kullanılmaktadır. Hamamın olduğu yerden tepeye doğru çıktığınızda karşınıza Meram mescidi, diğer adıyla -sonradan değiştirilmiş- Tavusbaba Camisi çıkar. Cami bulunduğu tepeye tam hakim değildir. Ufak olmasına rağmen zamanında camiye gelen cemaatin çokluğunu camiye tahsis edilen evkaftan anlayabiliriz. Bunlar, Meram değirmen’inin gelirinin üçte biri, Meram hamamı’nın dörtte biri ve bahçesi. (bahçeyi mollalar, dervişler eker biçerdi. Elde edilen gelir, Meram mescidine aktarılırdı.) Diğer mevkuflar ise Hâtıp köyünde bir çiftlik ile Meram dükkanlarıdır.

Meram’ın Yeri

10

Konya merkezine 10 dakika mesafede bulunan Meram, insana doğa ve hayat sevgisi sunuyor. Yeşil alanları, mesire yerleri ile ünlü Meram eskiden bağlık bir alanmış. Meram bağlarından bugüne ise sadece türküsü kalmış. Bağların yerinde lüks yapıların ve villaların yükselmesine rağmen Meram Çayı ve yeşil alanlar hala güzelliğini korumaktadır. Meram Çayı’nın her iki yanını çay bahçeleri ve lokantalar süslüyor. Çayın içinde gezinti tekneleri bulunuyor. Aydın Çavuş Tepesi’ne çıkarak tüm Konya’yı kuşbakışı görebilirsiniz. Aslında, Konya güzelliklerini göstermek konusunda Aydın Çavuş’a oldukça cömert davranıyor. Meram’a geldiğiniz zaman Konya’nın yöresel yemeklerini bir de burada, doğa eşliğinde tatmalısınız.

Konya İle İlgili Genel Bilgiler

Yüzölçümü: 38.183 km²
Nüfus: 1.750.303 (1990)
İl Trafik No: 42
İnsanlık tarihinin ilk yerleşim yerlerinden biri olan ve tarih akışı içerisinde birçok medeniyetin izlerini bağrında taşıyan Konya, adeta bir müze şehir hüviyetindedir.

Konya’ya Nasıl Gidilir?


Karayolu: Konya’dan Türkiye’nin her yerine karayolu ile ulaşım mümkündür. Şehir merkezinden 15 km uzaklıktaki otogara dolmuş, tramvay ve taksi ile ulaşılabilir.
Otogar Tel: (+90-332) 461 20 31 – 512 40 20
Demiryolu: Şehiriçi minibüsleriyle ilin her yerinden gara ulaşım sağlanmaktadır.
İstasyon Tel: (+90-332) 322 36 70
Havayolu: Her gün karşılıklı Konya-İstanbul, İstanbul-Konya seferleri yapılmaktadır. Şehir merkezinden Havaalanına THY servisleri ile ve taksi ile ulaşılabilir.
Havalimanı Tel: (+90-332) 239 13 40

Konya Coğrafyası

Anadolu yarımadasının ortasında bulunan kent İç Anadolu Bölgesinin güneyinde yer almaktadır. Konya’nın toprakları 38257 km2 yüzölçümüne sahip olup, büyük bir kısmı iç Anadolu’nun yüksek düzlükleri üzerindedir.Güney ve Güneybatı kesimleri akdeniz  bölgesine dahildir. Rakım ortalama 1011 m’dir.
Kara iklimi hüküm süren Konya’da yaz kuru ve sıcak ,kış soğuk ve yağışlı olmaktadır.

Konya’nın Tarihçesi

Konya’da ve çevresinde yerleşik düzen Prehistorik (tarih öncesi) çağdan başlar. Konya daha sonra Hitit, Frig , Lidya, Pers, İskenderun, Bergama, Roma, Bizans egemenliklerinde kalmıştır.1071 tarihindeki Malazgirt Meydan savaşından sonra Konya Selçukluların eline geçen şehir 1097 tarihinden 1277 tarihine kadar aralıksız Anadolu Selçuklularının başşehri olmuştur. Konya Selçuklulardan sonra Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır.

Konya’nın Meşhur Yemekleri

Çorbalardan Tayga, Mercimekli Oğmaç, Arapaşı,Tandır, Bamya, Süt, Tutmaç ve Erişte Çorbası
Et Yemeklerinden, Fırın Kebabı, Etliekmek, Çullama, iki bıçak arası ciğer, Topalak Köfte, Cella
Ekşili Kabak, Yumurtalı Kabak, Zülbiye (Papaz Yahisi), Patlıcan Bayıltan, Lahana Kapaması, Patlıcan Böğürmesi, Çöpleme
Böreklerden Peynirli Kıymalı Börek, Kıkırdaklı Börek, Tandır Saç, Su, Sedirler ve Tatar Böreğini geleneksel yemekler arasında sayabiliriz.

KONYA İLE İLGİLİ DİĞER BİLGİLER 

Tuğra Restaurant

Tuğra Restaurant

Hotels Dergisi tarafından Ağustos 2003 sayısında dünyanın en iyi 10 restoranı arasında gösterilen Tuğra Restaurant, klasik Osmanlı mutfağının en güzel seçeneklerini misafirlerine sunmakta.
Gurmeler tarafından en çok tercih edilen restoranlar arasında bulunan Tuğra Restaurant, Çırağan Sarayı‘nda kışın denize nazır ve otantik atmosferinde yazın ise hem içeride hem de terasında misafirlerine fasıl eşliğinde klasik Osmanlı mutfağını tattırırken unutulmayacak anlar yaşatıyor.
Tuğra Restaurant haftanın her günü hizmet veriyor.

Armada Teras

Armada Teras

İstanbul’da yaz gecelerinin bir klasiği haline gelen ve şimdilik ışıklandırılmış İstanbul siluetinin doyasıya seyredildiği tek yer.
Bir taraftan Marmara Denizi, Kadıköy ve Adalar, diğer taraftan Sultanahmet Camii ve Ayasofya manzarası ile çevrili Teras, yaz boyunca lokanta ve bar olarak hizmete açıktır…
Teras, oturma düzeni ile kullanıldığında 250 kişi, ayaküstü ikramlarda 300 kişi kapasitelidir. Serin gecelerde her gün dezenfekte edilen saf pamuktan şalları da konukları ayrıca mutlu eder.
Mönü detayları: İstanbul Mutfağı ağırlıklı menüde, dünya mutfağı ve vejeteryan menülere de yer verilmiştir.

Hünkar Osmanlı Mutfağı 1950

Hünkar Osmanlı Mutfağı 1950

Türk & Osmanlı mutfağı söz konusu olunca damağına düşkün olan İstanbullular Fatih’teki Hünkar Lokantası’nı hatırlarlar.
1950 yılında Talip Ügümü tarafından hizmete açılan restaurant yarım asır sonra Etiler ve Nişantaşı’na taşındı.
Ayrıca “Hünkar tekne” ve Bodrum yalı kavak da “Hünkar balık” olarak da mutfağını genişleten Hünkar, yeni şubesini Haliç’te açtı.
Haliç Hünkar, Kadir Has Ünüversitesi Cibali Kampüsü‘nün muhteşem Haliç (Altın Boynuz) manzarası eşliğinde Osmanlı saray mutfağının en seçkin örnekleri ile lezzet düşkünlerine hizmet vermeye devam ediyor.
Ügümü ailesi zengin bir menüyle Türk mutfağından lezzetler sunuyor. Ciğer sarma, tandır, imam bayıldı, kuzu kapama, elbasan tava, Manisa kebabı, kanarya kebabı, kağıt kebabı, hamsili pilav ve günün her saatinde Beykoz usulü paça ile kara lahana çorbası bu eşsiz tatların sadece bir kısmı. Türk&Osmanlı Mutfağı’nın zenginliğini kanıtlayan Hünkar’da seçim yapmakta oldukça zorlanıyorsunuz.
Nişantaşı Hünkar, Etiler Hünkar, Göztepe Hünkar, Haliç Hünkar her gün 12.00-24.00 arasında açık ve kredi kartı geçerli.

Mosaic Restaurant

Mosaic Restaurant


Türk ve dünya mutfağının seçkin örneklerini sunan Mosaic Restaurant, Eresin Crown Otel‘in özel restoranlarından biri. Yaz boyunca terası Boğaz, Adalar, Ayasofya ve Sultanahmet manzarasıyla hem göze hem de damağa hitap ediyor.


DİĞER RESTAURANTLAR











wow Istanbul Hotel

WOW Istanbul Hotel


WOW Istanbul Hotel‘in zevkle döşenmiş 36 executive, 3 suit ve 236 standart odası bulunuyor. Tüm odalarda yatak başlarında bulunan akıllı sistem ile tüm odanın ışık ve ısı sistemi kontrol edilebiliyor. Odalarda kablolu, genel mekanlarda ise kablosuz ücretsiz internet erişim hizmeti ise, konaklayan misafirlere büyük kolaylık sağlıyor.
WOW Istanbul Hotel Executive Lounge‘da, konaklamalarına ayrıcalık katmak isteyenler için özel servisler bulunuyor. Şık ortamı, çeşitli davetlere olanak sağlayan alanları, gün boyunca devam eden yiyecek- içecek ikram büfeleri gibi birçok hizmetin sağlandığı Executive Lounge’da kişisel hizmetin keyfine varılıyor.
Maharetli ve deneyimli mutfak ekibinin hazırladığı ince damak zevkine hitap eden zengin mönüsü ve özenli dekorasyonu ile Restaurant Mezzanine, WOW Istanbul Hotel misafirlerine hizmet veriyor. Seçkin ortamı ile kaliteli içkilerin servis edildiği Lobby Bar; canlı müzik eşliğinde, gece ışıklarının aydınlattığı muhteşem İstanbul manzarası ile Roof Bar günün yorgunluğunu atmak için vazgeçilemeyecek mekanlar arasında yer alıyor.
WOW Health Club, stresten kurtulmak, spor ve masaj çeşitleri ile vücut direncini artırmak ve misafirlerini şımartacak terapilerin keyfini çıkarmak için doğru adres… Otelin çatı katında yer alan tavanı cam ile kapatılmış havuzu, fitness salonu, Türk hamamı, sauna, buhar banyosu, masaj salonu ve vitamin barı ile sağlıklı yaşam için gerekli her şey düşünülmüş.

Courtyard by Marriott Istanbul

Courtyard by Marriott Istanbul


262 odalı otel Halkalı’da hava alanına 5 km mesafede ve 4 dakikalık uzaklıkta bulunuyor.
Courtyard by Marriott 228 deluxe, 32 superior odası, 2 özel tasarım suite, bir balosalonu ve yedi gün ışığı alan toplantı salonları ile tüm ihtiyaçlara cevap veriyor. Otelde ayrıca sabah, öğle ve akşam yemekleri için, akdeniz mutfağı servis eden Oleo Pazzo retorant ve bar, her türlü yiyecek içecek ihtiyaçları için 24 saat hizmet veren bir market, sağlık kulübü, 4 masaj odası ve kendinizi dev bir jakuzide hissedeceğiniz yuvarlak kapalı havuz bulunuyor.

Hyatt Regency Istanbul

Hyatt Regency Istanbul


2003 yılında büyük bir renovasyonun yapıldığı Hyatt Regency İstanbul‘da, 102 King, 109 Deluxe King, 71 Regency Club, 12’si mutfaklı olmak üzere 28 Suit, 3 adet engelli misafirler için oda ve 7 tane apartman dairesi bulunmaktadır.
Hyatt Regency Istanbul ayrıca seçkin restoranları ve barları ile de misafirlerine hizmet etmektedir. Türk ve Dünya mutfaklarından lezzetler sunan, açık büfeleriyle ünlü Agora Restoran, açık büfe ve a la carte mönü seçenekleri ile kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri servisi verebilmektedir.