Bu kanunlarla olacağı budur!
İki kız öğrencisini sigara içerken gören bir lise öğretmeni, öğrencileri yanına çağırarak:
“Bu yaşta sigara içmeye utanmıyor musunuz?
Sizi disipline vereceğim.
Artık derdinizi ailenize anlatırsınız” dedi.
Öğrenciler durumun aileleri tarafından öğrenilmesinden çok korktular.
Bir senaryo yazdılar ve uygulamaya koydular.
İkisi de akşam evlerinde öğretmenlerinin kendilerini taciz ettiğini söyledi.
Aileler öğretmen hakkında suç duyurusunda bulundu.
Öğretmeni gece evinden aldılar.
İfadeler, soruşturmalar, incelemeler, savcı iddianamesi derken tam 9 ay (yazıyla; Dokuz ay) tutuklu olarak yargılandı.
Dokuz ay içinde.....
Eşi kendisinden boşandı.
Çocukları ‘tacizci babalarını’görmek istemedi, ziyaretine gitmediler.
Hapishane şartlarında öğretmende agorafobi panik bozukluğu ortaya çıktı.
Tansiyon hastası oldu.
Şeker hastalığı nüksetti.
Psikolojisi iyiden iyiye bozuldu.
Ağlama nöbetleri geçirmeye başladı.
Dokuz ay sonunda mahkemeye çıkarılırken de ağlıyordu.
Hâkimden ağlamaması için fırça yedi.
Mahkeme çok kısa sürdü hâkim ‘sekiz yıl’ dedi.
Öğretmen daha yüksek sesle ağlamaya başladı.
Öğretmenini bu halde gören kız öğrencilerden birisi hâkime sordu:
“Kaç yıl hapis yatacak?”
“Sekiz yıl”
Bu sefer de öğrenciler ağlamaya başladı:
“Biz ailelerimiz sigara içtiğimizi öğrenmesin diye böyle bir yalana başvurduk.
Hocamızın suçu yoktur.
Salın onu…” demeye başladılar.
Bu itiraftan sonra hâkim hükmü yeniden kurdu.
Öğretmene ‘pardon’ dedi.
Çocuklara uzun bir nasihat çekti, bir fırça da onlara attı ve “Yıkılın karşımdan gözüm görmesin sizi” dedi.
Mahkeme boşluğunda bir avukat hâkime yaklaşarak:
“Sayın hâkimim ne olacak bu öğretmenin hali şimdi?”
“Valla, bu kanunlar karşısında benim yapabileceğim hiçbir şey yok ki”.
Evet, Bu kanunlarla olacağı budur!
Recep Yazgan
İki kız öğrencisini sigara içerken gören bir lise öğretmeni, öğrencileri yanına çağırarak:
“Bu yaşta sigara içmeye utanmıyor musunuz?
Sizi disipline vereceğim.
Artık derdinizi ailenize anlatırsınız” dedi.
Öğrenciler durumun aileleri tarafından öğrenilmesinden çok korktular.
Bir senaryo yazdılar ve uygulamaya koydular.
İkisi de akşam evlerinde öğretmenlerinin kendilerini taciz ettiğini söyledi.
Aileler öğretmen hakkında suç duyurusunda bulundu.
Öğretmeni gece evinden aldılar.
İfadeler, soruşturmalar, incelemeler, savcı iddianamesi derken tam 9 ay (yazıyla; Dokuz ay) tutuklu olarak yargılandı.
Dokuz ay içinde.....
Eşi kendisinden boşandı.
Çocukları ‘tacizci babalarını’görmek istemedi, ziyaretine gitmediler.
Hapishane şartlarında öğretmende agorafobi panik bozukluğu ortaya çıktı.
Tansiyon hastası oldu.
Şeker hastalığı nüksetti.
Psikolojisi iyiden iyiye bozuldu.
Ağlama nöbetleri geçirmeye başladı.
Dokuz ay sonunda mahkemeye çıkarılırken de ağlıyordu.
Hâkimden ağlamaması için fırça yedi.
Mahkeme çok kısa sürdü hâkim ‘sekiz yıl’ dedi.
Öğretmen daha yüksek sesle ağlamaya başladı.
Öğretmenini bu halde gören kız öğrencilerden birisi hâkime sordu:
“Kaç yıl hapis yatacak?”
“Sekiz yıl”
Bu sefer de öğrenciler ağlamaya başladı:
“Biz ailelerimiz sigara içtiğimizi öğrenmesin diye böyle bir yalana başvurduk.
Hocamızın suçu yoktur.
Salın onu…” demeye başladılar.
Bu itiraftan sonra hâkim hükmü yeniden kurdu.
Öğretmene ‘pardon’ dedi.
Çocuklara uzun bir nasihat çekti, bir fırça da onlara attı ve “Yıkılın karşımdan gözüm görmesin sizi” dedi.
Mahkeme boşluğunda bir avukat hâkime yaklaşarak:
“Sayın hâkimim ne olacak bu öğretmenin hali şimdi?”
“Valla, bu kanunlar karşısında benim yapabileceğim hiçbir şey yok ki”.
Evet, Bu kanunlarla olacağı budur!
Recep Yazgan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder