Isparta Eğridir'deki Şeyh Burhâneddîn Hazretleri bir ara oğullarını görmek için İstanbul'a gitmişti.
Rüstem Paşa Vezîriâzam sıfatıyla ona çok alâka, hürmet gösterip, hizmet etti.
Ayrıca Küçük Ayasofya Zâviyesini verip burada insanlara hak ve hakîkati anlatması için ısrarla ricâda bulundu.
Ricâsını kabûl edip bir sene kadar bu zâviyede kaldı.
Vezîriâzam Rüstem Paşaya; "Oğul! Biz dağ civârında büyüyüp uzlete, yalnızlığa alışmışız.
Hayır duâmızı istersen bizi mekânımıza gönder.
Sağ olursak üç dört senede bir İstanbul'a gelip sizi ve burada bulunan kâdı, müderris olan evlâdımızı ziyâret ederiz." dedi.
Paşa bu durumu Pâdişâh Kanûnî Sultan Süleymân Han'a arz etti.
Gerekli müsâade çıktı.
Eğridir'de bir vazîfe verip maaş bağlamak istenince; "Bize otuz akçe kâfidir." dedi.
Otuz akçe maaş ile Eğridir'e döndü.
Dönmeden önce Rüstem Paşa onu pâdişâhla görüştürmeyi arzu ettiyse de şeyh hazretleri; "Sultanlarla görüşmek dervişlere zarar verir." diyerek görüşmedi.
Burhâneddîn Hazretleri Eğridir'e döndükten sonra Baba Çelebi adında biri hasedinden dolayı Rüstem Paşa'ya onun hakkında uygun olmayan sözler sarfederek kötüledi.
Rüstem Paşa'nın îtimâdının ve muhabbetinin sarsılmasına sebeb oldu.
Şeyh hazretleri bu durumun farkına varıp Rüstem Paşaya kırıldı.
Bundan sonra Rüstem Paşa, Sultan Mustafa vak'asında vezirlikten uzaklaştırıldı.
Ummadığı bir anda bu işin başına gelmesi onu şaşkın bir hâle soktu.
Sonra bu işin, Burhâneddîn Hazretlerini kırması sebebiyle başına geldiğinin farkına vararak ziyâretine gidip özür diledi.
Daha sonra bir adamını gönderip, kusurumuza bakmasın, bizi bir kenara bırakıp himmetlerini çekmesinler diye haber yolladı.
Ayrıca bu hâlini arzeden bir de mektup yazdı.
Mektubu alıp okuyunca; "Evvelki sözümüz doğru çıktı ise sonraki sözümüz de doğru çıkar." buyurarak yeniden vezîriâzam olacağına işâret etti.
Gelen haberci dönüp durumu Rüstem Paşaya anlattı.
Rüstem Paşa onun teveccühleri ile yine vezîriâzam oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder