19 Ekim 2025 Pazar

Mahşer'de gözünüz o mendilde olsun!

Tahir Büyükkörükçü Hoca'nın oğlu Abdurrahman Büyükkörükçü'nün yazısı:

Velayet-i ammede bütün müminler müşterek ve musâvî iseler de, velayet-i hâssa mertebesi özel bir mertebe, hususi bir hal, ayrı bir makamdır. 
Bu halin sahibi kulların özel halleri, kendileri ile Allah arasındadır.
İşte Lâdikli Hacı Ahmed Efendi üstadımız, bu özel mertebeye erişmiş, seçkin insanlardan biridir.

Aşıklar Sultanı Mevlânâ'mız, Cenâb-ı Muhammed Mustafa Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz'den bahsedebilmek için "Feleklerin genişliğinde bir ağız isterim ki, meleklerin bile gıpta ettiği O yüce Peygamberden bahsedeyim" diyerek, Cenab-ı Hakk'tan liyakat ilticasında bulunur.

Ben de Rabb'imizden aynı duâ ile salahiyet ve güç iltica ediyorum ki, Lâdikli Hacı Ahmet Efendi üstadımızdan bahsedeyim. 
Çünkü onlar erişilmesi çok zor şâhikalar, ihatası imkânsız ufuklar, anlaşılması ve anlatılması çok güç esrar hazineleridir. 
Eriştikleri makam, vakıf oldukları esrar, sahip oldukları haller onları böyle kılmıştır. 
Nasıl güneşe bakan gözler kamaşır da, onu hakkıyla görmekten aciz kalırsa, manâ âleminin erlerinin hakikatine ermek de öylece insanı aciz bırakır.

Yıllarca kerametlerini hemen hemen bütün Konyalı'nın gördüğü, sevdiği saydığı, elini öptüğü, duasını ganimet bildiği bir büyük.
Yurdun dört bir yanından gelen ziyaretçilerin himmetini rica ettiği bir Allah eri.

Manevi üstadı Hızır Aleyhisselam ile beraber, dünyanın dört bir yanında manevi hizmetlere katılmış, Ümmet-i Muhammed'e yardım etmiş, darda kalanların yardımına koşmuş, sıkıntıda olanların elinden tutmuş, himmet diye istimdatta bulunanların Allah'ın izni ile imdadına yetişmiş...

Birçok harikulade hâlini yıllarca dostlukları olan bizzat babamdan dinlemişimdir. 
Kış ortasında, Endenozya'dan aldım dediği, çubuğundan yeni kopmuş üzümü dostları ile beraber yediklerini, Adem Aleyhisselâm'ın yeryüzüne indirildiği zaman secdeye kapanarak ağladığı yerde kaynayan pınarın suyundan rica edip, Ahmed Efendimiz'e tâ Hindistan'dan getirtip dostları ile beraber içtiklerini, hep duymuşumdur.

-Ne olur Ahmed Ağa, bizi şefaatten unutma! diye rica eden babama: 
-Valla hocam! Rabb'im imkan verirse dostlara bir mendil sallayacağız, buyurmuşlar.

O mendilde olsun gözünüz... 
Zira o mendil, sevenlerin ve icabet edenleri Hamd Sancağı'nın altına götürür...

Dr. Abdurrahman BÜYÜKKÖRÜKÇÜ

  1. Bu yazı Meram Belediyesi'nin çıkardığı bir dergide ve daha sonra da Merhaba Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
  2. Lâdikli Âşık Ahmed Hüdâî, Ahmet Elma, 2011, 5.Baskı, S.41, 44.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder