9 Mayıs 2025 Cuma

Belki birisini bana benzetmişsindir!

Lâdikli Ahmed Ağa'nın torunu Ahmet Elma anlatıyor:

Bizim köyden (Lâdik'ten) bir adam, yıllarca sohbetlerine katılmasına rağmen, Lâdikli Ahmet Ağa'nın manevi hâllerine bir türlü inanmamış. 
Hacca gideceği zaman dedemle helalleşmeye gelmiş:
-Ben bu sene Allah izin verirse hacca gidiyorum.
Senin bana bir diyeceğin, bir isteğin var mı? 
Varsa yerine getireyim, demiş.

Bunun üzerine, dedem:
-İki gün sonra gel sana bir kart vereceğim. 
İnşaallah Mekke'ye gittiğinde Arafat'a çıkacaksın. 
Orada, onuncu elektrik direğinin yanındaki çadıra varacaksın. 
Burada sana vereceğim kartı gösterdiğin zaman, çadırın önündeki bekçi seni içeriye alacak.

İki gün sonra adam gelmiş kartı dedemden almış. 
Dedem çadırı nasıl bulacağını, adama bir defa daha güzelce tarif etmiş.
Adam o sene hacca gidip Arafat'taki çadırı bulmuş. 
Çadırın kapısındaki bekçiye elindeki kartı gösterince onu hemen içeri almışlar. 
Bir de ne görsün, o sene dedem hacca gitmediği halde, çadırın içinde ön tarafta oturuyor. 
Tabii ister istemez adam şaşırmış ve dedemin manevi hâllerine inanmadığına çok pişman olmuş.
Hacdan döner dönmez hemen dedemin yanına gelmiş ve:
-Bu sene hacca gitmediğin hâlde seni o tarif ettiğin, kartla girdiğim çadırın içinde gördüm. 
Bu ne hâldir? deyince dedem:
-Belki birisini bana benzetmişsindir, diyerek meseleyi kapatmıştır.

     Kaynak: 

  • Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî, Ahmet Elma, 2011, 5.Baskı, S.97.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder