2 Ağustos 2010 Pazartesi

Ariel ŞARON'UN SON GÖRÜNTÜLERİ




“Kasap” lakaplı İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron'un, 4 Ocak 2006 tarihinde beyin kanaması geçirdikten sonra kaldırıldığı hastanede komaya girmesinin üzerinden tam 4,5 yıl geçti.



Komaya girdikten kısa bir süre sonra ailesinin de terk ettiği Şaron, bugün itibarıyla 40 bin 56 saat, bin 669 gün, 55 aydır şuuru kapalı bir biçimde ölümü bekliyor. Hastaneye yattığında 77 yaşında olan Şaron, yoğun bakımda 82 yaşına ulaştı.


İsrail eski Başbakanlarından Ariel Şaron'un “koma cezası” bitmiyor. Önce Tel Aviv'deki Şeba Rehabilitasyon Merkezi'ne yatırılan, burada hastane yönetiminin istememesi üzerine Ein Kerem Hastanesi'ne kaldırılan Şaron, 4,5 yıldır önce beslenme tüpüyle ardından daha da kötüleşerek sadece iğne ile beslenebiliyor. Ariel Şaron'un bu durumuna ailesi de fazla tahammül göstermeyerek 3,5 yıl önce kendisini terk etti. Hastane yetkililerin, “Artık burada yapılacak bir şey yok, eve götürün” şeklindeki uyarıları aile tarafından dikkate alınmadı.


EN MASRAFLI HASTA


İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron'un 4,5 yıldır komada yatması, ortaya ciddi bir sağlık ve güvenlik faturası da çıkardı. Şeba ve Ein Kerem Hastanelerinin yöneticilerinin yaptığı hesaplamaya göre, Şaron İsrail'de “1948 yılından bu yana kendisine en fazla masraf yapılan hasta” unvanını da taşıyor. Ailenin Şaron'u eve kabul etmemesi nedeniyle hastanedeki rutin masraflar katlanarak artıyor. Ariel Şaron'un siyasi kimliği de, hastane yönetimini çok özel güvenlik tedbirleri almaya, bu da harcamaların artmasına yol açıyor.


DEFALARCA KAFASINI KIRDILAR


Ariel Şaron, vücudunda meydana gelen çeşitli komplikasyonlar nedeniyle sık sık ameliyat oluyor. Bu çerçevede özellikle beyninde problemler ortaya çıkan Ariel Şaron'un durumunun daha da kötüleşmemesi için yapılan beyin ameliyatları nedeniyle kafatası kırılarak beynine müdahale ediliyor. Belli aralıklarla kafatasından bir ameliyat geçiren Şaron, daha sonra da kafatasının kırılmasından dolayı ortaya çıkan deliğin kapatılması için yeniden ameliyata alınıyor. Böylece Ariel Şaron için bir “ameliyat kısır döngüsü” ortaya çıkıyor. Şaron ayrıca, soluk borusuna yerleştirilen bir boru yardımıyla nefes alabiliyor. Ariel Şaron, bu borunun değiştirilmesi için de belirli aralıklarla ameliyata alınıyor.


SİYASETÇİ DEĞİL TERÖRİST


Daha 13 yaşındayken babasının hediye ettiği bir “çerkez hançeri” ile Filistinliler'e saldırmaya başlayan Ariel Şaron, hayatının geri kalan bölümünde hep bu saldırgan, sadist tarafıyla tanındı. Çavuş olarak görev yaptığı sırada, verdikleri kayıplardan komutanlarını sorumlu tutan Şaron, sonraki dönemlerde bu olayın etkisiyle hep kendi bildiğini uyguladı, üstlerini dinlemedi. Tarih ve Şarkiyat okudu ama askerlikte önce çıktı. İlk katliamını, içlerinde kadın ve çocukların da bulunduğu bir köye saldırarak, 69 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayla gerçekleştirdi. Söz dinlemezliği sonucunda ordudan ayrılmak zorunda kaldı, siyasete atıldı. Savunma Bakanı olduğunda eski alışkanlıklarını bırakmayarak Başbakanı bilgilendirmeden askerleri komşu ülkelere aniden sokma operasyonları gerçekleştirdi. Sabra ve Şatila kamplarında sergilediği vahşet sonucunda 2 bini aşkın mülteci hayatını kaybetti. Tahrikkar davranışlarıyla 10 yıl önce İkinci İntifada'yı başlattı, binlerce Filistinli Müslüman'ın katledilmesine neden oldu. Halen bir hastane odasında can çekişen Ariel Şaron, özel hayatında da huzuru bulamadı. Eşi kanserden öldü, bir oğlu 14 yaşında babasının silahlarıyla oynarken öldü.


VAKİT - YAVUZ DERİNSOY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder