13 Ekim 2011 Perşembe

İSTANBUL DENİZ FENERLERİ

1880 Yılında Yapılan Hamidi Evvel Camii ve Anadolu Feneri
İstanbul’un çevresindeki denizlerde geceleri gemilere yön vermeye yarayan bu ışıklı kulelerin Bizans devrinden beri varlığı bilinmektedir. Bizans’ın kıyı köylerinde yaşayan bekçilerin bazıları geceleri yanlış ışık vererek gemilerin karaya oturmasını sağladıktan sonra soygun yaptıkları da bilinmektedir. Bizans bu suçu işleyenleri kazığa oturtarak cezalandırmış ve bu korsanlığı böylece önlemeye çalışmıştır. İstanbul’a gelen gezginlerin seyahatnamelerinde yazdıklarına göre; XVI. yüzyılda kentin hem Marmara Denizi’ne bakan güneydeki dış kesimlerinde hem de Karadeniz’den Boğaz’a giriş noktalarında üzerlerinde ateş yanan yüksek kuleler bulunuyordu. Önceleri ışık için mum kullanılan fenerler, yağ kandilleri daha sonra da gazyağı ile çalıştırılmış olup, bir ara asetiler kullanılmıştır. Günümüzde ise elektrik ile aydınlanma sağlanmaktadır.

Pierre Gyllius XVI. yüzyılda İstanbul hakkındaki topoğrafik çalışmasında ve Busbecq de bu fenerlerden söz etmektedirler. Osmanlı döneminde de Boğaz’ın ve Marmara’nın gemiler için tehlikeli sayılan yerlerine fenerler konulmuştur. 1855’de Türkiye sularındaki bütün fenerlerin yönetimi Osmanlı devleti ile Fransa arasında yapılan bir imtiyaz sözleşmesiyle “Fener İdaresi” adı ile bir Fransız şirketine verilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise bu fenerlerin tamamı devlet idaresine geçmiştir. 1 Ocak 1938’de Denizbank’a bağlanmış olan fenerler 1944’de Devlet Deniz Yolları ve Limanlar Umum Müdürlüğü’ne bağlanmış olup “Fenerler ve Cankurtaran Teşkilatı” adı ile bir prosedüre bağlamıştır. 1952’de Devlet Deniz Yolları Fenerleri bünyesinden ayırarak Denizcilik Bankası’na devredilmiş ve “Fenerler ve Cankurtaran Teşkilatı” bankanın içinde ayrı bir işletme olmuştur. Daha sonra TÜDEK (Türkiye Denizcilik Kurumu) ile Denizcilik Bankası ayrılmış, TÜDEK de 1984 yılında çıkarılan kanun hükmünde bir kararname ile Türkiye Denizcilik İşletmeleri adını alarak fener idaresi ve tersaneler ayrı genel müdürlük çatısı altında toplanmıştır. 1997’de yine Bakanlar Kurulu’nun aldığı bir karar ile bütün deniz trafiği ve yardımcıları ile kurtarma yardım ve tahliye hizmetleri tekrar bir çatı altında toplanarak “Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü” ne fenerler de bağlanmıştır.
İstanbul Boğazı’nda 1800’lü yıllardan sonra çoğalan gemi geçişlerinde kaza olasılığının artması üzerine irili, ufaklı deniz fenerleri inşa edilmeye başlanmıştır. Boğaz’daki fenerlerin sayısı 37 tane olup, bunların büyük kısmı çakaralmaz şeklinde, bir bölümü mendirek uçlarındaki fenerler, bir bölümü de tarihi kule fenerlerdir.

İSTANBUL DENİZ FENERLERİ

İSTANBUL'DAKİ DİĞER DENİZ FENERLERİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder