15 Eylül 2022 Perşembe

Taksim Camii Açılırken Hissettiklerim

Sene 1992 veya 1993. 
Uzunköprü’de Bölük komutanıyım. 
Yaz dönemi yâni tayinlerin ve izinlerin yoğun olduğu dönem. 
Tabur Komutanımız tayini çıktığı için birlikten ayrılmıştı. 
Yeni atanmış olan da yurt dışında olduğundan henüz katılmamıştı. 

Ben de en kıdemli Bölük komutanı olarak Tabur komutanlığına vekâlet ediyorum.
2.Kolordu Komutanı, MİT Müsteşarlığından yeni atanan Teoman Koman idi. 
Emir ve komutayı teslim alır almaz, birlikleri tanıma maksadıyla denetlemeler yapıyordu. 
Hudut birlikleri olmamız dolayısıyla ilk denetlemesini de Uzunköprü garnizonuna yapmıştı. 
Birlik Komutanlığına vekâlet etmem dolayısıyla ben de Komutanın denetlemesine eşlik ediyorum.
Diğer Tabur komutanları ile beraber kışlanın kolaylık tesislerini Teoman Koman’a gezdiriyoruz. 
Tam mutfağı denetlerken mutfağın 500 metre uzağında bulunan şadırvanı, minaresi olan kışla camisinden ikindi ezanı okunmaya başladı.
Teoman Koman büyük bir hayretle ezana kulak verdi. 
Mutfaktaki denetlemesini orada keserek:
-Bu ne ya! 
Burası Tekke mi yoksa Kışla mı!” diye sinirlenerek câmiye doğru hızla gitmeye başladı.

Tabi arkasından biz de gitmek zorunda kaldık. 
Câmiye vardı, doğrudan kendisi kapıyı açarak ve botlarını dahi çıkarmadan câmiden içeri girdi.
-Kışlalardaki câmi ve mescitlerde ezan okunmayacak... 
Mesai saatlerinde câmiler kilitli olacak...’ şeklinde emirler verdi ve câmiden çıkarak tekrar mutfak denetlemesine devam etti.

Bu denetlemeden sonra kışla câmileri bir bir kapatıldı ve ezanlar susturuldu.

28 Şubat döneminde banka yönetim kurullarına girerek hortumlanmasına yardımcı olan darbeci generallerden sadece bir tanesi olan ve Türkiye’nin en önemli kurumlarından MİT'in yıllarca başkanlığını yapan Koman'ın; 

İstilacı bir subay edasında botlarıyla câmiye girişi...
ezan ve câmilere karşı bakışı...
yıllarca içimizi sızlatmıştı. 

Topçu Kışla Câmii'nin yerine inşaa edilen Taksim Câmii'nin açılışını izlerken içimde kördüğüm olmuş acıların buruk etkisiyle nereden nerelere geldiğimizi düşündüm ve bizleri bugünleri görmeye şahit kılan Rabbime Şükrettim.Allah'a Hamdolsun.

Emeği geçenlerden Allah razı olsun.
Câmilerimizdeki ezanların bir daha ebediyyen susmaması temennisiyle
Milli marşımızdaki ifadelere gelin birlikte amin diyelim:

"Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:
Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!
Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli
Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli."

* Yüzbaşı Abdullah Sönmez'in Hatıralarından

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder