Ulaşım altyapısındaki yetersizlikler ve İstanbul'un uç noktasında olması nedeniyle bir dönem yüz çevrilen semtler, her geçen gün daha fazla insanın tercihi oluyor. Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt ve Başakşehir yoğun konut yapılaşması ile gün geçtikçe büyüyor. Emlak uzmanları bölgenin 'yatakhane şehir' olmasından endişeli.
Avcılar, Beylikdüzü, Esenyurt ve Başakşehir'i kapsayan bölge, gayrimenkul ve inşaat sektörünün önde gelen yatırımcıları tarafından 'Konut Adası' olarak adlandırılıyor. Hızlı bir büyüme ve dönüşümün yaşandığı bu semtler artık kabına sığmıyor. Gün geçmiyor ki buralarda yeni bir konut projesine imza atılmasın ya da yeni bir AVM açılmasın. Emlak uzmanları büyümeye paralel bir tanımlama yapıyor ve gerekli tedbirler alınmazsa bölgenin 'yatakhane şehri' olacağını söylüyor. 'Yatakhane şehir' kavramı Avrupa'da kullanılıyor. Bu tanımlama, nüfusunsadece barınma ihtiyacını karşılayan, gündüz ile gece nüfusu arasında büyük farkların olduğu yerler için yapılıyor. Bahsettiğimiz bölgenin yatakhane tanımına uyduğu, sabah ve akşam trafiğinin akış yönünden anlaşılıyor. Sabah şehrin merkezine kaçış söz konusuyken akşamları Avcılar, Beylikdüzü yönünde sıkışıklık söz konusu. İnsanlar sitelerdeki güvenli ve düzenli yaşamdan ötürü burada oturmayı tercih ediyor, ancak çalışmak için İstanbul'un merkezine gidiyor.
Gayrimenkul sektörünün en eski uzmanlarından Ediz Giray, bu arterlerde oluşan konut projeleri sayesinde semtlerin hızla geliştiğini, kalabalıklaştığını söylüyor. Ancak ulaşımdaki eksikliklere dikkat çekiyor. Ayrıca Avrupa Proje Yönetimi kurucusu olan Giray, metrobüs, metro ve deniz ulaşımının güçlendirilmesiyle birlikte bölgenin cazibe merkezi haline geleceğini belirtiyor.
Şehir merkezinde 400 bin liralık konforlu bir evin Beylikdüzü'nde 200 bine alıcı bulduğuna değinen Giray, "Bölgenin sosyal donatısı fazla, otopark sorunu yok, siteler güvenli, çocuk parkları mevcut. Şu anda arz, talepten fazla olduğu için fiyatları uygun. Henüz yatakhane semtler değil, ancak kontrollü yapılanma olmazsa tam bir yatakhane olur." diyor.
Banliyö demek daha doğru
Beylikdüzü'nde gece nüfusu ile gündüz nüfusu arasındaki fark açılıyor.
Bir apartman bir köye bedel
Necip Özhan (Beylikdüzü Muhtarlar Derneği Başkanı): Bölgede 200 daireli apartmanlar var. Nüfus bakımından bir köye bedel. Beylikdüzü'nde şu anda yeni bir yapılanma yok, yeni yapılanma Esenyurt ilçesinde. İnsanlar Beylikdüzü diye geliyor ama yeni konutlar Esenyurt'ta. Örneğin reklamlarını izlediğimiz Ukra evleri Esenyurt'ta. Bu semtlerde oturanların işyerleri de genellikle şehrin merkezlerinde. Gece nüfusu ile gündüz nüfusu arasında farklılıklar oluyor. Konut adası yatakhane şehir olma yolunda ilerliyor.
İşi Anadolu'da, evi Avrupa'da
Ahmet Gümüş'ün işyeri Anadolu yakasında, Ümraniye'de. Üstelik Ümraniye'de dairesi var. Ancak ailesiyle birlikte Beylikdüzü'nde sitede yaşamayı tercih ediyor. Beylikdüzü'ndeki düzenli yaşamdan ötürü burayı tercih ettiğini anlatıyor. Site güvenliğinden dolayı çocuklarının bahçedeki parkta, havuzda rahatlıkla oynadığını söyleyen Ahmet Bey, eşinin sitedeki arkadaşlarıyla çeşitli kurslara gittiğini ifade ediyor. Dilek Şahintürk de Sarıyer'de çalışıyor, Şirinevler'de bir dairesi var. Ancak o da Beylikdüzü'nde yaşamayı tercih ediyor. Beylikdüzü'nün Şirinevler'deki yaşama göre daha tenha ve güvenli olduğunu aktaran Dilek Hanım, torunlarıyla birlikte şehrin gürültüsünden uzakta yaşamayı sevdiği için Beylikdüzü'nü tercih ediyor.
Zaman Gazetesi'nin 28.01.2011 tarihli Cuma Ekinden alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder