Konya'da bir zamanlar, Tahir Büyükkörükçü ile Mehmet Ulucan ve Derbentli Mustafa Efendiler arasında, câmi kürsülerinde, şurada burada, hararetli tartışmalar olurdu.
Bir böyle iki böyle derken bir gün Konya halkından bir heyet, Aziziye Camii'nde Hacı Veyiszâde Hoca Efendiye:
-Hocam, bu Hoca Efendiler arasındaki dakışma bizim zihnimizi bulandırıyor!
Hangisine uyacağımızı, hangisinin didiğini dutacağımızı şaşırıveriyoruz bazan...
Bu ne hal?
Ne olacak bu böğle?
Biribirlerine çok fena hücum ediyorlar!.. demişler.
Hacı Veyiszâde Hoca Efendi, hiç birinin aleyhinde tek láf etmeden, cemaatı şöyle teskin etmiş:
-Aman haa!.. Hiç birisi hakkında kem laf etmeyin!
Onların hepsi de kıymetli insanlardır.
Bu dinin hadimleridir.
Kolay mı yetişir onlar?
Keşke onlar gibi daha çok evladımız olsa...
Onlar bu dinin yiğitleridir.
Her yiğidin bir yoğurt yiyiş tarzı olur.
Aralarında tabii ki fark olacak...
Onlar dinin güreşçileridir.
Tabii ki birbirlerine salvo yapacaklar...
Bunları kafanıza takmayın, kimin reçetesi size iyi geliyorsa onu uygulayın, geçin...
* Hacı Veyiszâde, Mustafa ÖZDAMAR, 1997, s.465, 466.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder