12 Eylül 2018 Çarşamba

Sultan Abdülhamîd Han’ın dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık etmek...

Beyrut Hukuk Mahkemesi reisi ve büyük âlim Yusuf İsmail Nebhânî (1849-1937) merhûm diyor ki:

Müslümanların halifesi Sultan İkinci Abdülhamîd Han’ın dostlarına dostluk, düşmanlarına düşmanlık etmek her Müslümana zaruri bir vazifedir.
O Emîru’l-mü’minîndir, peygamberimizin halîfesidir.
Dîn-i mübînin hükümlerinin koruyucusudur.
Allâh’ın haremi Mekke’nin ve Resûlünün haremi Medîne’nin hizmetkârıdır.

İslâm milletinin ve devletinin bütün işlerini hakkıyla yerine getirmek için bütün kuvvetini sarfetmektedir. Güvenilir zâtlardan işittiğime göre; Sultan Abdülhamîd Han geceleri uyumazdı.
Ancak uyku kendisini iyice kapladığında bağdaş kurup öğlen kaylûlesi gibi kısacık bir uyku ile iktifâ ederdi.
Zira o bütün vaktini ümmet-i Muhammed’in ve İslâm devletinin işlerini dürüstçe görmeye vakfetmiş, ayırmıştı.

Muhakkak halifemiz hazretlerinin zamanında, Resûlullâh Efendimizin şu hadîs-i şerîflerinde bildirdikleri haller apaçık ortaya çıkmıştır:
 “Yakında -Din düşmanı- kavimler, yiyicilerin yemek kabı etrafına toplandıkları gibi sizin aleyhinize bir araya gelirler” (Ebû Davud).
Bu sebeple düşmanlarının bu ittifaklarına karşı Sultan hazretlerinin gayet uyanık olduğunu görmekteyiz.
Bütün varını yoğunu din hizmetine, Müslümanların himâyesine harcamaktadır.
Her Müslümana düşen vazife sadâkatle onun ve İslâm devletinin hizmetinde olmak, dâimâ Allâhü Teâlâ’nın yardımına nâil olması için duâda bulunmak lâzımdır.

Tâbiîn’in reîsi Hasan-ı Basrî (rh.) hazretleri buyurdu:

“Eğer benim bir duâm olsa onu sultan için yapardım.
Zira ona ulaşan her türlü hayır bütün Müslümanlara döner.”

İşte dîni ve aklı kâmil mü’minin hali budur.
Amma dini ve aklı noksan olan kişiye gelince o Sultanın yaptığı işlere ve emirlerine razı olmaz da, Sultanın şu yaptırdığı iş şöyle olsaydı daha iyi olurdu diye dedikodulara ve zannına göre sultana ve yaptığı işlere itiraz eder.
Hâlbuki Allâhü Teâlâ’nın mü’minlerin işlerini görmesi için Resûlullâh’ın halifeliği makâmını ihsân ettiği bir kimseye itiraz etmek dînî ve dünyevî zararlara sebep olur.
(Hulâsatu’l-Beyân)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder