Berdeî Sultan, Anadolu’yu tenvîr eden (aydınlatan) meşhûr velîlerdendir.
On dördüncü yüzyılda yaşamıştır.
Osmanlı pâdişâhı Kânûnî Sultan Süleymân Han zamânında Hamidili (Isparta) vâlisi Hızır Beyin dâveti ile Horasan’dan Anadolu’ya gelmiş Eğridir’de, Eğridir Gölünün kenarında Mezâr-ı Şerîf denilen yerde ikâmet etmiştir.
Kabri oradadır.
Şeyhülislâm Berdeî diye de tanınır.
Osmanlı vâlilerinden o zamanki adıyla Hamidili diye anılan Isparta Vâlisi Hızır Bey, âlimleri ve velîleri çok sever, hürmet ve himâye ederdi.
Vali, H.765/M.1364 yıllarında hacca gitmişti.
O sene evliyânın meşhurlarından Berdeî Sultan da hac ibâdetini yapmak için Mekke’ye, gitmişti.
Bu zât Kâbe’yi tavâf ederken, Vali Hızır Bey onun büyük bir velî olduğunu anlayıp kendisiyle tanıştı.
Sohbet esnasında bir Osmanlı Vâlisi olduğunu söyledi.
Sonra da vâli olduğu yeri tanıtıp, dâvet etti:
“Vâlisi bulunduğum diyârın havası, suyu pek güzeldir.
Beldeleri, köyleri bağlık, bahçelik bir memlekettir.
Fakat halkına İslâmiyeti anlatıp rehberlik edecek bir mürşîd-i kâmil, yetişmiş ve yetiştirebilen bir rehber yoktur.
Bu sebeple halk, nefislerine uymuş ve bozuk bir haldedir.
Acaba siz lütfedip o diyârın halkını irşâd için oraya hicret buyursanız olmaz mı?
Büyük ve hesapsız sevâba kavuşacağınız şüphesizdir.
Eğer lütfedip bu arzumuzu kabul buyurursanız, ben köleniz, sultanım için (sizin için) Eğridir kasabası civârında havası ve suyu güzel bir yerde size bir dergâh, makam yapıp, hayır duânızı almak istiyorum.” diyerek büyük bir arzu ve edeb içinde, gâyet nâzik ifâdelerle dâvet etti.
Berdeî Sultan hazretleri vâlinin bu samîmî ve hâlis niyyetle yaptığı dâvet üzerine;
“İstihâre edelim.” buyurarak, eğer gitmelerine mânen bir izin ve işâret verilirse gitmeyi kabûl ettiğini açıkladı.
Birkaç gün sonra tekrar bir araya geldiklerinde vâliye; “Rûm diyârına, Anadolu’ya yapılan dâveti kabûl etmem için işâret olundu.
İnşâallah bu sene memleketimize dönelim.
Gelecek sene Allâhü Teâlâ'nın izniyle Anadolu’ya gidelim!” buyurdu.
Vâli Hızır Bey, bu sözleri üzerine son derece sevinip memnun oldu.
Sonra Şeyhülislâm Berdeî ile vedâlaşıp Eğridir’e döndü.
O sene Eğridir’de göl kıyısında Mezâr-ı Şerîf denilen yerde bir dergâh yaptırarak, Berde-î hazretlerinin gelmesini bekledi.
Şeyhülislâm Berdeî Hazretleri ise söyledikleri zaman gelince memleketi Berde’den Anadolu’ya hicret etmek üzere âilesi, on altı oğlu ve kırk talebesiyle yola çıktı.
Berde, Özbekistan'ın 12 ilinden biri olan Semerkant şehri civarında bir vilayettir.
İran’ın Hoy şehrine geldikleri esnada sonradan talebelerinin en meşhûru ve dâmâdı olan Pîrî Halîfe Muhammed ile görüşüp tanıştı.
Daha o Hoy şehrini teşrif etmeden, Pîrî Halîfe bir gece Peygamber Efendimizi rüyâsında görmüş, Resûlullah Efendimiz ona rüyâsında;
“Benim evlâdımdan, benim yolumda kâmil ve mükemmil bir mürşid (yetişmiş ve yetiştirebilen rehber) olan Şeyhülislâm Berdeî gelmektedir.
Gâfil olma, onunla Rum diyârına, Anadolu’ya git.” diye emir buyurmuştur.
Şeyhülislâm Berdeî hazretleri onun bulunduğu şehre uğrayıp, onunla görüşüp tanıştı.
Ona; “Oğlum Pîr Muhammed! Emre itâat eder misin?” diyerek daha o anlatmadan gördüğü rüyâyı ve Peygamber Efendimizin emrini hatırlattı ve ayrılıp gitti.
Şehrin dışında bir yerde konakladı.
Pîrî Halîfe de hemen onunla birlikte gitmeyi arzûladı.
Ancak annesi-babası ve akrabâları şiddetle karşı çıkıp gitmesini istemediler.
Hattâ onu hapsedip zincire vurdular.
Fakat kilitledikleri kapıların ve vurdukları zincirlerin kırıldığını görünce, şaşırıp kaldılar.
Sonra arayınca şehrin dışında Şeyhülislâm Berdeî’nin yanında buldular.
Geri götürmek istediler.
Bunun üzerine Şeyhülislâm Berdeî; “Onu diyâr-ı Rûm’a (Anadolu’ya) alıp, götürmemiz, terbiye ve irşâd etmemiz emrolundu.” dedi.
Bu sözler üzerine annesi, babası ve akrabâları râzı olup bıraktılar.
Babası âlim bir zâttı.
Onu yanına alıp Eğridir’e gittiler.
Eğridir’e varınca, gölün kenarından karşı tarafa bakıp; “Bizim toprağımız şu makamdan alınmış.” diyerek tam hazırlanan dergâhın bulunduğu yeri işâret etti.
Geldiklerini haber alan Vâli Hızır Bey onları büyük bir memnuniyetle karşılayıp yaptırdığı dergâha yerleştirdi.
Şeyhülislâm Berdeî Hazretleri bir işâret üzerine yanına alıp getirdiği Pîrî Halîfe’yi altı ay kadar kısa bir zaman içinde tasavvufta yetiştirip kemâl derecelerine ulaştırdı.
Ayrıca kızıyla evlendirip dâmâd edindi ve yerine halîfe bıraktı.
Bu evlilikten evliyânın meşhurlarından olan Muhammed Çelebi Sultan doğdu.
Şeyhülislâm Berdeî Hazretleri Eğridir’e geldikten sonra tesirli sohbetleriyle, ders ve vaazlarıyla halka doğru yolu anlattı.
Ehl-i sünnet îtikâdının yayılmasını ve insanların İslâmiyet’i öğrenmelerini ve öğrendikleri doğru din bilgilerine göre yaşamalarını sağladı.
Böylece onların dünyâ ve âhiret saâdetine vesîle oldu.
1) Menâkıb-ı Burhâneddîn Eğridirî (Şerîfzâde Muhammed Efendi, Süleymâniye Kütüphânesi, Hacı Mahmûd Kısmı, No: 4552, Nâfiz Paşa Kısmı No: 1200)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder