Antakya Müzesi Cumhuriyet Alanı’nda, Asi Irmağı kenarında ve köprü yakınında bulunmaktadır.
Antakya yöresinde ilk bilimsel kazı ve araştırmalara, Suriye Eski Eserleri Nizamnamesi’ne göre 1932 yılında başlanmış ve çalışmalar üç ayrı grup tarafından sürdürülmüştür. Bunlardan birinci grup 1933-1938 tarihleri arasında Chicago Oriental İnstitue tarafından Tel El Cudeyde, Tel Delep, Çatal Höyük ve Tel Tainat’ta yapılan kazılardır. İkinci grup çalışmalarını British Museum adına Sir Leonard Wolley’in El Minâ (1936) bölgesinde ve Tel Aççana’da (1937-1948) yapmıştır. Üçüncü grup çalışmalar Antakya yakınlarında Princeton Üniversitesi’nce devam edilmektedir.
Hatay bölgesinde 1932 yılında başlayan çalışmalar sonunda ortaya bir çok buluntu, korunması gereken eserler çıkarılmıştır. Bu konuda bir müze kurulması fikri, 1933 yılında o zamanlar Hatay’da bulunan ve İskenderun Sancağı Antikiteler Müfettişi Fransız M.Claude Prost tarafından ortaya atılmıştır. Bunun üzerine Mimar M.Michel Ecocherde o günkü koşullara göre müze binasının yapımına 1934 yılında başlamış, 1938 yılı sonunda da müze tamamlanmıştır. Bundan sonra ilin değişik yerlerinde depolanmış bulunan eserler buraya taşınmış, 1939 yılında Hatay Devleti tarafından Amerikalı Mr.Perason müzenin düzenlenmesi ve tanzimi ile görevlendirilmiştir. Bu uzmanın çalışmaları 3,5 ay kadar sürmüştür.
Hatay’ın 1939 yılında Türkiye Cumhuriyeti Topraklarına katılmasından sonra, Ruhi Tekan ilk müze müdürlüğüne atanmış, teşhir ve tanzim çalışmalarını sürdürmüştür. Müze binasının tamamlanmasından 9 yıl sonra Hatay’ın Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılış yıldönümü olan 23 Temmuz 1948’de ziyarete açılmıştır.
Princeton Üniversite’sinin Antakya yakınlarında yaptığı kazılarda ortaya çıkan eserler, Harbiye yolu üzerindeki Roma villalarında ortaya çıkan taban mozaikleri müzeye taşınmıştır. Bu durum karşısında müze binası yetersiz kalmış ve müze 1970 yılından sonra yapılan eklerle daha genişletilmiş bu da yetersiz kalınca, müzeye 1975 yılında yeni bir ek bina daha eklenmiştir.
Türkiye’nin ve dünyanın en önemli mozaik müzelerinden biri olan Hatay (Antakya) Müzesi’nde Roma çağının en ünlü mozaikleri yer almaktadır.
Hatay Müzesi’nde MS.II.yüzyıldan V.yüzyıla kadar yapılmış yöredeki Roma ve Bizans yapılarından çıkarılan mozaikler bulunmaktadır. Roma mozaik sanatının klasik dönemi olarak isimlendirilen II.-III.yüzyıllar Antoninus ve Severius dönemlerini kapsayan figürlü mozaikler müzede geniş bir yer kaplamaktadır. Bu mozaiklerde Psykhe, Eros, Satyros, Aphrodite, Baccus gibi mitolojik tanrıları resmedilmiştir. MS.IV.yüzyılda Hıristiyanlığın Bizans’ta resmen tanınmasından sonra müzede sergilenen mozaiklerde de mitolojik konuların azaldığı görülmüştür. Onların yerlerini daha çok mevsimleri, dini konuları içeren mozaikler almıştır.
Hatay Müzesi’nde Amik Ovası’nda bulunan 183 höyükten çıkarılmış Mitanni, Hitit ve Asur eserleri de sergilenmektedir. Onların yanı sıra dünyada üçüncü sırada olan sikke koleksiyonlarında Roma, Bizans dönemlerine ait olan ve Harbiye, Antakya, Aççana, Çevlik, ve İskenderun’da yapılan kazılarda bulunan sikkeler bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli süs eşyaları, heykeller, lahitler ve mezarlar da müze koleksiyonlarını tamamlayan diğer eserler arasındadır. Özellikle bu heykeller arasında 3 m. boyundaki Apollon heykeli ile 2000 yılında Antakya’da bulunan, MS.265-270 yıllarına tarihlendirilen Roma dönemi Antakya Lahdinin ayrı bir önemi vardır. Bu mermer lahdin ön arka ve yan cepheleri ile kapağı figürlerle bezenmiştir.
Hatay Arkeoloji Müzesi’nin St.Pierre Kilisesi, Açana saray kalıntılarının bulunduğu ören yeri (Reyhanlı-Hatay), Antik Seleucia Pierre ören yeri (Samandağ-Hatay) bağlı birimleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder