Kırbıyık Kemal isimli bir Konyalı Hacı Veyiszâde'yi anlatıyor:
Hoca'nın bir tekke câmisi vardı, Pirî Paşa Camii,
Bizim köğlünün biri -o da rahmetlik oldu şimdi gerçi ya-saman getirmiş köğden, zabah namazı vakti filan işte.
Salıvırmış arabayı o eski garılar bazarının oraya bir yire,
Zabah namazını, Hacı Veyiszade'nin arkasında gılayım, samanı satayım! demiş.
Hoca da namazı gılınca böğle ufak bir vaaz nasihat yaparmış; beş dakka, on dakka....
Bizim köğlü, Kulaksızın Osman namazdan sonra kalkmaya yeltenince Hacı Veyiszâde Hoca, yibdabdan:
-Otur, samanın müşterisi hazır!..
O da oturakitmiş.
Vaaz nasihatı dinlemiş, han'a varmış arabayı goşmuş, gapıdan çıkmış, üç adım kitmeden:
-Samancı, dur! dimiş biri.
O da durmuş tabii:
-Kaç para isten?
-Şu para!
-Tamam, çek!
* Hacı Veyiszâde, Mustafa ÖZDAMAR, 1997, s.388, 389.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder