1 Mayıs 2010 Cumartesi

DÜĞÜN ALAYI

Yavuz Selim'in Şah İsmail ile Çaldıran'da yaptığı savaşın hatıraları hâlâ insanların zihinlerinde. İsmail'in savaş meydanında bırakıp kaçtığı güzeller güzeli Taçlı Hatun, sırf Şah'ı tahkir için, çiçek bozuğu bir yüze sahip olan Tacizade Cafer Çelebi ile evliliğinin yükünü çekmekte.
Kanuni, İran-Osmanlı ilişkileri belki düzelir umuduyla Şah'ın elçisi İmamkulu Han'ı kabul edecekti. Elçi büyük bir ihtişam ve tantana içinde Üsküdar'a ulaştı. Şemsi Paşa kendisine mihmandarlık yapıyordu. İlk görüşmeden sonra atbaşı ilerlemekteydiler.
Elçi çok özenip gelmişti ama Şemsi Paşa'nın hazırlattığı tören birliğini görünce gözleri kamaştı. Boylu poslu Türk askeri baştan başa sırma ve ipekler içindeydi. Atlarının koşumları bile göz alıyordu. İmamkulu'nun şaşkınlığı gitgide kıskançlığa ve kendi askerine karşı komplekse dönüştü. Nefsini tatmin için Şemsi Paşa'yı iğnelemek istedi:
- Bunlar ne acayip süslü askerler, sanki düğün alayı gibi.
Paşa'nın cevabı tam da İmamkulu'nun hak ettiği biçimde geldi:
- Evet, Taçlı Hatun'u Şah İsmail'den alan düğün alayı bu idi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder