10 Haziran 2010 Perşembe

İstanbul Adalar İlçesi

büyükada

Adalar veya Prens Adaları, İstanbul’un Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Sivriada, Yassıada, Kaşık Adası ve Tavşan Adası adlı 9 adadan oluşan ilçesi. 2000 Nüfus sayımına göre nüfusu 17.738′dir.
Adalar ilçesinin merkezi Büyükada olup, ilçe 5 mahalleden oluşmaktadır; Büyükada’daki Maden Mahallesi ve Nizam Mahallesi, Kınalıada Mahallesi, Burgazadası Mahallesi, Heybeliada Mahallesi.
İstanbul Adaları’nın, özellikle Bizans döneminde saray mensuplarının sürgün yerleri olduğu için Prens Adaları diye adlandırıldığı söylenir.

Adalar’ın İstanbul’a uzaklıkları, en yakın Kınalıada, en uzak Tavşanadası olmak üzere 7 deniz miliyle 13,5 deniz mili (25 km) arasında değişir. Adalar’a ilk vapur seferleri Galata Köprüsü’nden 1846 yılında başlamıştır. Bugün Kabataş, Kadıköy ve Bostancı’dan sürekli deniz yolu bağlantısı vardır.
Adalar’da yaşayan azınlık nüfusunun çeşitli toplumsal, siyasi olayların sonucunda dönem dönem buradan ayrılması, yerleşim alanlarının az olması ve yeni yapılaşmaya sınırlı olanak tanınması gibi nedenlerle nüfusu ya azalmış, ya da durağan kalmıştır. Özellikle 1950′den günümüze kadar, Adalar’da sürekli oturan nüfus azalırken yörenin etnik ve sosyal yapısı da değişmiştir. Hıristiyan, özellikle de Rum, Gürcü ve Ermeni nüfusta çok büyük azalma olurken İstanbul içi ve dışı doğumlu Müslüman nüfus büyük bir artış göstermiştir.
Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan Pierre De Tchihatchef’in orijinal adı Le Bosphore et Constantinople avec Perspectives des Pays Limitrophes (1864) olan Türkçe çevirisi “İstanbul ve Boğaziçi” adı ile yayınlanan eserin birinci kısmının çevirisine göre Adalar Boğaz’ın güney ağzıyla İzmit (Nikomedia) körfezinin girişi arasında, Bitinya sahilleri boyunca Hıristiyanlar tarafından Prens Adaları, Türkler tarafından da Kızıl Adalar ismiyle bilinen bir adalar dizisidir. Büyükada (Prinkipo), Heybeliada (Halki), Burgaz (Antigoni), Kınalıada (Proti), Yassıada (Plati), Sivriada (Ohia), Kaşık adası (Pita), Sedef Adası (Androvita) ve Tavşan Adası ( Neandros).
Prens Adaları’nın adını nereden aldığına dair toplumsal tarihin izlerinden giden bir kısa anlatı (1864): Bizans imparatorları zamanında pek konuksever sayılamayacak bu dört ada, meşhur bahtsızlara sürgün ya da esaret yeri işlevi görüyordu. Bu sürgünlerin arasında çok sayıda taç giymiş insanın yer alması nedeniyle, bu kayalıklara Prens adaları adı verildi; daha sonra bu isim küçük takımadaların bütünü için kullanıldı. Bu takımadaların en büyük ve en güzel iki adası olan Büyükada ve Heybeli’nin prenslerin düşmanlıklarından çok görkemlerine tanık oldukları doğrudur. Çünkü bu adalar Bizans imparatorlarının yazlıklarıydı ve onların şatolarıyla güzelleştirilmişti. Ancak o zamanlar, hükümdarlar, bugünkünden daha hızlı bir biçimde saraydan zindana geçtikleri ve bu adalarda bahtı açık olanların ve çile çekenlerin konutları iç içe olduğu için, aynı adın bütün adalar için kullanılmasından daha doğal bir şey yoktur. Çünkü bugün bir adada oturanın ertesi gün bir başka adaya çok farklı bir konumda geçmesine alışılmıştı. Demek ki bu adalar halkın gözünde insan yaşamının en şiddetli karşıtlıklarının simgesi, gururla küçük düşmenin büyüklükle hiçliğin, mutlulukla sefaletin, birbirine karıştığı bir yerdi: tek kelimeyle, bunlar gerçekten Prenslerin adalarıydı !
Prens Adaları topluluğu içinde İstanbul’a en yakın ada olması sebebiyle Kınalıada, tarihte en çok sürgün bu adaya yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder