25 Mart 2014 Salı

M.Kemal: Kral Kostantin hiç bu otele gelip de bir kadeh rakı içti mi?

Sanatı: Gazetecilik. 
Nereye gideceği: İzmir’e.
9 Eylül 338 (1922) tarihli yolculuk vesikam şimdi masamın üstünde.

Arka sayfasında fesli resmim ve biri Fransızca, biri İngilizce iki vize var. Sözde kendi memleketimizdeyiz.

Yakup Kadri ile beraber Paquet kumpanyasının Lamartine vapurundayız. Ta Kadifekale’de Türk bayrağını görünceye kadar İzmir’e çıkıp çıkmıyacağımızı bilmiyorduk. Eğer bir gecikme olmuşsa, vapurda kalacaktık.

Limanda derin bir sessizlik. Zırhlıları ile, kruvazörleri ile, torpidoları ile İngiliz donanması orada.
Fakat bir dev uyumuş da ürkütmemek için sanki hepsi birbirine: ‘’Sus!’’ diyor. Lamartine vapurunun Akdeniz memleketlerine gidecek bütün yolcuları da içlerinden konuşmakta. Bazılarının sözlerini bakışlarından işitiyorum:

 ‘’Zavallı şehir, yine mi Türklerin eline geçti?’’

Bir motörle neşeli birkaç Türk subayı geldi. Güvertede Yakup ile benim vesikalarımıza baktılar. İsimlerimizi de tanımış olmalı idiler. Hemen izin verdiler.

Rıhtım boyu kapı eşiklerine çömelen silâhlı askerlerle karşılaştık. Yüzleri güneş yanığı, üstleri başları toz içinde, hepsi taze zafer tütüyor. Fakat bir savaştan değil, bir trenden çıkmış gibi sade ve gösterişsiz bir hâlleri var:

— Ne yaptınız? diye sorsak, belki de:

— Hiç! deyip başlarını çevirecekler.

Boz esvaplarının büsbütün rengi atmış, sigara içiyor ve gelene geçene bakıyorlardı.

Önce Kramer Palas oteline gidip güçlükle üst katta bir oda bulduk ve eşyalarımızı bıraktık.

Otel yabancı ve yerli Hristiyanlarla dolu idi. Sonradan bize anlattıklarına göre Mustafa Kemal de şehre girince bu otele uğramış. Ne sırması, ne de önünde arkasında koşuşan generalleri ve subayları var. Dolu salona girmek isteyince, garson yer olmadığını söylemiş. Fakat müşterilerden biri tanıyıp da:

— Mustafa Kemal... Mustafa Kemal... diye bağırınca, kalabalık birbirine girer. İhtimal hepsi dağılacaklar. Mustafa Kemal kimsenin rahatsız olmamasını rica eder ve yanındakilerle bir masaya oturur. Garson mudur, otel müdürü müdür, artık kim önce koşup gelmişse birer kadeh içki istediklerini söyler ve sorar:

— Kral Kostantin hiç bu otele gelip de bir kadeh rakı içti mi?

— Hayır paşa efendimiz!

— Öyle ise neden İzmir’i almak istemiş? der.

İzmir’e girişinin ilk zevkli saatlerinden birini o masada geçirir.

Sokağa çıktık. Başında Ankara kalpağı ve uzun boyu ile Ruşen Eşref göründü:

— Mustafa Kemal Paşa’yı göreceksiniz, tabiî... Ben sizi götüreyim... Karargâhı hemen şuracakta, eski bir Rum evinde ... Neler gördük neler... Tarih olduk artık.


Çankaya, Falih Rıfkı Atay - Sayfa:371/372

BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE ATATÜRK ANA SAYFA

1 yorum:

  1. adam izmiri sanki rakı içmek için işgal etti...

    YanıtlaSil