10 Mayıs 2011 Salı

Selçuklular Döneminde Dinar Tarihi

Büyük Sultan Alpaslan 1071 yılında Malazgirt Ovasında Bizans İmparatoru Romenos Diogenis'i yenince Anadolu'nun kapıları Türklere açılmış oldu. Anadolu'yu fetihe gelen Oğuz Türkmenleri yazın yaylalarda kışın ise şehir kıyılarında çadırlarda yaşarlardı.

Selçuklular zamanında gerek haçlılarla ve gerekse Bizanslılarla birçok savaşlar yapıldı. Bunların en önemlisi Selçuklu Sultanı 2. Kılıç aslan ile Bizans İmparatoru Manuel Kommen arasındaki savaştır. Bu savaşın geçtiği yer hakkında değişik düşünceler vardır. Bir kısım yazırlar bu savaşın Yalvaç İlçesinin Kumdanlı Kasabası yakınlarında olduğunu kabul etmekte iseler de bir başka grup ise bu savaşın Homa ile Dinar arasında yer alan Düz bel Köyü yakınlarında olduğunu söylemektedirler ki çoğunluk bu düşüncededir.



Çin Tarihine göre eski Türk İli beş büyük Hanlık Şeklinde idare ediliyordu. Karahan,Gökhan,Sarıhan,Kızılhan ve Akhan isimlerini taşıyan bu hanlıkların başındaki Ak,Kara gibi sözcükler rengi belli etmezler., bu sözcükler yön ve ulus adıdır.

İlçemizde Karataş, Kara kuyu Köyleri karahanlıklardan, Akça köy,Akçin Köyleri Akhanlardan, Kızıllı , Kızılköy gibi köyler Kızılhanlardan, Bozhüyük köyleri Sarıhanlıktan, Gökçeli köyü ise Gökhan ulusundandırlar.

Bu beş hanlığın birerde ongunu vardır. Ongun bol ürün veren, çok verimli şey için kullanılır ve uğurlu kabul edilirdi.İşte bu ongunlar şunlardı: Koyun, Domuz, Kuş, Köpek ve Öküzdür.Hanlıklar bu ongunluklarla da tanınır.Kuş ongunuyla tanınan köylerimiz Doğanlı,Keklicek ve Palaz köyleridir. Köpek ongunuyla ( it barak ) Yıprak Köyümüz, öküz ongunuyla tanınan köyümüz ise Dombay köyüdür. Oğuz Türklerince kabul edilen takvimdeki hayvan isimlerini de köy adı olarak kabul etmiş köylerimiz vardır. Türk takviminde kabul edilen ay adlarından biri Yılan diğeri de At'tır. Bunları köyleri için isim olarak seçmiş köylerimiz ise Yere giren (Akgün) yılanı, Alacatlı ise atı seçmişlerdir.

Hanlıkların oymakları da vardı. Akhanların oymağı Ağaç ve bitkiyi, Sarıhanlıların oymakları ise Toprağı seçti ve benimsedi.

Buna göre İncesu Beldesi Karahanlılar oymağından, Bademli, Çamlı köy,Ergenli,Kabaklı ve Körpeli gibi köylerimizde Gökhanların oymağındandırlar. Yine eksi Çin tarihlerinde Oğuz han (Mete) ordusunu onar bin kişilik yirmi dört tümene ayırtır.Orduları önce 2'ye ayrılmıştı.Boz oklar ve Üçoklar olmak üzere.

Boz oklara Mete'nin oğullarından Gün han,Yıldız han ve Ayhan, Üçoklara ise Gökhan, Dağhan ve Denizhan komuta ediyorlarmış.Bu altı komutanın dörder çocuklarının her birisi de bir tümene atanmışlar.Bu tümenler bir boyu oluşturuyordu.Afşar köyümüz Bozokların Doğan boyundan, Kınık Beldemiz ise Üçokların Sungurlu boylarındandır.Avdan Köyümüz de bu yirmi dört boydan birisidir.

Oğuz Han'ın altı çocuğunun odalıklarıda vardı. Bunlar kabile adını alırdı. Bu kabileler ise Kadılar kımıllısı ve Çay üstü köyleridir. Bunlar isimlerini kabilelerinden alır.

Oğuz kuruluşunda gerdi hizmetleri yapan kabilelerde vardı. Geri hizmetleri yerine getiren kabilelerin isimlerini devam ettiren köy isimleri ise Okçular,Dikici, ve Çakıcı gibi.

Bunların dışında yerleşme yerine geldikleri sırada başlarında bulunan komutanlarının ismini alan Oğuzlarda vardır. Bunlar Ulubey nahiyemiz ile Alpaslan köyümüzdür.

Türkler Müslümanlığı kabul edince bir hav esle Arap isimlerini de kullanmayı marifet saymışlardır. Bu isimlerle anılan nahiyemiz Haydarlı, köylerimiz ise Şeyh Arap Sultan ( Bülüçalan ), Seydi Melik ( Yaka ) ve Hacıbeşirli ( Bağcılar ) dır.

Bu köylerimizin büyük bir bölümü Çöl ovasında yer almaktadır. Nedendir bu ovaya bu isim verilmiştir? Doğru olan çöl ovası olmayıp ÇULOVA' SI OLMASIDIR. Bilindiği gibi Çul sözcüğü giysi ( Elbise ) anlamındadır.

Türkmen kadınlarımızın dokuyup giydikleri kumaş teknolojisinin gelişmesi ile yerine hazır kumaşlar bırakmıştır. Giyimin yanında giysilerin süslemesi'de önem taşır. İncik,boncuk düğme aksesuar olarak çok önemlidir.

Çul ovada giyilen kadın giysilerine bakarsak bunların şalvar, göynek,sıkma,üçetek, sarka,futa,şal ve kapak kuşak olduğunu görürüz. Çoraplar ise Türkmen kadınının kendi boyadığı ve eğirdiği yünden çeşitli desen ve renklerle örülür.

Bu yöremizin bazı köylerinde Alevi inanç ve düşüncesi görülür. Bilhassa gelin giyim ve süslemesinde bunu görebiliriz. Al ve yeşil renkler en sevilen renklerdir. Gelin olan kızlar genelde kırmızı giyer ve yeşil pullu duvakla evinden ayrılır. Yeşil muradı, kırmızı ise soyluğu simgeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder