Gazzeli üç kadın mühendis kendi kendini tamir eden asfalt icat etmişti.
Dünya basınında yer almıştı bu haber.
Bu vaka 2014 yılının mayıs ayında vuku bulmuştu..
Bir kısım basında (mesela Türkiye gazetesinde) "Gazzeli mühendis kadınların icadı" şeklinde yer almıştı.
Başka bir kısım basında ise (mesela hürriyet gazetesinde) "Kendi kendini tamir eden plastik" şeklinde yer almış.
Gazzeli mühendis kadınlardan hiç söz etmemiş.
Türkiye'de bazı çevrelere göre Gazzeli kadınlar, ne anlasınlar "bilimden".
Çünkü onlar Müslüman (!).
Gazete haberlerine göre Gazzeli mühendis kadınlar üstelik mesture.
Yani İslamî giyinimli.
Bizim ülkemizde neredeyse bir yüzyıldır "İslam'ın terakkiye engel olduğu" anlatılmadı mı?
Öyleyse 1948 yılında yayın hayatına atılan ve aynı yıl kurulmuş olan İsrail'e paralel olarak yayın yapan bir zihniyetten daha başka ne beklersiniz...
Bir kısım çevrelere göre "kadın" denilince akla dans gelir.
Eğlence gelir, soyunmak gelir bunların zihinlerine....
Nitekim İzmir 9 Eylül üniversitesinde mezuniyet gününde bir kısım öğrenciler hind dansı yapmışlar.
Ramazan ayında yapılan mezuniyet gününde "Hind dansı" adı altında velilerin huzurunda açık yerleri, kapalı yerlerinde daha fazla olan elbiselerle sahneye çıkmışlar.
Bu "hind dansıymış".
Böyle bir "gösteriden" velilerin rahatsız olmak gibi hakları katiyen olamaz, laik ve demokrat olduklarını söyleyenlere göre....
Bu ülkede gittikçe marjinalleşen bir kısım toplum mühendislerine göre hepimiz bunların ölçüsüne göre kendimizi şekillendireceğiz. ....
Yok öyle şey.
TÜRKİYE İRAN DEĞİLDİR AMA SURİYE DE OLAMAZ.
Zaten Suriye diye bir ülke de kalmadı.
Ama Suriye yönetimini destekleyen “laik ve demokratlar” var halâ…..
Herkes bilmelidir ki;
Müslüman Türk'ün hayat standardı bellidir.
Kimse inanmak mecburiyetinde değildir.
Zira İslam'da "lâ ikrâhe fiddîn" kaidesi vardır.
AMA KİMSE ATEİST, DEİST VEYA BİLMEM NEİST OLMAYA DA ZORLANAMAZ.
TÜRKİYE'DE EKSERİYET MÜSLÜMANDIR.
AZINLIK OLANLAR DA HADLERİNİ BİLMELİDİRLER.
Bir kişi bile olsa farklı bir inanç sahibiyse Türk-İslam akidesinde onun hakları bakidir.
Fakat tekrar ifade edelim haddini bilmek kaydıyda.
Unutulmamalıdır ki, burası Türkiye'dir ve kültürel bakımdan Osmanlı'nın devamıdır.
Yani gayrimüslimlerin yaşama hakkı olduğu ülkedir burası.
Ezidi, Yezidi, Hristiyan ve Musevi herkese yer var ülkemizde.
Kurucu iradenin Müslüman olduğu (Şeyh Edebali) bir ülkede herhalde Müslümanların inançlarını realize etmek hakkı olmalıdır.
Mesela bir mezuniyet gününde "hind dansı" adı altında kapalı yerleri, açık yerlerinde az olan bir gösteriden talebe velilerinin rahatsız olmak gibi hakları vardır ve olmalıdır.
Yani, İzmir 9 Eylül Üniversitesinde "çıplak" gösterisi karşısında ne yapmışlar talebe velileri?
Hakaret mi etmişler "çıplak" gösteri yapanlara?
Hayır....
Lisan-ı münasiple ilgili mercilere durumu intikal ettirmişler.
Bu, en tabii hakları değil mi?
Tekrar başlığımızı hatırlayalım;
Gazzeli kadın mühendisler kendi kendini yenileyen bir asfalt icat etmişler.
Tebrik ediyoruz kendilerini.
İki gününüz eşit olan aldanmıştır prensibini bize hatırlattığından dolayı müteşekkiriz Gazzeli mühendis kadınlara.
Gazzeli Müslüman kadınların İsrail'in zulmü altında böyle bir icada imza atmaları bir Müslüman olarak mesrur etmiştir bizleri....
Kadın demek "çıplaklık" demek değildir, bunu hatırlatmıştır Gazzeli Müslüman kadın mühendisler.
Kadın ve erkek insan olmak bakımından eşittir.
İnsan ise kâinatın en şerefli varlığıdır….
Dünya basınında yer almıştı bu haber.
Bu vaka 2014 yılının mayıs ayında vuku bulmuştu..
Bir kısım basında (mesela Türkiye gazetesinde) "Gazzeli mühendis kadınların icadı" şeklinde yer almıştı.
Başka bir kısım basında ise (mesela hürriyet gazetesinde) "Kendi kendini tamir eden plastik" şeklinde yer almış.
Gazzeli mühendis kadınlardan hiç söz etmemiş.
Türkiye'de bazı çevrelere göre Gazzeli kadınlar, ne anlasınlar "bilimden".
Çünkü onlar Müslüman (!).
Gazete haberlerine göre Gazzeli mühendis kadınlar üstelik mesture.
Yani İslamî giyinimli.
Bizim ülkemizde neredeyse bir yüzyıldır "İslam'ın terakkiye engel olduğu" anlatılmadı mı?
Öyleyse 1948 yılında yayın hayatına atılan ve aynı yıl kurulmuş olan İsrail'e paralel olarak yayın yapan bir zihniyetten daha başka ne beklersiniz...
Bir kısım çevrelere göre "kadın" denilince akla dans gelir.
Eğlence gelir, soyunmak gelir bunların zihinlerine....
Nitekim İzmir 9 Eylül üniversitesinde mezuniyet gününde bir kısım öğrenciler hind dansı yapmışlar.
Ramazan ayında yapılan mezuniyet gününde "Hind dansı" adı altında velilerin huzurunda açık yerleri, kapalı yerlerinde daha fazla olan elbiselerle sahneye çıkmışlar.
Bu "hind dansıymış".
Böyle bir "gösteriden" velilerin rahatsız olmak gibi hakları katiyen olamaz, laik ve demokrat olduklarını söyleyenlere göre....
Bu ülkede gittikçe marjinalleşen bir kısım toplum mühendislerine göre hepimiz bunların ölçüsüne göre kendimizi şekillendireceğiz. ....
Yok öyle şey.
TÜRKİYE İRAN DEĞİLDİR AMA SURİYE DE OLAMAZ.
Zaten Suriye diye bir ülke de kalmadı.
Ama Suriye yönetimini destekleyen “laik ve demokratlar” var halâ…..
Herkes bilmelidir ki;
Müslüman Türk'ün hayat standardı bellidir.
Kimse inanmak mecburiyetinde değildir.
Zira İslam'da "lâ ikrâhe fiddîn" kaidesi vardır.
AMA KİMSE ATEİST, DEİST VEYA BİLMEM NEİST OLMAYA DA ZORLANAMAZ.
TÜRKİYE'DE EKSERİYET MÜSLÜMANDIR.
AZINLIK OLANLAR DA HADLERİNİ BİLMELİDİRLER.
Bir kişi bile olsa farklı bir inanç sahibiyse Türk-İslam akidesinde onun hakları bakidir.
Fakat tekrar ifade edelim haddini bilmek kaydıyda.
Unutulmamalıdır ki, burası Türkiye'dir ve kültürel bakımdan Osmanlı'nın devamıdır.
Yani gayrimüslimlerin yaşama hakkı olduğu ülkedir burası.
Ezidi, Yezidi, Hristiyan ve Musevi herkese yer var ülkemizde.
Kurucu iradenin Müslüman olduğu (Şeyh Edebali) bir ülkede herhalde Müslümanların inançlarını realize etmek hakkı olmalıdır.
Mesela bir mezuniyet gününde "hind dansı" adı altında kapalı yerleri, açık yerlerinde az olan bir gösteriden talebe velilerinin rahatsız olmak gibi hakları vardır ve olmalıdır.
Yani, İzmir 9 Eylül Üniversitesinde "çıplak" gösterisi karşısında ne yapmışlar talebe velileri?
Hakaret mi etmişler "çıplak" gösteri yapanlara?
Hayır....
Lisan-ı münasiple ilgili mercilere durumu intikal ettirmişler.
Bu, en tabii hakları değil mi?
Tekrar başlığımızı hatırlayalım;
Gazzeli kadın mühendisler kendi kendini yenileyen bir asfalt icat etmişler.
Tebrik ediyoruz kendilerini.
İki gününüz eşit olan aldanmıştır prensibini bize hatırlattığından dolayı müteşekkiriz Gazzeli mühendis kadınlara.
Gazzeli Müslüman kadınların İsrail'in zulmü altında böyle bir icada imza atmaları bir Müslüman olarak mesrur etmiştir bizleri....
Kadın demek "çıplaklık" demek değildir, bunu hatırlatmıştır Gazzeli Müslüman kadın mühendisler.
Kadın ve erkek insan olmak bakımından eşittir.
İnsan ise kâinatın en şerefli varlığıdır….
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder