Toros Dağları’ndaki çeşitli yolların Adıyaman’da birleştiği noktada bulunan Kommagene Krallığı, Suriye’nin kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri’nin çevrelediği, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerini kapsayan geniş bir alana yayılmıştır. Yunanca "Genler Topluluğu" anlamına gelen Kommagene, isminin de çağrıştırdığı gibi, Grek ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallıktır.
İÖ 1. yüzyılda kurulan Kommagene Krallığı İ.S. 72 yılına kadar bu bölgede egemenliğini sürdürmüştür. Yazılı belgelerde İ.Ö. 850 yılında görülen krallığın ismi o dönemlerde Kummuh olarak geçmektedir. Asur egemenliğinden kurtulmasıyla birlikte bağımsızlığın ilan eden Kommagene’nin bu dönemine ait ilk yazılı belgeler de ilk kez I. Antiochos dönemine aittir. I. Antiochos Kommagene’nin en önemli kralıdır. Antiochos yeni bir din kurmayı planlamış, batılıların, yani Yunanlıların dini ile Doğulu Perslerin dinini birleştirmeyi amaçlamıştır. Böylece bir dünya dini yaratacak, Nemrut Dağı’nı onun merkezi yapacak ve bu dinin buradan tüm dünyaya yayılmasını sağlayacaktı. Kendisi de bu sayede tüm dünyaya hükmedecek ve ölümsüzlüğe kavuşacaktır. Bu nedenle kendisini Tanrı ilan etmiştir.
Adıyaman’ın 103 km doğusundaki Antiochos’un tümülüsü ana kaya üzerine kırma taşların üst üste yığılmasıyla oluşturulmuştur. Tümülüsün doğu, batı ve kuzeyinde ana kaya düzleştirilerek teraslar haline sokulmuş, doğu ve batı teraslarına tanrı heykel ve kabartmaları yapılmıştır. Nemrut Dağı’ndaki kutsal alanda heykellerin dışında birçok da kabartma bulunmaktadır. Batı terasında bulunanlardan ilginç olan biri de aslan kabartmasıdır. Gezegenlerin dizilişleri incelendiğinde, bunun Kommagene’nin I. Kralı Mithradates’in taç giydiği geceye; İÖ 109 yılının temmuz akşamına denk geldiği görülmektedir.
Nemrut Dağı’nın 2.150 metrelik zirvesindeki aslanlı horoskop, bilinen en eski horoskoptur. Aslanın üzerinde 16 ışından oluşan 3 adet yıldız vardır ve bunlar Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerini temsil etmektedirler. Aslanlı horoskop gök cisimlerinin bir anlık konumunu gösterir. Önümüzdeki 25.000 yıl içerisinde bir daha yaşanmayacak bir ana tanıklık edilir. Güneşin, etkisi azalan ışığının altında çıkan yeni ayın ve onun hemen üzerinde Kral yıldızı olarak bilinen Regulus yıldızının güçlü parıltısı yüzleri aydınlatır. Önceki gecelerde Jüpiter, Merkür ve Mars gökyüzünde adeta krallara layık bir geçiş töreni sergiler. Tüm bu seremoni bittikten sonra Kommagene halkı tanrılarının yeni krallarını ziyarete geldiklerine inanarak evlerine dönerler.
İlk yapımında 55 m. yükseklikte olan tümülüsün bugünkü yüksekliği 50 m., çapı 150 metredir.Nemrut Dağı’nın en üst noktasına Kommagene Kralı 1. Antiochos kendisi için görkemli bir anıt mezar, mezar odasının üzerine kırma taşlardan oluşan bir tümülüs ve tümülüsün üç tarafını çevreleyen kutsal alanlar inşa ettirmiştir. Tümülüs, Kral 1. Antiochos’un onuruna düzenlenen törenler için etrafı 3 terasla çevrilmiştir. Doğu, batı ve kuzey terasları olarak adlandırılan bu alanlardan doğu ve batı teraslarda; bir sıra izleyen, blok halinde 8 yontma taşın üst üste oturtulmasıyla oluşturulan 8-10 metre yüksekliğinde görkemli heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunmaktadır. Heykeller, bir aslan ve bir kartal heykeliyle başlar ve aynı düzende son bulur. Burada aslan yeryüzündeki gücü, tanrıların habercisi olan kartal ise gökyüzünün gücünü sembolize etmektedir. Heykeller her iki tarafta da şu şekilde sıralanmıştır: Kral 1. Antiochos (Theos); Fortuna (Theichye-Kommagene-Tanrıça) Zeus (Oromasdes); Apollo (Mithras-Helios-Hermes), Herakles (Ares-Artagnes).
Buradaki yazıtlarda Antiochos’un anne tarafından Büyük İskender’den (Yunan-Makedonya), baba tarafından da Darieos’dan (Pers) geldiği yazılıdır. Böylece Antiochos, atalarından gelen etnik farklılığı birleştirmiş, bu nedenle de tanrı heykellerinin yüzünü doğuya ve batıya çevirmiştir. Ayrıca tanrı heykellerinin isimleri Grekçe ve Pers dilinde yazılmıştır.
Antiochos, Nemrut Dağı’nın 2.150 metre yükseklikteki zirvesinde yapımına başladığı görkemli kutsal alan ve mezar anıtını bitiremeden ölmüş, mezar anıtı da yarım kalmıştır. Nemrut Dağı’ndaki Kutsal alanın doğu ve batı yamaçlarında teraslar üzerinde Antiochos’un yaptırdığı heykeller ise, Nemrut’un sert hava koşullarına rağmen yüzyıllarca ayakta kalmıştır. Antiochos bu kutsal alanı teraslar halinde tasarlamıştı. Kutsal kabul edilen teraslarda yer alan heykellerin bir sıra halinde olduğu görülmektedir. Buradaki tanrılar, hem Doğu, hem de Batı tanrılarını temsil ediyor ve bu nedenle iki ayrı isimle anılıyorlardı. Yüzleri doğuya ve batıya çevrili Pers ve Yunan tanrıları ayrıca Kral Antiochos’un bu iki kültürü birleştirme amacını da simgeliyordu. Antiochos yaptırdığı heykellerin arka yüzüne 200 satırdan oluşan vasiyetini yazdırmıştır. Yazıtta, kendinden sonra gelecek kralları tapınağı güzelleştirmelerini istiyor, ibadet için gelenleri övüyor, kötü niyetlilere de beddua ediyordu. Bunun yanı sıra Antiochos, kutsal alanı ziyarete gelenlerin en iyi şekilde ağırlanmasını istiyor, onlara rahiplerin en iyi şaraplarını sunmalarını emrediyordu. Burada yapılacak törenlerin çok renkli geçmesi için de müzisyenleri görevlendiriyordu. Ne var ki Antiochos’un bütün içtenliğine karşın bu vasiyetinin yerine getirilemediğini antik kaynaklardan öğreniyoruz.
Nemrut Dağı, Adıyaman’ın Kahta ilçesinin Karadut köyünde, dünyanın sekizinci harikası olarak tanınan, tepesinde küçük kırma taşların yığılmasıyla oluşturulmuş konik bir tümülüsün bulunduğu, 2150 m. Yüksekliği, on metreyi bulan heykelleri ve metrelerce uzunluktaki kitabeleri ile UNESCO Dünya Kültür Mirasında da yer almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder