16 Ekim 2011 Pazar

Kadırga Limanı (Sophia Limanı), Eminönü, İstanbul

Bu liman Ayasofya ve Hipodromdan denize doğru inen yolun sonunda Bukoleon Sarayının yakınında idi. Çatladıkapı ile Kumkapı arasına rastlayan bu limandan da günümüze hiçbir kalıntı gelmemiştir.


Zaman içerisinde Justinus, Sophia ve Portus Novus isimleriyle de anılan bu liman Bizans’ın yıkılışına kadar kullanılmıştır. Notitia da bu limanın adı Portus Novus (yeni liman) olarak geçer. Liman inşaatına İmparator Justinus (361-363) tarafından başlanmıştır. Daha sonra ,liman dalgaların getirdiği kumlarla dolunca İmparator Anastasius (491-518) limanı temizletmiş ve önüne bir mendirek yaptırtmıştır.

Bizans’ın çok önem verdiği bu liman II. Justinos (565-578)’un karısı İmparatoriçe Sophia tarafından tamir edilmiş ve çevresi imparator ailesine ait heykellerle süslenmiştir. Bu heykellerden İmparator Justinos’a ait olanın altındaki kitabede şu sözlerin yazılı olduğunu eski kaynaklardan öğrenmekteyiz: “Huzur ve mutluluğunu limana vermek için ben,vali Theodos bu güzel heykeli İmparator Justinanus adına deniz kenarında inşa ettim”. Sophia’nın heykelinin altına ise başka bir vali şu kitabeyi eklemiştir: “ Vali Julyanus, hikmetle meşhur olan Romalıların imparatoriçesine hikmeti maletti”. İmparatoriçe bu limanın yakınına kendine bir saray yaptırınca halk tarafından ona izafeten “Sophianus Limanı “ diye tanınmıştır. Sonraki yıllarda buradaki heykellerden Justinos’a ait olanı bilinmeyen bir nedenle yıkılmış ve yerine büyük bir haç yerleştirilmiştir. 532 ve 56' de yangın geçiren liman önüne yapılmış olan mendireğe rağmen yine dolmuş ve İmparator Theophilos (824-642) tarafından tekrar temizletilmiştir.

Çok sayıda geminin barınabildiği bu limana Palaiologoslar zamanında çok önem verilmiş moloz ve kumlardan temizletilmesinden başka limanın ağzına “Bukanon” ve “Trompet” adında iki kule inşa edilmiştir. Millingen sefere çıkmaya hazırlanan ve limandan ayrılacak donanmaya son talimatların bu kuleden çalınan boru sesleri ile verildiğini yazmaktadır. Banduri ise dalgaların kuleye çarptıkları zaman çıkardıkları seslerin tiz bir boru sesine benzediğini ifade eder.

Bu liman fetihten sonra da kullanılmış,Osmanlı kadırgalarını barındırdığı için de “Kadırga Limanı” adı ile anılmaya başlamıştır. XVI. Yüzyıla kadar bu liman tersane olarak da kullanılmış, çevresi ise İstanbul’un mesire yerlerinden biri olarak büyük rağbet görmüştür. Liman,tersanenin Kasımpaşa’ya taşınmasından sonra önemini yitirmiş ve kendi haline bırakılıştır.

Günümüzde bu limanın üzerinden demiryolu ve sahil yolu geçmektedir.



BİZANS DEVRİNDEKİ İSTANBUL'DAKİ DİĞER LİMANLAR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder