Bu satırlar ona neden “Kürtlerin Babası” denildiğini yeterince gösteriyor olmalıdır. Ancak en ziyade konuşma hakkı kendisinin değil midir? Öyleyse Abdülhamid konuşsun, biz dinleyelim:
“Rusya ile harp vukuunda, disiplinli bir şekilde yetiştirilen bu Kürt alayları, bize çok büyük hizmetlerde bulunabilirler. Ayrıca orduda öğrenecekleri “itaat” fikri, kendileri için de faydalı olacaktır... Kürt ağalarının bazılarının çocuklarını, İstanbul’a getirip memuriyete yerleştirdiğim için tenkit edildiğimi biliyorum. Senelerdir Hıristiyan Ermeniler nazır [bakan] mevkilerini işgal etmişlerdir. Bundan sonra da kendi dinimizden olan Kürtleri kendimize yaklaştırmakta ne gibi bir zarar olabilir?” (Siyasi Hatıratım, s. 52.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder