4 Nisan 2024 Perşembe

Ahmet, Evlâdım, ben seni sevdim!

Şefik CAN anlatıyor:
İlk görüşmemizde Ahmet Ağa aynı Yunus gibi çok güzel şiirler okudu, adeta kendinden geçti. 
Ben edebiyat hocalığı yaptığım için şaşırdım bu coşkunluk karşısında. 
Daha sonraki zamanlarda tek başıma onu ziyarete gitmeye başladım. 

Bir defasında yalnızca ikimizin bulunduğu ortamda ona:
-Ahmet Ağa, sen bu hali nasıl elde ettin, dedim.
Ahmet Ağa,
-Bende bir hal yok, ben ümmî bir çobanım, dedi.
Kendisine:
-Ama zaman zaman siz; "göreve çağırıyorlar" diyorsunuz, çıkıp gidiyorsunuz, sizi göremiyoruz, deyince, anlatmak zorunda kaldı:
-Seferberlik zamanında Gazze'de savaşıyorduk. 
Düşman bizi muhasara altına aldı. 
Bir hafta boyunca ne su, ne yiyecek bulabildik. 
Daha sonra yardım ulaştı, kazanlar kaynamaya başladı. 
Yemek dağıttılar bize.
Bir ekmeğin içine tahin koymuşlardı. 
Ben, ekmeği ısırdım, bir lokma ağzıma aldım. 
O sırada karşımda, bir deri bir kemik kalmış bir köpek gözlerini bana dikmiş bakıyordu. 
Biraz ekmek bölüp ona attım. 
Yanımdakiler: 
-Ahmet delilik etme, ye yemeğini, diyorlardı. 

Ancak benim gönlüm bu hale elvermedi. 
Bir lokma kendim yedim, bir lokma köpeğe verdim. 
Gece uykuya dalınca Peygamber Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem teşrif ettiler, 
Sırtımı sıvazlayıp: 
-Ahmet, Evlâdım, ben seni sevdim! buyurdular. 

Daha sonra uyandığımda Peygamber Efendimiz'e karşı büyük bir aşk başladı içimde. 
O günden ben bu haldeyim.

 *Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî, Ahmet Elma, 2011, 5.Baskı, S.122.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder