27 Eylül 2010 Pazartesi

Tralleis (Aydın)
















Lydia’nın Karia sınırındaki antik kentlerinden Tralleis, bugün Aydın İli’nin batısında bulunan bir tepe üzerindedir. Tepenin batı, doğu ve güneyi oldukça dik yamaçlarla sınırlanmış, sadece Güzel Hisar ismi verilen 1800x1000 m2’lik terasa antik kent yayılmıştır.

Tralleis’in ne zaman kurulduğu kesinlik kazanmamakla birlikte Polopennesos Yarımadası’ndan gelen Argos’lar tarafından kurulduğu iddia edilmektedir. Bunun yanı sıra Trakia ve İllirya’dan gelen göçmenlerin de Tralleis’i kurduğu da söylenmektedir.

Mitolojiye göre de kenti Tralle isimli bir amazon kurmuştur. Strabon “Şehrin Argos’lularla Tralli’ler tarafından kurulduğu için Tralles” ismini aldığını belirtmiştir. Pilinius da bunu doğrulayarak Tralleis sözcüğünün Trak kökenli olduğunu ileri sürmüştür. Tralleis sözcüğü Luwi kökenli olup, Hellen dilinde “halkı” anlamında türetilmiştir.

Ksenophon’un Anabasis isimli eserinde, Lydia satraplığına bağlı kent olarak geçmiştir. Bunun ardından karia satraplığına bağlanmış, M.Ö.400’de Sparta Kralı Thibron burasını ele geçirmek istemiş, ancak başarılı olamamıştır. M.Ö.334’de Anadolu’ya gelen B.İskender’e karşı diğer kentlerin yaptığı gibi karşı koymamıştır. İskender’in ölümünden sonra M.Ö.313’de I.Antiogonos’un eline geçmiştir. Bundan sonra M.Ö.301’de Lysimachos, M.Ö.281’de Seleukoslar buraya egemen olmuşlardır. M.Ö.190’da Seleukos Kralı Antiochos’un Roma’ya yenilmesi üzerine yapılan Apameia barışından sonra (M.Ö.188) Romalı’lar tarafından kendilerine yardım edilişinden dolayı Bergama Kralı Eumenes’e verilmiştir. Bunu izleyen yıllarda Tralleis, Bergama krallarının yardımıyla kültürel anlamda parlak bir dönem yaşamaya başlamıştır. M.Ö.135’de Bergama’nın son Kralı III.Attalos’un vasiyetiyle Roma’ya bırakılmıştır.

M.Ö.27’de İmparator Augustos zamanında (M.Ö.27-M.S.14.yy) rastlayan bir deprem kenti tamamen yıkmıştır. Augustos’un sağladığı parasal yardımlarla kent yeniden yapılmış ve imparatorun şehri anlamına gelen “Kaisareiara” ismi verilmiştir. Ancak bu isim M.S.I.yüzyılın sonlarına doğru terkedilerek yeniden Tralleis denmiştir.

İmparator Hadrianus (M.S.117-188) M.S.129’da doğu seyahatine çıktığında burayı ziyaret etmiş, bu arada Mısır’dan getirmiş olduğu tahıl ürünlerini Tralleis’e bağışlamıştır. Roma’nın ikiye ayrılışından sonra Doğu Roma İmparatorluğu toprakları içerisinde kalmıştır. Bizans’lılar zamanında önemli bir piskoposluk merkezi olmuştur.

XI.yüzyıldan sonra Bizans’lılarla Selçuklular arasında birkaç kez el değiştiren kent, XIV.yüzyılın başında Aydınoğulları, sonra da Osmanlı’ların eline geçmiştir.

Tralleis kalıntıları:

Tralleis antik kentini Ch.Texier, Ch.Fellows, O.Rayet ve A.Thomas gezmiş ve buradaki tiyatro ile yapılardan söz etmiştir.
Tralleis’de ilk kez Carl Humann ile W.Dörpfeld başkanlığındaki bir ekip kazılara başlamış, tiyatro çevresinde yapılan kazılarda heykeller ile Skenenin frizleri bulunmuştur. Alman arkeoloji grubunun yapmış olduğu kazılarda ortaya çıkarılan heykel ve mimari parçalar Osman Hamdi bey tarafından İstanbul Arkeoloji Müzeleri’ne götürülmüştür. 1898’de Aydın’da meydana gelen bir depremden sonra yeni yapılan binalarda antik kalıntılardan yararlanma izninin verilmesi Tralleis’in yok oluşunu hızlandırmıştır. Halil Ethem Bey Tralleis’te 1902 ve 1903’te kazılar yapmış, gymnasion ile ona ait Stoa ve geç devre ait bazilika kazılarında zengin heykeller ortaya çıkarmıştır. Tralleis’de tarihi kaynakların sözünü ettiği Antiochos’un sarayından hiçbir kalıntı bulunamamıştır.Günümüzde taş ocaklarının yok ettiği Stadium, tiyatro, agora, gymnasion, tapınak ve kiliselerin kalıntıları gelebilmiştir. Bunlardan akropol yamaçlarına yaslanan tiyatronun büyük bir Caveasının olduğu gözlemlenmiştir.

Tralleis’de günümüze gelebilmiş üç kemer kalıntısı halk arasında üç göz ismiyle tanınmıştır. Taş, tuğla karışımı olan bu kemerler de değişik devirlere ait izler kendisini açıkça göstermiştir. Geç Roma devrinin ağırlık kazandığı, yer yer devşirme parçaların kullandığı bu yapının Gymnasion olduğu sanılmaktadır. Ancak, Roma dönemine ait heykel parçaları bu yapının heykellerle süslenmiş olduğuna işaret etmiştir. Ayrıca burada bulunan Latince yazılı 28 yazıtta oyunlarda başarılı olan sporcuların isimleri yazılıdır.

Plinius, M.Ö.II.yüzyılın ikinci yarısından sonra, özellikle Helenistik ve Roma dönemlerinde sigillata denilen çanak çömleklerin büyük bir kısmının Tralleis’de yapıldığını belirtmiştir.

Tralleis’de zengin mermer yataklarının bulunuşu, ayrıca Aphrodisias heykel okulunun buraya çok yakın oluşu da burada heykel atölyelerinin çoğalmasına neden olmuştur. Tralleis’in Klasik devirde başlayan heykel yapım merkezi olduğu, Helenistik ve Roma dönemlerinde çalışmaların sürdüğü anlaşılmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder