24 Mart 2013 Pazar

Gelinle Kaynana Masalı

 Akşehir'den Bir Görünüm
Bir varmış, bir yokmuş. 
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir gelinle kaynana varmış. 
Gelin, kaynanayı hiç istemez; kaynananın da gözleri hiç görmezmiş. 
Bir gün kaynana gelinine:
- Kızım bir tavuk pişir de yiyeyim, demiş.
Gelin evlerinde tavukları olduğu halde onun yerine kurbağa pişirip kaynanasına yedirmiş.
Gel zaman, git zaman; vakti saati yetince kaynana ölmüş. 
Bu sefer gelin yaşlanmış, kendisi de oğlunu evlendirmiş kaynana olmuş. 
Kaynana:
- Yavrum, canım tavuk eti istedi, pişir de yiyeyim, demiş.
Gelin tavuğu pişirmek için tencereye koymuş. 
Tavuk, ocakta pişerken birden bire kurbağa oluvermiş. 
Gelin, bu duruma hayret etmiş. 
Kurbağayı hiç kimseye göstermeden atıp, yerine tekrar kesilip temizlenmiş tavuğu koymuş. 
O, gene kurbağa olmuş. 
Bunun üzerine kaynananın sabrı taşmış
Kaynana:
- Kızım ne oldu, tavuk daha pişmedi mi?
- Anne, tencereye üç defa pişirmek için temizlenmiş tavuk koydum; fakat üçü de kurbağa haline dönüştü, ben de şaşırdım doğrusu! demiş.
Bunun üzerine kaynana gelinine:
- Tamam, yavrum getir, pişmiş kurbağayı yiyeceğim! demiş.
Çünkü bir zamanlar o da kendi kaynanasına kurbağayı tavuk diye yedirdiği için – bu sefer tersine – aynı kurbağa kendisine gelmiştir. 
Zira bu dünyada kime ne kötülük edersen, sonuçta kendine döner.

KAYNAKÇA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder