Behlül Dânâ, birgün Hârûn Reşîd'den bir vazife istedi.
Hârûn Reşîd de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verdi.
Behlül hemen işe koyuldu.
İlk olarak bir fırına gitti.
Dönüp fırıncı ya sordu:
-Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?
Adam her soruya olumsuz cevap verdi.
Memnun olduğu bir şey yoktu.
Behlül birşey demeden ayrıldı ve bir başka fırına geçti.
Orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor.
Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya olumlu cevap aldı.
Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid'in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi.
Hârûn Reşîd:
-Behlül daha demin vazife verdik sana ne çabuk bıktın? dedi.
Behlül açıkladı:
- Efendimiz çarşı pazarın ağası varmış.
Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, bana ihtiyaç kalmamış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder