(Urfa'da yaşanmış bir hikaye)
Çiftçilikle uğraşan bir hemşerimiz, biriktirdiği parayla bir otomobil almaya karar vermiş.
Bilirsiniz yazın Urfa'mız sıcaktan kavrulur.
Özellikle yaz sıcakları için klimalı bir arabası olsun istiyormuş ki yazın köyden şehre gidip gelirken biraz rahat etsin.
Kendisi bu konuda hiçbir bilgi ve tecrübeye sahip olmadığı için otomobillerden anlayan ve arada bir elden oto alım satımı yapan uzaktan bir tanıdığına durumu anlatmış ve kendisine hem klimalı hem de köy yollarına uygun bir araba bulmasını rica etmiş.
Fakat rica ettiği kişi tam bir uyanıkmış.
Adamın hem saflığını hem de otomobillerden hiç anlamadığını bildiğinden gidip Toros marka bir araç bularak bizim çiftçiye getirmiş.
Toros arabaları sizler de iyi bilirsiniz.
Vicdansız satıcı, arabanın kalorifer düğmelerini klima düğmesi olarak tanıtmış ve hiçbir özelliği olmayan o arabayı klimalı araç fiyatına satmış.
Saf çiftçi, yeni arabasını severek kullanmaya başlamış.
Aradan bir iki ay geçmiş ve yaz mevsimi gelmiş.
Temmuz ayının sıcaktan toprağı bile çatlattığı bir günde, birkaç arkadaşını da alarak, bir işini halletmek için köyden şehre doğru yola çıkmış.
Şehre doğru yaklaşırken sıcaklığın arttığını iyice hissedince araçtakilere:
“Hele camları kapatın da şu klimayı bir açalım, serinleyelim,” demiş.
Aracın tüm camlarını kapatmışlar ve adam klimayı(!) açmış.
Kalorifer fanının içeriye doğru üflediği havayı hissedince, klimanın(!) iyi çalıştığını düşünmüş.
Yalnız, hem şoför koltuğunda oturan saf çiftçi hem de araçtakiler, geçen her dakika daha da terlemeye başlamışlar.
Şehre ulaşana kadar sırılsıklam ter içinde kalmışlar.
Şehrin ilk trafik ışıklarında kırmızıda durunca bizim çiftçi yanındakilere şöyle bir serzenişte bulunmuş.
“Yaw, bugün hava ne kadar da sıcak!
Biz, klimalı arabada böylesine terliyorsak Allah, dışardakilere yardım etsin!”
Mustafa Gül (12.03.2018)
Çiftçilikle uğraşan bir hemşerimiz, biriktirdiği parayla bir otomobil almaya karar vermiş.
Bilirsiniz yazın Urfa'mız sıcaktan kavrulur.
Özellikle yaz sıcakları için klimalı bir arabası olsun istiyormuş ki yazın köyden şehre gidip gelirken biraz rahat etsin.
Kendisi bu konuda hiçbir bilgi ve tecrübeye sahip olmadığı için otomobillerden anlayan ve arada bir elden oto alım satımı yapan uzaktan bir tanıdığına durumu anlatmış ve kendisine hem klimalı hem de köy yollarına uygun bir araba bulmasını rica etmiş.
Fakat rica ettiği kişi tam bir uyanıkmış.
Adamın hem saflığını hem de otomobillerden hiç anlamadığını bildiğinden gidip Toros marka bir araç bularak bizim çiftçiye getirmiş.
Toros arabaları sizler de iyi bilirsiniz.
Vicdansız satıcı, arabanın kalorifer düğmelerini klima düğmesi olarak tanıtmış ve hiçbir özelliği olmayan o arabayı klimalı araç fiyatına satmış.
Saf çiftçi, yeni arabasını severek kullanmaya başlamış.
Aradan bir iki ay geçmiş ve yaz mevsimi gelmiş.
Temmuz ayının sıcaktan toprağı bile çatlattığı bir günde, birkaç arkadaşını da alarak, bir işini halletmek için köyden şehre doğru yola çıkmış.
Şehre doğru yaklaşırken sıcaklığın arttığını iyice hissedince araçtakilere:
“Hele camları kapatın da şu klimayı bir açalım, serinleyelim,” demiş.
Aracın tüm camlarını kapatmışlar ve adam klimayı(!) açmış.
Kalorifer fanının içeriye doğru üflediği havayı hissedince, klimanın(!) iyi çalıştığını düşünmüş.
Yalnız, hem şoför koltuğunda oturan saf çiftçi hem de araçtakiler, geçen her dakika daha da terlemeye başlamışlar.
Şehre ulaşana kadar sırılsıklam ter içinde kalmışlar.
Şehrin ilk trafik ışıklarında kırmızıda durunca bizim çiftçi yanındakilere şöyle bir serzenişte bulunmuş.
“Yaw, bugün hava ne kadar da sıcak!
Biz, klimalı arabada böylesine terliyorsak Allah, dışardakilere yardım etsin!”
Mustafa Gül (12.03.2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder