Osmanlılar ilk defa 1826 yılında İngiltere’den bir vapur satın almışlardır. Sultan II. Mahmut’un emrine tahsis edilen bu geminin kaptanlığını İngiliz Kelly yapmıştır.
Ön direğinde yelkenleri olan, uzun bacası ile yan taraflarındaki çarklarının yardımıyla denizde ilerleyen bu vapura İstanbullular Buğ Gemisi ismini yakıştırmışlardır.
Bu gemiyle Sultan II. Mahmut Boğaziçi’nde, Marmara’da gezintiler yapmıştır.
Bunu İngiltere’den alınan diğer vapurlar izlemiş, İstanbul Tersanesi’nde de Kebir ve Sagır isimli iki gemi yapılmıştır.
Amerikalı mühendis Ross Aynalıkavak Tersanesi’nde 1838 yılında Mesiri Bahri isimli buharlı bir gemi yapmıştır. Bunların yanı sıra yabancı şirketlerden İstanbul’un şehir hatlarında ve çeşitli limanlar arasında yolcu ve eşya nakliyatına başlanmıştır.
İstanbul Boğazı’nda bu vapurların görülmesi ile birlikte o güne kadar kullanılan Pazar kayıkları, piyadeler, üç çifteler ve beş çifteler azalmaya ve sonra da yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlamıştır. Bu yıllarda İngilizler ve Ruslar Boğaziçi’nde vapur seferleri yapmıştır. İngiliz tersanelerinde yapılan ve Boğaz’da çalışan vapurlar arasında Fevaidi-Osmaniye isimli vapur vardı. Bunu 1849’dan sonra Tairibahri, Mesiribahri, Eserihayır, Peykişevket, Hümapervaz, Eseriticaret vapurları izlemiş bunlar İzmir, Selanik, İzmit limanları ile Boğaziçi’nde işlemeye başlamıştır.
Çoğunlukla yaz aylarında sefer yapan bu vapurlar kış aylarında seferden kaldırılıyordu. Bu yıllarda Üsküdar halkı kendilerine tahsis edilen Peykiticaret vapurunun seferden kaldırılmasına itiraz etmiş ve bunun üzerine 1845’te vapur tekrar İstanbul ile Üsküdar arasında sefer yapmaya başlamıştır. 1851 yılında ise Vesileticaret ve Girit isimli vapurlar günde dört defa Üsküdar’a sefer yapıyordu. Üsküdar halkının talebinin kabulünden sonra Arnavutköylülerle Ortaköylüler de vapur işletilmesi için müracaatta bulunmuşlar ve bu istekleri yerine getirilmiştir. 1849 yılında Boğaziçi’nin bazı iskelelerinde Hümapervaz isimli bir vapur ile bir İngiliz ve bir Rus vapuru da yolcu taşıyordu. Bu üç vapur birbirleri ile rekabet halinde idiler. Bu gemiler Boğaziçi köylerindeki iskelelere yanaşırlardı.
Ön direğinde yelkenleri olan, uzun bacası ile yan taraflarındaki çarklarının yardımıyla denizde ilerleyen bu vapura İstanbullular Buğ Gemisi ismini yakıştırmışlardır.
Bu gemiyle Sultan II. Mahmut Boğaziçi’nde, Marmara’da gezintiler yapmıştır.
Bunu İngiltere’den alınan diğer vapurlar izlemiş, İstanbul Tersanesi’nde de Kebir ve Sagır isimli iki gemi yapılmıştır.
Amerikalı mühendis Ross Aynalıkavak Tersanesi’nde 1838 yılında Mesiri Bahri isimli buharlı bir gemi yapmıştır. Bunların yanı sıra yabancı şirketlerden İstanbul’un şehir hatlarında ve çeşitli limanlar arasında yolcu ve eşya nakliyatına başlanmıştır.
İstanbul Boğazı’nda bu vapurların görülmesi ile birlikte o güne kadar kullanılan Pazar kayıkları, piyadeler, üç çifteler ve beş çifteler azalmaya ve sonra da yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlamıştır. Bu yıllarda İngilizler ve Ruslar Boğaziçi’nde vapur seferleri yapmıştır. İngiliz tersanelerinde yapılan ve Boğaz’da çalışan vapurlar arasında Fevaidi-Osmaniye isimli vapur vardı. Bunu 1849’dan sonra Tairibahri, Mesiribahri, Eserihayır, Peykişevket, Hümapervaz, Eseriticaret vapurları izlemiş bunlar İzmir, Selanik, İzmit limanları ile Boğaziçi’nde işlemeye başlamıştır.
Çoğunlukla yaz aylarında sefer yapan bu vapurlar kış aylarında seferden kaldırılıyordu. Bu yıllarda Üsküdar halkı kendilerine tahsis edilen Peykiticaret vapurunun seferden kaldırılmasına itiraz etmiş ve bunun üzerine 1845’te vapur tekrar İstanbul ile Üsküdar arasında sefer yapmaya başlamıştır. 1851 yılında ise Vesileticaret ve Girit isimli vapurlar günde dört defa Üsküdar’a sefer yapıyordu. Üsküdar halkının talebinin kabulünden sonra Arnavutköylülerle Ortaköylüler de vapur işletilmesi için müracaatta bulunmuşlar ve bu istekleri yerine getirilmiştir. 1849 yılında Boğaziçi’nin bazı iskelelerinde Hümapervaz isimli bir vapur ile bir İngiliz ve bir Rus vapuru da yolcu taşıyordu. Bu üç vapur birbirleri ile rekabet halinde idiler. Bu gemiler Boğaziçi köylerindeki iskelelere yanaşırlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder