Ebussuûd Efendi'nin Mezarı
Ebussuûd Hazretlerinin dönüş ânı neydi biliyor musunuz?Tarihte bazı Ulemâyı Kirâm Hazeratı maneviyata sonradan intisap etmiş ve maneviyattan önceki hayatlarını boşa geçirmenin pişmanlığı ile kahrolmuşlardır.
Bunlardan bazıları, Fahreddini Razi Hazretleri, İmam-ı Azam Hazretleri, İmam-ı Gazali Hazretleri ve bir örnekte Ebussud Efendi.
Peki Ebussuûd'u kurtaran hangi hadiseydi, hiç duydunuz mu?
Ebussuûd Hazretleri ve Sümbül Sinan Hazretleri Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşamış iki evliyâullah.
Ebussuûd, şeriatın zahirinde rüsuh bulmuş ulemanın önde gelenlerinden.
Öyle ki; Tefsîr ilminde büyük bir âlim olduğu için, "Müfessirlerin hatîbi" ünvânı verilmiştir.
Yine fıkıh ilmindeki yüksek derecesinden dolayı, âlimler arasında "Nu'mân-üs-Sânî (İkinci Ebû Hanîfe)" lakabıyla ve "Müftiyüs-Sekaleyn (cinlerin ve insanların müftîsi)" ve İbn-i Kemâl Paşadan sonra "Muallim-i Sânî" lakabıyla tanınmıştır.
30 sene şeyhülislamlık yapmıştır.
Sümbül Sinan Hazretleri ise batında rüsuh bulmuş bir Mürşid-i Kâmil.
Bir araya geldiklerinde şeriatın zahirinden konuşuluyor.
Sümbülü Sinan hazretleri de batına gidiyor.
Batından bahsedilince Ebussuûd Hazretlerinin tepesi atıyor.
Maneviyata tahammül edemiyor.
Rabıtadan bahsediyor olmalı ki buna sinirlenen Ebussuûd Hazretleri şöyle diyor:
- Eğer sen benden önce ölürsen cenazeni papaza kıldıracağım.
Sümbülü Sinan Hazretleri de "Amin !" diyerek karşılık veriyor.
Gel zaman, git zaman Sümbülü Sinan Hazretleri ölüm anının yaklaştığını hissedince has müridanından bir kaçını çağırıyor.
Ben bu akşam, bu gece ya da yarın sabah Rahmet-i Rahmana kavuşacağım.
Fakat benim cenazemi kimseye bildirmeyeceksiniz.
Taki musalla taşına götürülüp cenaze namazım kılınıncaya kadar.
Orada namazım birileri tarafından kıldırıldıktan sonra tekbirlerle, muazzam bir törenle teşyi' edersiniz.
Ertesi gün saraydan bir hanımefendi merhume oluyor.
Saraydan birisinin cenaze namazının da adetten olduğu için şeyhülislam tarafından kıldırılması lazım.
Dolayısı ile namazı kıldırmak Şeyhulislam Ebussuûd Efendiye kalıyor.
Cenaze namazını kıldırdıktan sonra Sümbülü Sinan Hazretlerinin müritlerinden olan o zatlar Ebussuûd Efendiye:
- Bizimde bir garip cenazemiz var burada, siz madem buraya teşrif ettiniz, teberrük olarak teşerrüf olarak bizim cenazemizi de kıldırmaz mısınız?" dediklerinde;
-Hay haay diyerek arzularını geri çevirmez.
Namazı kıldırdıktan sonra muazzam bir törenle götürülmeye başlayınca Ebussuûd Efendi şaşırıyor, "nasıl bir garip" bu diye?
Oradakilere sorunca cenazenin Sümbülü Sinan Hazretlerine ait olduğunu öğrenince;
"-Eyvah ben mahvoldum!" diyerek cenazenin peşinden gidiyor ve cenazeden özür diliyor.
Hayatında beni irşâd etmek istedin, hayatın beni irşâd etmedi ama cenazen beni irşâd etti, diyor.
Ve bundan sonra yeni bir sayfa açıyor.
Maneviyata karşı olduğu önceki safha ve daha sonra maneviyata dost olduğu yeni hayatı.
incemeseleler.com / Batuhan Alkan - Notlarımdan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder