Lâdikli Ahmed Ağa'nın torunu Ahmet Elma anlatıyor:
Ankara İlahiyat Fakültesi eski hocalarından Kemal Edip Kürkçüoğlu, çok ağır bir hastalığa yakalanır.
Kendisini muayene eden ve "akciğerinin bitip tükendiği" teşhisini koyan doktorlar Kürkçüoğlu'na, "Birkaç günlük ömrün kaldı." derler.
Dedemi tanıyan bazı arkadaşları; "Seni Lâdikli Ahmet Ağa'ya bir götürelim" deyip onu Ladik'e, dedeme getirirler.
Hasta dedemle hasbihal eder, dertleşir.
Sohbetin sonunda dedem, Kemal Edip'in iyileşmesi için dua eder.
Kemal Edip, dedemin vefatından sonra onun hakkında bir mersiye yazmıştı.
Mersiyesinde bu konu ile alakalı olarak şöyle söyler:
Zevk-i tevhid bedîdâr idi zâtında bize
Vererek ders-i fütüvvet harekâtında bize
Nazar atmış, el uzatmıştı hayatında bize
Erişir himmeti, elbette memâtında bize
- Zevk-i Tevhîd : Allah'ı birleme zevki
- Bedîdâr : Görünür, açık, zahir, belli
- Ders-i Fütüvvet: Güzel Ahlak dersi
- Memât : Ölüm
Kaynak:
- Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî, Ahmet Elma, 2011, 5.Baskı, S.95.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder