5 Ağustos 2010 Perşembe

İÇKALE

Kale,doğuda şehir merkezi,batıda Kerpiclik,güneyde ise Vakıf deresi denilen üç boğazın ortasında ve 112 m.yük­seklikteki tabii bir kayanın üzerine inşa edilmiştir.
İçkale,muazzam bir kayalık üzerine,kuzey-güney doğrultusunda uzanan dik­dörtgen bir kütle halinde inşa edilmiştir.155 m. uzunluğunda ve 30-50 m. ge­nişliğindedir .Malzeme,moloz taş olup,taşların ara­sında vaktiyle ahşapların kullanıldığını gösteren hatıl boşlukları mevcuttur.
Kale,pek düzgün olmayan sur duvarları ve kare ve daire planlı çeşitli burçlarla çevrilmiştir.
İçkaleye kuzey-doğudaki dik bir yoldan çıkılmaktadır. Bu yolla,ilk kapının yer aldığı dikdörtgen planlı yüksek bir burca ulaşılmaktadır. Burcun kuzey ve güney cephelerine kesme taştan örülmüş basık kemerli birer kapı açılmış; bu kapılar da beşik tonozla irtibatlandırılmıştır. Tonozun doğusundaki bölüme girilebilme imkânı kalmamıştır.Batıda, kalan izlere göre bir merdiven bulunmakta; bu merdivenle üst kata çıkılarak buradaki seğirdime ulaşılmaktadır.

İkinci kapının bulunduğu dikdörtgen planlı burç, ilk burç kadar sağlam değildir. Bu burcun da,kuzey ve güney cephelerine kesme taştan örülmüş basık kemerli birer kapı açılmış;bu kapılar da sivri tonozlu dar ve uzun bir koridor­la irtibatlandırılmıştır .
Bu burçtan,kalenin güneyindeki geniş bir düzlüğe çıkılmaktadır.Bu kısımda, özellikle batı tarafta,vaktiyle bazı binaların bulunduğu,duvar kalıntılarından anlaşılmaktadır.Düzlüğün doğu,batı ve güneye bakan kenarlarını»çeşitli burçlar ve girintili çıkıntılı sur duvarları çevirmektedir . Bu sahada,doğudaki sur duvarının ortasında,burca yaslanmış vaziyette duran dik­dörtgen planlı bir bina bulunur. Moloz taşlarla inşa edilen binanın güney cephesine dikdörtgen formda bir pencere açılmıştır. Beşik tonozla örtülü bu binanın,sarnıç olması çok muhtemeldir. Bu bina ile ikinci ka­pının yer aldığı burç arasındaki sahanın batısında,üzeri demir ızgara ile ka­patılmış ve "tünel" olduğu rivayet edilen bir delik bulunur.
İkinci kapının yer aldığı burcun batısındaki dik bir rampadan, kalenin ku­zeyine çıkılmaktadır.Burada çeşitli sur duvarları ve bina kalıntılarına tesa­düf edilmektedir.Bu sahayı çeviren burçların iki kademe yaptığı dikkati çeki­yor. Buna göre,kalenin aşağı yukarı ortalarından başlayıp kuzeye doğru uzayan bölüm,hemen hepsi silindirik olan burçlarla çevrilmiş;bu bölümün kuzey ucuna ise ikinci bir kademe oluşturan dikdörtgen planlı burçlar eklenmiştir.Kuzey­batıya doğru çıkıntı teşkil eden burç,"Bayraklı Burç" olarak anılmakta; üzerin­de de Kırkkızlar Türbesi denilen bir yatır bulunmaktadır .
İçkalenin, çeşitli dönemlere ait ilavelerle bugünkü şeklini kazandığı mu­hakkaktır.Gerek bu dönemleri aydınlatmak ve gerekse planını ve iç taksimatını bütün ayrıntılarıyla sağlıklı bir şekilde ortaya koyabilmek için ,burada arkeolojik bir kazının yapılması lâzımdır.Buna karşılık,’’şimdilik’’ kaydıyla şu hususun belirtilmesinde yarar vardır:îçkalenin aşağı yukarı orta bölümünü kaplayan ve etrafı silindirik burçlarla tahkim edilmiş sur duvarlarıyla çevri­li bölümün, ilk kuruluş olduğu düşünülebilir. Nitekim doğu kenarın ortasında yükselen ve diğerlerine göre daha sağlam kalabilmiş silindirik burcun inşa tek­niği, kaleyi tahkim eden dikdörtgen planlı burçlardan tamamiyle farklıdır. Bu durumda, sözkonusu sahanın,-ihtimal Bizans devrine ait- ilk şeklini kısmen koruduğu söylenebilir. Şu halde, şehrin Türk hakimiyetine geç­mesinden önce, burada etrafı silindirik burçlarla tahkim edilmiş surlarla çev­rili küçük bir kalenin bulunduğu düşünülebilir. Türk devrinde, bu kale büyük öl­çüde korunmuş; bu "çekirdeğin" etrafına yeni ilaveler yapılmak suretiyle,bugün­kü "İçkale" ortaya çıkmıştır. Birinci ve ikinci kapıların bulunduğu burçlar da, savunmayı güçlendirmek için,bu devirde yapılmış olmalıdırlar.Nitekim ikinci burç ile,batı yöndeki,silindirik burcun bağlandığı sur duvarı arasındaki dilatasyon, dikdörtgen planlı kütlenin buraya sonradan eklendiğine şüphe bırakma­maktadır .
Bu kalede bulunması beklenen bir "Saray" ile, sicillerde adı geçen ve bel­ki de "Erken Türk Devri"ne ait mescit ve herhalde Osmanlı devrinde inşa edilen mektebin de,burada yapılacak bir arkeolojik kazı ile ortaya çıkacağı muhtemeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder