11 Haziran 2010 Cuma
Kuşadası
İzmir, Selçuk, Pamucak, Meryem Ana, Pamukkale, Didim, Bodrum, Marmaris gibi turistik ve tarihi yerlerin merkezi durumunda oluşu, ayrıca Sisam Adsıyla karşı karşıya bulunuşu nedeniyle en önemli turistik merkezlerden birisidir. İstanbul’dan sonra ikinci büyük deniz kapısıdır. Kuşadası İonya tarihi ile birdir. Yılancı Burnu denilen yerde Efes’e bağlı Neopolis ismi ile kurulduğu sanılmaktadır. Burada Etiler, Kayralılar hüküm sürdüler. M.Ö. 5. yy başlarından itibaren sırasıyla Persler, Atinalılar, Makedonyalılar ve Selevkosların egemenliğine giren Kuşadası, M.Ö. 64’de Roma’ya bağlandı. M.S. 395 yılında Bizans egemenliğine giren Kuşadası, Efes limanının Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlar yüzünden kapanması ile Efesli tüccarların yeni limanı olmuştur. Venedik ve Cenovalılarla ticaretin yapıldığı dönemlerde, yeni iskele anlamına gelen “Scalanova” ismi ile anıldı.
13. yy. ikinci yarısında Selçuklu türk Beylerinin idaresi altındayken, 1413’de Osmanlı egemenliğine girmiş, Sadrazam (Öküz) Mehmet Paşa tarafından imar edilmiştir.Müslüman Türkler önceleri Kuşadası yakınlarında Pilavtepe eteklerinde Andızkule’de otururlardı. İlçenin simgesi olan Güvercin Ada’daki kale 1834’de yapıldı. Kuşadası adı buradan gelmektedir. İlçe ekonomisindeki temel sektör hiç şüphe yok ki turizm ve buna bağlı olarak gelişen ticaret ve hizmetleridir. Söke ve Selçuk karayolları ile her iki yönde bağlı oluşu, Adnan Menderes Hava limanına yakınlığı, kruvaziyer turizmine uygun limanı ve uluslar arası yat limanının bulunması Kuşadası’nı turizm yönünden daha önemli hale getirmiştir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder